Yüzden translate Spanish
141,202 parallel translation
O yüzden doğru yazın.
Por favor, escríbalo exactamente.
Aradan 8 sene geçti, o yüzden onlar benim, değil mi?
Entonces si han pasado ocho años son míos, ¿ verdad?
O yüzden o yumurtalar benim tek şansım.
Esos óvulos son mi única oportunidad.
O yüzden bu görevi kabul ettim.
Por eso acepté este trabajo.
Biriyle tanıştım, o yüzden yaptığımı düşündüğün şey her neyse...
He conocido a alguien, así que, sea lo que sea lo que crees que estoy haciendo...
Bu yüzden konserve meyvelerine bu kadar ilgilisin.
¿ De ahí el interés por la fruta en lata?
Bence beni görmeyi bekleyemedin o yüzden... -... sandviçler çoktan ikiye bölünmüş.
Pienso que no podías esperar a quedar conmigo de nuevo y por eso has cortado la hamburguesa ya por la mitad.
- Yani bugün buraya bu yüzden mi geldin?
¿ Por eso has venido hoy aquí? Sí.
O yüzden embriyo onundur.
Así que es suyo.
O yüzden eğer hayatında yer almak isterseniz bunu sağlamak için elimden geleni yaparım.
Por lo que, si quieren tener un hueco en la vida de mi hijo, haré lo posible para que sea una realidad.
Julius, Trump yönetimi televizyon kanallarına baskı yapıyor. Bu yüzden birinci anayasa ek maddesiyle ilgili oluyor.
Julius, la administración Trump está presionando a la cadena, eso lo convierte en un caso de Primera Enmienda, Julius.
Avukatını da kaybetti, o yüzden bizim temsil etmemizi istiyor.
Ha perdido a su abogado, así que nos pide que le representemos.
Ben de orada Bayan Rindell'ın avukatı olarak bulunuyordum, o yüzden...
Yo estaba allí, así como el abogado del Sr. Rindell, así que...
- Yani bu yüzden mi internet üzerinden yayınladınız?
¿ Por eso lo subió a Internet? Sí.
O yüzden ben de ortaya çıkardım.
Y quería señalarlo.
Fantasia çok hasta, o yüzden bunu taşıyorum.
Fantasía está enferma, así que tengo esta cosa.
İşte bu yüzden buradayım Diane.
Por eso estoy aquí, Diane.
İşte bu yüzden buradayım.
Por eso me estoy pensando el venir aquí.
İşte bu yüzden sizleri bugün çağırdım.
Por eso os he convocado hoy.
Disney, sitelerimden reklamlarını çekeceği konusunda beni tehdit ediyor. O yüzden bugün saat 5'e kadar hizmet kullanım şartlarına ihtiyacım var.
Disney ha amenazado con quitar todos los anuncios de mis páginas, así que necesito un "descargo de responsabilidad" a las cinco de hoy.
Yani tek bir boyuta tüm kuralları sığdıramayız. O yüzden bir itiraz işlemi yapmalıyız.
Es decir, no podemos crear una norma general, lo que necesitamos es un procedimiento de recurso.
Bu yüzden yapmak istemeyebileceğini söylemiştim.
Por eso dije que quizá no querría hacerlo.
O yüzden bildiğim şeyin ona zarar verebileceğini söyledim.
Así que le dije lo que sabía que le iba a hacer daño.
Aklıma esprili bir cevap gelmedi o yüzden cevap vermeyeceğim.
No se me ocurre nada gracioso, me niego a responder.
O yüzden lütfen aklınızda bulunsun. Mantıklı bir kuşkunun ötesine inanmanıza gerek yok.
Así que tengan presente que no tienen que creer más allá de toda duda razonable.
Soruşturma kuruluna girmelerine izinleri yok o yüzden dava açarak, soruşturma kurulu odasında neler yaşandığını öğrenmeye çalışıyorlar.
No tienen acceso a la sala de nuestro gran jurado, así que están usando este tribunal como una forma de averiguar lo que sucede en la sala del gran jurado.
