English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yuvarlak

Yuvarlak translate Spanish

1,850 parallel translation
- Siz de şu yuvarlak kent fikrine geldiniz.
Así que surges con esta idea de una ciudad circular
- Yuvarlak bir kent.
Una ciudad circular.
Bir kurşun. 38'lik, yuvarlak burunlu!
Una.38 de plomo punta redonda.
Ama 38'lik yuvarlak burunlu kurşun bir mermi o zamanlar, Nevada Otoyol Polisinin kullandığı mermilerdi!
Pero balas.38 de plomo punta redonda era lo que usaba la patrulla de autopista de Nevada en esos días.
Yuvarlak masada aç gözüküyorlar.
Parecen hambrientos en "Camelot".
- Bunu görmeniz gerek, yuvarlak içine aldım.
- Tiene que ver esto que marqué.
Üç, yuvarlak, güzel bir sayıdır.
3 es un buen número.
Muayeneye gidince estetik cerrahın yaptığı gibi kırmızı kalemle yuvarlak içine alıyorlar.
Las marcaban como en las cirugías plásticas durante una consulta.
- Ahşap Betula Uber ağacından, yuvarlak yapraklı Huş ağacının alt türlerinden biridir ve 1800'lerden beri yok.
- Madera. Es de un Betula uber subespecie de abedul de hoja redonda, extinguido desde 1800.
Yuvarlak kesilmişlerinden mi?
¿ Cortado en espiral?
Evet, yuvarlak kesilmişlerinden.
Sí, cortado en espiral.
Ve 10, güzel bir sayı, yuvarlak.
Diez sería perfecto.
Jeff'le evlenme, ve ben de sana çatımsı keklerden yapmam ve fallopian bağlarına yuvarlak düğüm atmam.
No te cases con Jeff, y yo no cocinaré un pastel con somnifero y ataré tus trompas de falopio en un nudo doble.
Şu küçük yuvarlak iz... bu çürümeye bağlı bir renk değişikliği mi?
Ese pequeño punto redondo... ¿ concuerda con la descomposición?
Bu hafta yuvarlak binaları gezeceğiz.
Esta semana son las pérgolas.
Katil, yuvarlak testereyle kurbanın başını ve ellerini doğramış.
El asesino utilizó una sierra circular para cortarle las manos.
Bazen bir el testeresi, bazen yuvarlak testere kullanıyor.
A veces utiliza una sierra circular, o una de mano...
Karbüratör. Şanzıman. Şu yuvarlak, siyah hortum.
El carburador, la transmisión, y aquella cosa pequeña, negra y redonda.
Sana çizimini yapayım. Çizgi... Yuvarlak...
Uh, te hare un dibujo.
Çizgi... Yuvarlak...
Hare... dibujo...
Lüks bir yatakodası..., Ve aynı şu filmlerdeki gibi...... yuvarlak bir kocaman bir yatak! Stil!
Y tendré una habitación como la de las películas de Yash Chopra... con una cama redonda.
'Lüks bir yatakodam... ve şu...' .. Yash Chopra'nın filmlerindeki gibi.. .. kocaman yuvarlak bir yatağım olacak.'
Y tendré una habitación como la de las películas de Yash Chopra... con una cama redonda.
- Bilirsin, yuvarlak, gümüş gibi, parlak?
¿ Circular, plateado y brillante?
Ama sizi yuvarlak içine almam gerekti.
Pero tuve que marcar con un círculo adónde están Uds.
Lucas ve Nick'i yuvarlak içine almışsın.
Marcaste a Lucas y a Nick.
Mükemmel yuvarlak bir morluktu.
Era un chupón perfectamente redondo.
Mükemmel yuvarlak bir ağzı vardı çünkü...
Ella tenía una boca perfectamente redonda de todos modos...
Önce başka bir dadım vardı, Alman bir kız. Yuvarlak yüzlü, koca göğüslü.
Antes tuve otra niñera, alemana, cara redonda, grandes pechos.
Gezegenin bir yanında yuvarlak bir çıkıntı, diğer yana uzanıp uzaya sızan bir kuyruk.
Hay una sección redondeada detrás del planeta, en una dirección con una cola que flota hacia la otra.
Koca bir yuvarlak ışık topu ve onun etrafına yayılmış sayısız ufak ışık topları...
La gran luz redonda y esas luces pequeñas...
Sütunların yuvarlak olması bu işareti oluşturan merminin sekme yönünü bulmamızı zorlaştırıyor.
La columna redonda va a hacer difícil... Averiguar el ángulo exacto de la trayectoria desde la marca.
Önünde yuvarlak kapımsı bir şey olan kutumsu bir şeye benzer.
En es, uh, cosa que parece una caja con, un, con como una puerta redonda delante
- Güzel. Örneği tepedeki yuvarlak şeye koy.
Ahora, hum, pon la muestra en esa percha circular con esa cosa arriba
Yuvarlak, çukur yaralar, çekiç yaralarıyla uyumlu.
Los surcos alrededor de las heridas son coincidentes con golpes de martillo.
- kenarları yuvarlak.
De borde curvo.
Simetriyi seviyorum... yuvarlak rakamları ve palindromlarıda.
Me gusta la simetría... y números cuadrados, palíndromos.
Zamanla bozulmuş. Ama 8 noktayı çıkaracak kadar yuvarlak ve delta var.
Degradada por la edad, pero tengo suficiente para conseguir ocho puntos.
Kral Arthur, Yuvarlak Masa'nın oniki şövalyesi ve Kutsal Kase fikri etrafında dizayn edildi.
Estaba diseñado según la idea del Rey Arturo, los doce Caballeros de la Mesa Redonda y el Castillo del Grial.
Coğrafya öğretmekden de pek hoşlanmam. Çünkü dünyanın yuvarlak olduğu fikrinden asla hoşlanmadım.
Y no me gustaría enseñar sobre el mapa mundi, ya que nunca me gustó la noción de que el mundo es redondo.
Yuvarlak taşlar batar.
Las rocas redondas mueren.
Yuvarlak taşlar batar.
"Las rocas redondas mueren."
- Yuvarlak kısma yerleştir.
- ¡ Mételo en la cosa redonda!
Beni orada bulmuşlardı... O büyük yuvarlak binanın yanındaki çimlerde...
Ahí es donde me encontraron... en el césped, junto al edificio grande y circular.
Basket topu içi hava dolu yuvarlak bir şeydir.
Por sí misma, una pelota de básquetbol no es más que un saco de aire.
Hayır, öyle yuvarlak bir yüzü vardı.
Es sólo que tenía una cara redonda como ésa.
Çünkü dünya yuvarlak
Porque el mundo es redondo
Sonra da kocaman yuvarlak delikten çıktım. Şatodan aşağıya düşene kadar kayıptım.
Trepé y salí de un agujero grande y redondo y me perdí hasta que me caí del castillo.
Yuvarlak taş kapıya bile geri dönemeyiz.
Ni siquiera se puede volver a la puerta de piedra.
Her 23. sayfadaki 23. kelimeyi yuvarlak içine aldık.
Marcamos cada 23ª palabra, de cada 23ª página,
ve bu deliliğe sahip olmanı seviyorum yuvarlak konuşmanı seviyorum.
Y me encanta tu modo alocado de hablar con rodeos que resultan coherentes.
Ama siyah değil, yuvarlak ve kabarık.
Son redondas y esponjosas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]