Zaara translate Spanish
103 parallel translation
Kalkın, Bayan Zaara.
Despierta Zaara, hermana.
Sürekli Zaara'nın adını sayıklayıp duruyor.
Ella está pidiendo ver a Zaara.
Yusuf Abi, Zaara'nın annesi benim, ama ona bakan kişi Bebe'dir.
Yusuf, soy madre de Zaara pero Bebe es quien la ha criado.
Zaara nerde?
¿ Dónde está Zaara?
Zaara'ya bu haberi ben vereceğim, kimse bir şey söylemesin!
¡ Quién le dará estas noticias a Zaara! ¡ Nadie le dirá nada!
Zaara, sen mi geldin?
Zaara, ¿ eres tú?
Evet Bebe, Zaara'n geldi ve bak sana ne getirdi.
Sí, Bebe, tu Zaara vino y mira lo que trajo para ti.
Kim sana paranı Zaara'ya ver dedi? !
¿ Quién te dijo que le dieras a Zaara tu dinero?
Biliyorsun, ben Zaara'ya hayır diyemem.
Tú sabes, no puedo decirle no a Zaara.
- Zaara!
¡ Zaara!
.. İyisin değil mi?
¿ Zaara, está todo bien?
- Zaara... Anne ben çok iyiyim, sakın endişelenme.
Mamá, estoy perfectamente bien, por favor no te preocupes.
Bu saçmalık da nedir, Zaara?
¿ Qué es este disparate Zaara?
Zaara, bu Lahore'dan Pindiye gitmek gibi ufak bir seyahat mi ki böyle çekip gittin?
¡ Zaara! ¿ Ese es el pequeño viaje de Lahore a Pindi que hiciste como nada?
Bizim Zaara'mızın bir erkekten geri kalır tarafı yok.
Nuestra Zaara no es una niña.
Ben Zaara, Zaara Hayaat Khan.
Soy Zaara, Zaara Hayaat Khan.
Adın Zaara mı?
- ¿ Su nombre es Zaara?
Zaara... İşte otobüs biletin, Atari'ye gider gitmez telefon et.
Zaara, aquí está tu boleto de autobús.
- Zaara, Zaara Hayaat Khan.
- Zaara, Zaara Hayaat Khan.
Okulun ilk tuğlasını.. .. ne ben koyacağım ne de Maati İlk tuğlayı koyacak olan kız.. .. bu okulun yapılmasına sebep olan kızdır, Bayan Zaara Hayaat Khan.
El primer ladrillo para la escuela... no será puesto por Maati o por mí, sino por una chica... debido a la cual se construirá la escuela.
Ve sen, Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Sing sen de Zaara olmadan yarım birisi olacaksın.
Y tú, Líder de Escuadrilla Veer Pratap Singh... estarás incompleto sin Zaara.
- Zaara'yı Amristar'da otobüse bindirir, geri gelirim.
Dejaré a Zaara en un autobús a Amritsar y me iré.
Zaara'yı Atari'ye kadar götürecek ve onu trene bindireceksin.
Llevarás a Zaara a Atari y la verás subir al tren.
Zaara, ben çok basit biriyim.
Zaara, soy un hombre muy sencillo.
Hadi Zaara, artık gitmeliyiz.
Vamos, Zaara, debemos irnos.
Zaara, bana onun hayatını nasıl kurtardığınızı anlattı.
Zaara me dijo cómo le salvó la vida.
Zaara'yı daima mutlu edin borcunuzu ödemiş olursunuz.
Solo mantenga feliz a Zaara y la deuda estará saldada.
Yoksa sizin Zaara'ya aşık olduğunuzu zannedeceğim.
Me da la impresión de que está enamorado de Zaara.
... üzüntü Zaara'dan hep uzak olsun. Gözlerinde asla gözyaşı olmasın.
Deseo desde el fondo de mi corazón que Zaara... nunca tenga lágrimas en sus ojos.
Zaara'nın aşkını anlatmaya başlamadım.
El amor de Zaara todavía no había comenzado.
Ve Zaara'nın kalbindekileri bilmediğin sürece Veer'in hikayesi ve Veer'in hayatı, ikisi de yarım kalır.
Y sin saber qué sentía Zaara, la historia de Veer y la vida de Veer... seguían ambas incompletas.
Jehangir Hayaat Khan, Zaara'nın babası ve aynı zamanda Lahore'un gururu.
Jehangir Hayaat Khan, padre de Zaara y orgullo de Lahore.
Zaara ve Raza'nın evlilikleri, sıradan bir ilişki değildi.
La unión de Zaara y Raza no era ninguna relación ordinaria.
Bu durumda Zaara'nın kendi başına Hindistan'a gitmesi çok sorumsuzca bir davranış olmuştu.
La visita de Zaara a la India por su cuenta... fue un acto muy irresponsable.
Zaara'nın eve dönmesinden beri bir ay geçmişti ama babası onunla hala konuşmuyordu.
Hacía un mes que Zaara había regresado... pero su padre aún no había hablado con ella.
Zaara o ne biçim söz...
Por supuesto. Él es mi marido.
Şimdi başka şeyler düşünmek büyük hata olur, Zaara.
Ahora, es un error pensar en otra cosa, Zaara.
Şunu iyice anla, Zaara.
Solo entiende una cosa, Zaara.
Zaara, neler oluyor..?
Zaara, ¿ qué es todo esto?
- Zaara.
- ¿ Zaara?
Ben Zaara'nın evinden arıyorum.
Estoy llamando de la casa de Zaara.
Nikahı kıyılmak üzere.
Zaara estaba enamorada de mí y que estaba a punto de casarse.
Lahore'a gelin ve Zaara'yı buradan götürün.
Que vaya a Lahore y lleve a Zaara lejos.
Zaara'yı ne kadar seviyorsunuz?
¿ Cuánto ama a Zaara? ¿ Cuánto ama a Zaara?
Ben Zaara'yı ne kadar seviyorum? ...
¿ Cuánto amo a Zaara?
Zaara'yı görebilecek miydiniz?
Si encontraría a Zaara.
Zaara sizinle gelebilecek miydi?
Si Zaara volvería con usted.
Belki siz bilmiyorsunuz... Ama ben biliyorum. Zaara'yı ne kadar seviyorsunuz...
Quizás, no lo sabe, pero yo sí sé... cuánto ama a Zaara.
Hayır, hayır Zaara.
No, Zaara.
Zaara'mız çok şanslı..
Nuestra Zaara es muy afortunada.
Herşeyi açıkça anlattı ve dedi ki Zaara size aşık.
Ella simplemente me dijo que...