English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yoş

Yoş translate Spanish

127 parallel translation
Dedene yer aç Yoş.
Yosh, hacer sitio para el abuelo.
Kapıyı kapat Yoş.
Yosh, cierre la puerta.
Yoş'un tüm arkadaşlarına ne kadar kendini adamış bir baba olduğunu anlatmak için lisedeyken eğilim testine girmeye "cesaretlendirmeni" söylemesi gibi.
Es como si Yosh hubiera dicho a todos sus amigos acerca de lo dedicado que eres, ya que "lo animó" que tomara el SAT en la escuela secundaria.
Yoş'la konuştun mu?
¿ Has hablado con Yosh?
Otistik babanla derdin varsa git ona bağır, Yoş'a değil!
Si usted tiene un problema con su padre autista, grítale, ¡ no a Yosh!
BENLER VE SENLER
LOS TÚS Y LOS MESES LOS TÚS Y LOS YOS
SENLER VE BENLER
LOS MESES Y LOS TÚS LOS YOS Y LOS TÚS
Daha önce de gelecekten gelen bizler sayesinde tarih dersinden geçmemiş miydik?
Sin la pasada intervención de nuestros futuros yos, ¿ habríamos aprobado historia?
Peki ama Bill, diğen bizlerle nasıl çarpışacağız?
Pero cuando volvamos, ¿ cómo derrotaremos a los otros yos?
10 yıl sonra, ya da "diaz en yos" mu demeliyim sonunda benim ismimi en iyi yere koydular.
Diez Años... Finalmente ponen mi nombre en el mejor sitio.
Diriliş ve yaşam benim.
Yos oy la resurrección y la vida :
Daha fazla beni tehlikeye atamam.
No me arriesgaré a más yos.
Elimde yoyolar, yaylar, güneş gözlükleri mini dikiş setleri, saatler, fenerler, piller şemsiyeler var, 5 dolara.
Tengo yo-yos, lentes de sol, kits para coser, relojes, linternas, pilas, paraguas-- - 5 dólares.
Pekâlâ, yo-yolarım var.
Bien. Tengo yo-yos por aqui.
Başka senler ne düşünüyorlar onun hakkında.?
¿ Qué opinan de eso sus otros yos?
Diğer benliklerimizi birleştirmek.
Unirnos con nuestros otros yos.
Bu beyazlar kendi akrabalarına bile acımıyorlar.
Estos Feringhees no perdonan ni a los su yos.
Şey... "Yos"... beni canlı canlı yerler orada, dostum!
El... El "Yos"... me comeran vivo ahi, Hombre.
Benden dört tane oldu.
Cuatro Yos!
Benim en iyi özelliğim, birçok ben olması.
Lo mejor de ser yo, es que hay muchos yos.
Size şunu söyleyebilirim, annem de onu asla sevmedi.
Yos diré algo. Ella tampoco le quiso nunca.
Jennifer JD kim olduğundan çok emin değil çünkü birkaç tane ben var. a / k / a Jen Onlar sulietler gibi yüzeyinde dolaşıyorlar.
Jennifer JD no estoy muy segura de quien soy porque hay varias "yos". a / k / a Jen Salen de mí como fantasmas.
Bu tutukluların içinde, melezler ve ırkçılar da var, olay çıkabilir.
Entre los yos, los cholos y los cuellos rojos era lógico que pase.
Adamların polis nezaretindeyken birbirlerini öldürmelerini istemeyiz.
Nosotros no queremos que los yos se maten unos a otros en custodia.
Peki yo-yo'nun çoğulu da yos-yo mu?
Entonces qué, el plural de yo-yo, es yos-yo?
Geçmişteki bizi.
A nuestros yos del pasado.
Anladım benimlesin.
Los yo-yos ganan.
Çünkü 50 yıl önce, biz orada oturuyorduk senin oturduğun yerde, gelecekteki kendimizle konuşuyorduk.
Porque hace cincuenta años estábamos ahí sentados... hablando con nuestros yos futuros.
Sahip olduklarını bile bilmedikleri arzular bir anda öne fırlayınca,... gerçek ilkel benliklerini keşfetmelerine imkân tanıyıp...
Las pasiones que ni sabían que existieran salen a flote de repente y descubren sus verdaderos yos primarios, mientras...
Küçük yo-yo'lar, şekerlemeler...
Tenemos pequeños yo-yos, tenemos dulces de goma fantasía.
Bu beni ilgilendirir, Brad. Pekâlâ.
Solo eso lo sé yos
Çıkarken gezegen yoyolarınızı almayı unutmayın sakın!
Y... no olviden recoger sus yo-yos del planetario.
Bunu neden yapıyosın?
¿ Por qué haces esto?
Siz kendinize arkadaş mı diyorsunuz?
¿ Yos llamáis amigos?
- Ne için? - Patenler olta makaraları, yo-yolar, turntable'lar.
Patines, rieles de pesca, yo-yos, bandejas de discos.
Gelecekteki halimize merhaba diyebiliriz.
Podemos saludar a nuestros futuros yos.
Ayrıca burda ne aryorsun? Benim gibilerle, daha fazla bir yerde tkılı kalamadım, tamam mı?
¿ Qué carajo estás haciendo aquí de todas maneras, no podía soportar estar encerrado con un millón de jodidos yos mas, ok?
Evet, keşke benden iki tane olsaydı.
Sí, aunque sólo existan dos yos.
# # İçinde bir sürü ben olan bir dolabım var #
# Tengo un armario lleno de "Yos" #
# İçinde bir sürü ben olan bir dolabım var #
# Un armario lleno de "Yos" #
Ama bozulmuş, bu yüzden hiç yo yok.
Pero se ha roto, entonces no hay "yos".
Yo-yolar.
Yo-yos.
Yo-yo üretim işi berbat bir halde benden söylemesi.
Les aseguro que la industria de los yo-yos está muy mal, se lo aseguro.
Güzel, güzel, çok güzel.
Bien. Yos.
Yo-yo koleksiyonu olan bir adamdan bahsediyoruz.
Viniendo de un chico que tiene una colección de yo-yos..
Yo-yo sevmez misin?
¿ No te gustan los yo-yos?
Yo-yolarla bir sorunun mu var? .
¿ Tienes un problema con los yo-yos?
Burnun kitaplara gömülü, yoyolar "Annem yüzüme oturdu" gibi salak espiriler.
Con la nariz siempre en tus libros, y tus yo-yos y tus ridículos chistes malos como : "mi madre se sentó en mi cara".
Bundan sıkılmadın mı?
¿ No te estás cansando un poco de esto? Quiero decir, la ropa, los anticuados yo-yos.
Ben YÖŞ'e hastalıklı yaratıklarla savaşmak için katıldım ve sen beni yeğenine bebek bakıcılığı yapmam için yolluyorsun.
Me uno a la UTF para luchar contra una epidemia de monstruos, y ¿ usted me manda a hacer de niñera de su sobrina?
YÖŞ * yaratılar hakkında bilinçlendirme kampanyası başlatıyor.
- La UTF está poniendo en marcha una campaña de sensibilización de monstruos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]