English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yorum

Yorum translate Spanish

586,381 parallel translation
Üniversite televizyonunda çalışıyorum.
Estoy trabajando en el canal universitario...
Kadınlar hakkında bir program yapıyorum.
Produciré mi programa sobre mujeres en el campus.
Cyndee'den tavsiye isteyeceğime inanamıyorum.
No puedo creer que le pida consejo a Cyndee.
Ama şu anda çalışıyorum. Hemen tanıtım yapayım.
Pero debo trabajar, así que déjame hacer la promoción.
Çok utanıyorum Russ.
Qué vergüenza, Russ.
Arıyorum bir para babası
Estoy buscando un papi
Bo Jackson'ın kepiyle poz verdiği bir posterden alıntı yapıyorum :
Y para citar un afiche de Bo Jackson con gorro de graduación que vi :
O konseri hatırlıyorum.
Recuerdo esa presentación.
- Başlıyorum!
¡ Comenzando ahora mismo!
Pantolonumu bulamıyorum.
No encuentro mis pantalones.
- Bunu hatırlamıyorum bile.
- Pero no lo mencioné...
Sanmıyorum.
No lo creo.
- Nasıl takıyorum?
- ¿ Cómo se ponen?
Artık katlanamıyorum.
No puedo seguir.
Boş ver, ben de Sam'den hoşlanmıyorum.
No importa. Sam tampoco me cae bien.
- Ben kuralları buraya yazıyorum.
Aquí escribo las reglas. Sí.
Toplantıyı sonlandırıyorum.
Gracias a todos. Termina la sesión.
Hayır. Bunu yapmıyorum.
No, no lo haré.
Seni anlıyorum çocuk.
Te entiendo, muchacho.
Kulak tıpası kullanıyorum.
Uso tapones.
Ses önleyici kullanıyorum, çok daha iyi.
Uso audífonos antirruido.
Ve doğrusu... Gidebileceğimi de sanmıyorum.
Y en realidad no sé si pueda entrar.
Bu yüzden bu işi yapıyorum.
Por eso elegí esta carrera.
Onları anlıyorum.
Me dan lástima.
Pek sanmıyorum Sharice.
No lo creo, Sharice.
Seni üçüncü sınıftan beri tanıyorum. Tutucunu kendi ellerimle yıkadım. Naneli Oreo'ları senin için evde bulundurdum.
Te conozco desde el tercer grado, he lavado tu retenedor, tengo galletas de menta en casa por ti.
Bekâretimi kaybedeceğim için kadın vücuduna aşina olmaya çalışıyorum.
Estoy habituándome al cuerpo femenino como preparación para perder la virginidad.
Kulaklarıma inanamıyorum.
No puedo creer lo que estoy escuchando.
Deniyorum ama yargılıyorum.
Estoy tratando, pero te estoy juzgando.
- Ben yatıyorum.
Me voy a dormir.
Artık bazı şeylerin ikimizin arasında kalması gerektiğini anlıyorum. Bir de kızarıklık ve şişme olması durumunda Dr. Fink.
Y ahora yo entiendo que ciertas cosas son entre tú y yo, y en el caso de enrojecimiento e inflamación, el Dr. Fink.
- Baba seni azarlamaya çalışıyorum ve hoş bir şekilde karşılık vererek bunu mahvediyorsun.
Papá, estoy tratando de contártelo, y lo estás arruinando con tu alivio y disfrute.
Evet, bir takım değişiklikler yapıyorum.
Sí, estoy haciendo un montón de cambios.
Oğlumu kurtarmak için gerekeni yapıyorum.
Hago lo necesario para salvar a mi hijo.
Anlayamıyorum.
No entiendo...
Gold, anlıyorum. Korkman çok doğal.
- Gold, lo entiendo... tienes miedo.
Açıkçası, Kara Peri ile savaşması gereken Kurtarıcının ben olduğumu sanmıyorum.
- En realidad... No soy yo la Salvadora que luchará contra el Hada Negra.
O rezil şeyi onarmışsınız bakıyorum.
Veo que reparaste esa cosa terrible.
Baelfire'ı Trol Savaşı'ndan kurtarayım diye Karanlık Olan olmuştum şimdi de Gideon'un bu kaderden kurtulmasına çalışıyorum... Benden nefret etmesin diye.
Soy el Señor Oscuro por querer salvar a Baelfire de la Guerra de los Ogros... y quise separar a Gideon de su destino... para que no me odiara.
Her zaman öyleymiş gibi görünmese bile ben ne yaparsam yapayım sizi güvende tutmak için yapıyorum.
Tal vez no siempre sea claro... pero todo lo que hago es por ustedes, para protegerlos.
Sen burada yaşıyorsun. Öyle, ama bu gece burada yatmıyorum.
- Sí, pero no dormiré aquí hoy.
Bunu söyleyenin ben olduğuma inanamıyorum, ama o bizim tarafımızda.
No me puedo creer que sea yo la que diga esto, pero está de nuestro lado.
Seni temin ederim ki karıştırmıyorum.
Oh, te aseguro que no.
Seni uyarıyorum Daniel. Hayatın fena tehlikede.
Te lo advierto, Daniel, tu vida está en grave peligro.
Kızgınsın, çünkü Aram'ı tanıyorum ama sen tanımıyorsun.
Estás enfadada porque yo conozco a Aram y tú no.
Gallup diye birini tanımıyorum ama yangında Vanessa oradaydı.
No conozco a ninguna Gallup, pero Vanessa estaba durante el incendio.
Red'in Dembe'ye zarar vereceğini sanmıyorum.
No creo que Reddington hiciera daño a Dembe.
Dembe'nin yaptığını sanmıyorum ama her şey buna işaret ediyor... Bay Red'in neler yapabileceğini kestirmek zor.
No creo que Dembe lo hiciera, pero todo apunta hacia él, así que... bueno, no hay que decir lo que el Sr. Reddington podría hacer.
Seni bulmaya çalışıyorum.
Tratando de encontrarte.
Anlamıyorum AP-5.
No lo entiendo, AP-5.
Sorunun ben olduğumu sanmıyorum.
No creo que yo sea el problema.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]