Yıkıl karşımdan translate Spanish
273 parallel translation
Yıkıl karşımdan!
Vete de aquí antes...
Sen de yıkıl karşımdan!
¡ Vete con él!
- Jimmy bana yıkıl karşımdan dediğini söyledi - Bu Pulitzer dilindemi?
Jimmy dijo que le deseaste la muerte. ¿ Así hablan los Pulitzer?
- Yıkıl karşımdan kadın!
- ¡ Aléjese de mi vista, mujer!
Yıkıl karşımdan.
Lárgate de mi vista.
- Yıkıl karşımdan mı diyeceksin?
Debería ir al infierno, ¿ no? Está bien.
Şimdi yıkıl karşımdan, seni piç!
¿ He hablado claro? ¡ Bastardo!
Yıkıl karşımdan, seni sersem!
¡ Que te ahorquen, joven bruja!
- Yıkıl karşımdan!
- Déjame en paz.
- Yıkıl karşımdan.
- Entrad, entonces.
- Yıkıl karşımdan.
- Apà ¡ rtate de mi vista.
Kaybol. Yıkıl karşımdan, uzun şey.
¡ Lárgate, larguirucha!
Komik mi? Yıkıl karşımdan.
¿ Te parece gracioso?
Yıkıl karşımdan.
¡ No me ponga en ridículo!
Yıkıl karşımdan!
¡ Vete de mi vista!
Yıkıl karşımdan, alçak! Yıkıl karşımdan!
¡ Fuera de mis vista, tunante!
- Yıkıl karşımdan.
Olvídalo.
Yıkıl karşımdan.
Sal de mi vista.
Yıkıl karşımdan.
Fuera de aquí.
Yıkıl karşımdan!
¡ Desaparece de mi vista!
- Yıkıl karşımdan!
¡ Vete!
- Yıkıl karşımdan.
- Apártese.
- Yıkıl karşımdan.
- Vete a la mierda.
Yıkıl karşımdan, beni hasta ediyorsun.
Afuera de mi vista, me enferma.
Yıkıl karşımdan, seni bir daha görmek istemiyorum.
¡ Ahora sal, No quiero volver a verte de nuevo.
Şimdi yıkıl karşımdan.
Y ahora, quítate de mi vista.
Yıkıl karşımdan.
Fuera de mi vista.
- Yıkıl karşımdan, domuz.
- Fuera de aquí, el cerdo.
Yıkıl karşımdan, seni küçük böcek.
- Sal de mi vista, idiota.
Yıkıl karşımdan.
Piérdete.
Yıkıl karşımdan, Lord Hades.
Fuera de aquí, Lord Hades.
Yıkıl karşımdan, seni iğrenç iblis yarasa.
Fuera de aquí, tonto demonio de murciélago.
Yıkıl karşımdan.
No quiero verte nunca más.
Yıkıl karşımdan!
¡ Lárgate de mi vista!
Şimdi yıkıl karşımdan yoksa seni kaldırıp pencereden dışarı atarım.
Ahora, largate de mi vista Antes que te agarre y te tire por la ventana!
Şimdi, yıkıl karşımdan!
¡ Ahora, fuera de mi vista!
Şimdi ikiniz de yıkılın karşımdan. İlgilenmem gereken bir savaş var.
Tengo una guerra entre manos.
Yıkıl karşımdan.
¡ Largo!
Yıkılın karşımdan, güzel giyimli kara maymunlar!
Fuera, váyanse, monos.
Kızın merakı yüzünden özel hayatımdan bahsediyorum, karşılığında sadece bir fincan kahve alıyorum.
Hablo de temas personales, y todo lo que recibo es un café.
Adam yanımdan geçerken beni selamlayacak ben de ona karşılık verecektim.
Un hombre pasaría por allí y diría hola, y yo debería devolverle el saludo.
Yıkıl karşımdan.
¡ Fuera!
Bir Hawkin tüfeğine karşılık, Dead Wolf Creek'de başımdan def ettim.
¡ La llevé a Lobo Muerto y la cambié por una escopeta Hawkin!
Ona 50 adımdan az yaklaşırsa, tutuklancak. Ve sahip olduğun her şeye karşılık sana dava açarım.
Si se le acerca a menos de 15 metros, lo arrestan y usted pierde todo.
Yıkıl git karşımdan, yoksa yemin ediyorum toplarını küpe diye takarsın!
Ahora, déjame salir o, te lo juro, pondré tus bolas en tus orejas.
Yıkılın karşımdan, ikiniz de, sizi içeri tıkmadan evinize gidin.
Lárguense de aquí y vayan a casa antes de que los lleve presos.
Yıkılın karşımdan ahmaklar!
Larguense, cretinos.
Defol git karşımdan! Yıkıl! Defol git!
¡ Vamos, sal de aquí!
Yıkıl karşımdan.
Ya no quiero verte mas aquí.
Yıkılın karşımdan.
Fuera de mi vista.
Öyleyse niye karşımdan yıkılıp beni gerçekten gülerken izlemiyorsun?
Así que porqué no sales de mi vista y miras cómo empiezo a sonreír.