İşte bu yüzden bu sızıntıyı durdurmalıyız, sayın yargıç.
Es por lo que necesitamos parar esta fuga, señoría.
Yeni şirketinizde Rindell kızına bu yüzden iş ayarlamadınız mı? - İşlediğiniz suçları açığa vurmasın diye?
¿ Y no es por ello por lo que dispuso la contratación de la hija de Rindell en su nuevo trabajo, para que no denunciara su culpabilidad?
O yüzden bunu birlikte yapmalıyız.
Así que, deberíamos pelear juntos.
Bu yüzden mi Jax amcamın bilgisayarından Schtup listesini istedin?
¿ Por eso me hiciste coger la lista del ordenador del tío Jax?
Annem Jax'i aradı, gelip Mike Hannigan ile konuştu. Parasını şimdi geri çekerse sekiz milyon kaybı olacağını o yüzden yapılacak en doğru şeyin parayı şirkette tutmak olduğunu söyledi.
Mi madre, ella, ella llamó a Jax y él se dejó caer... para decirle a Mike Hannigan que... si se retiraba del fondo, entonces perdería algo así como ocho millones de dólares y que lo mejor era dejar su dinero dentro.
O yüzden muhtemelen öğleden sonra dört gibi.
Entonces... probablemente sobre las cuatro de la tarde.
O yüzden net bir anın yoksa, Jax'in Hannigan'la konuştuğundan bahsetme.
Así que no digas que Jax estaba con Hannigan a menos que tengas un recuerdo específico.
O yüzden Afrikalı çocukların % 60'ı için cibinlik almam konusunda çaba sarf etmemi istediler.
Querían que yo dirigiera los trabajos para pagar las mosquiteras del 60 por ciento de los niños africanos.
O yüzden bu vakıfta işlenilen her suçtan sorumludur.
Así que es responsable de cualquier delito cometido por esta fundación.
O yüzden sabah K9 birimiyle tekrar gidip...
Así que volví con una unidad canina esta mañana...
Saadet zinciri ile ilgili bir şeyler bildiğini göstermeye çalışıyor. Bu yüzden Amy'nin ailesinden vaz geçtin.
Está intentando sugerir que tú sabías lo de la estafa de Ponzi y que por eso apartaste a los padres de Amy.
O yüzden biraz basitleştirelim.
así que simplifiquemos.
Kötü Kraliçe tam da bu yüzden sana... o lanet demir parayı verdi.
Para esto te dio la Malvada Reina esa moneda.
Seni buraya bu yüzden getirmedim.
- No te traje por eso.
Bu yüzden sana bir şey söylemeliyim.
Y por eso debo decirte algo.
Yaşım iki yüzden fazla, dostum. Doğru.
- Tengo más de 200 años, amigo.
O yüzden bu gece çok büyük bir kavga edeceğiz.
Así que hoy debemos tener una gran pelea.
Yoda o yüzden kuru, yeşil bir bok gibiymiş.
Ya sé por qué Yoda lucía como caca verde y seca.
O yüzden bu yıl NFL takım sahipleri toplantısına gitmemeye karar verdim.
Así que decidí que este año no iré a la reunión de los dueños de la NFL.
Haftada bir saat görüşebiliyoruz ama bu yüzden bu iş yürüyecek.
Solo nos vemos una hora a la semana, pero por eso funcionará.
İşte isimleri çok fazla kullanmayız, bu yüzden görsel hafızam efsane iyidir.
Bueno, no consigo muchos nombres en mi trabajo, así que soy súper buena con las caras.
Tam da bu yüzden akıllıca davranıp bu akşam eşimle kendime bir randevu aldım.
Es por eso que tan sabiamente pedí una cita para Candy y para mí esta tarde, ¿ ves?
O yüzden mi göz kamaştıran aptal boş beleş bir insanı aldın geldin.
Y por eso has elegido a una idiota y deslumbrante adolescente como tu compañera.
Evet. Biraz meşgulüm dostum o yüzden...
Estoy un poco ocupado, amigo.
O yüzden... duygular paylaşıldı.
los compartí.