English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Z ] / Zaferi

Zaferi translate Spanish

1,065 parallel translation
İnan bana bunu bilimin büyük zaferi için değil sadece hayatta kalmamız için yapıyorum.
Te aseguro que no es por el bien de la ciencia. Sólo quiero sobrevivir.
Boxerlar büyük Çin zaferi için zemin hazırladılar.
Los bóxers han brindado la oportunidad de obtener una gran victoria.
Ölmekte olanları, ölüleri, Roma'yı, Mısır'ı zaferi, yenilgiyi, şerefi veya şerefsizliği düşünmedim sadece aşkımın gittiğini ve benim onun yanında olmam gerektiğini düşündüm.
Ni en muertos, Roma, Egipto victoria, derrota, honor o desgracia. Sólo en que te ibas y yo debía seguirte.
Diğer cephelerden : Barcelona'daki zaferi Aragon milisler elde etti.
En los otros frentes : triunfo en Aragón de los milicianos de Barcelona.
Madrid'in düşürülmesiyle kazanılacak zaferi kendisi için istiyordu.
Quiere para sí la gloria de derrotar a Madrid.
Ve bu süre boyunca, Almanlar ve İtalyanlar aktif olarak Franco'nun ve faşistlerin zaferi kazanmasına katkıda bulundu.
Y durante este tiempo, la Legión Cóndor y el cuerpo expedicionario italiano contribuyen activamente a la victoria de Franco.
Çatışmalar çok kısa sürdü. Ve zafer kazanıldı. Zaferi kazananlar, Basklı militanlar ve Asturianlı madencilerdi.
Combates rápidos, conducidos victoriosamente por las milicias vascas y los mineros asturianos, conservan el norte de España para la República.
POUM, tamamen terkedilmiş bir partiydi.. Aynı zamanda hem zaferi ve hem de devrimi istiyorlardı.
El POUM, partido de extrema izquierda, quiere al mismo tiempo la victoria y la revolución.
İşçilerin çoğunlukta olduğu anarşistler CNT ve FAI partileri zaferi istiyorlar ama düzene karşı çıkıyorlardı.
Los anarquistas de la CNT y de la FAl, que tienen a la mayoría de los trabajadores quieren la victoria sin disciplina.
renkli insanlar, işte dünyanın bütün dirençilerin zaferi!
Gente de color. Hoy es día de la victoria, de todos los partisanos del mundo.
" Zaferi büyük oranda borçluyuz sana
'Casi toda la gloria es suya
Bir mühendislik zaferi, bir tasarım harikası.
Un triunfo de la ingeniería. Una maravilla del diseño.
Sanatı da kılıcımı kullandığım gibi kullanıyorum. İnancın zaferi için.
Uso el arte como uso la espada, para la gloria de la fe.
Bu iki zaferi onaylamıyorum Stachel. Ama senin şaşırtıcı keskin nişancılığını Hava Merkezine rapor edeceğim.
No confirmaré estas dos victorias, Stachel... pero informaré al mando aéreo sobre tu extraordinaria puntería.
Stachel'in iki zaferi onaylandı.
Las dos victorias de Stachel deben ser confirmadas.
Senin için bir propaganda zaferi.
Para usted sería una victoria.
Kutlayın zaferi... Batan donanmayı boşverin...
" Lo alaban mientras se retiran aunque perdimos nuestra flota
Şimdilik ona ihtiyacım olacak ama sonra, Roma'da zaferi kazanan ben olacağım.
Te necesito, pero después yo solo formaré el triunvirato.
Zaferimin karşısında mest oldum. Bu zaferi de şans faktörü olmadan tek başıma çabalayarak elde etmiştim.
Yo disfrutaba de mi éxito, atribuyéndome el mérito a mí mismo, no al azar.
Güzelliğin ve adaletin zaferi!
¡ El triunfo de la belleza y de la justicia!
Yüce Kanunun Lotus'a karşı zaferi...
Gloria al Loto de la Ley Suprema...
- Kimin zaferi?
- ¿ De quién?
Doğru inancın zaferi olarak tarihe geçmesini tercih ederim.
Preferiría que fuera recordado como el triunfo de las fuerzas sagradas.
Yine de, sizin adınız zaferi simgeleyecek, efendim.
Sin embargo, su nombre simbolizará la victoria, señor.
Makaleler, dersler, ve geçmiş zaferi tekrar yakalamaya çalışma.
Artículos, charlas e intentar revivir la gloria pasada.
Köylü kitlesinin nihai zaferi uğruna kendini havaya uçurmaya gönüllü müsün diye sorarlardı.
Le habrían exigido estar dispuesto a volarse a él mismo... por la victoria final para los campesinos.
Tümen komutanı Zepp Dietrich, yeni zaferlere yelken açmadan önce Jaude Meydanı'nda birlikleriyle yerel halkın önünde botlarını cilalarken zaferi ilan etti.
Zepp Dietrich, comandante de la división, declaró la victoria en la Plaza Jaude, y sus tropas lustraron sus botas frente a los lugareños, antes de marchar hacia nuevas victorias.
Verdun'ın zaferi Fransa'nın onuru ve yeni bir düzenin kuruluşunu garantiledi.
La victoria de Verdun garantizaba el honor de Francia y el establecimiento de un nuevo orden.
Bromley'deki Yeşil Cüce Kafe'de bir Viking zaferi daha. BİR TARİHÇİ
Otra gran victoria vikinga fue en El Enano Verde, en Bromley.
Devrimci sinemanin zaferi, 19 Temmuz 1920.
Victoria del cine revolucionario : 19 de julio de 1920.
Fransa Komunist Partisi'nin Geleceği Tarihin diyalektiği, Marksizm'in teorik zaferi sayesindedir. bu onun dusmanlarinin Marksist pozlar takinmasini doğurur.
La dialéctica de la Historia... es tal que la victoria del marxismo en materia de teoría... obliga a sus enemigos a disfrazarse de marxistas.
Devrimci sinemanin hatali zaferi, 29 Ağustos 1962.
Falsa victoria del cine revolucionario : 29 de agosto de 1 962.
Sinemanin zaferi, 2 subat 1966.
Victoria del cine revolucionario : 2 de febrero de 1 966. Editorial de La bandera roja.
Çünkü o zaman zaferi garanti edebiliriz.
Tendríamos asegurada la victoria.
Onun zaferi Avrupa'da benim ordularımın cesareti olarak bilinecek.
Su victoria hará que Europa entera conozca la valerosidad de mis tropas.
Ne kadar sürerse sürsün, zaferi onun kazanması gerekiyor.
Debemos dejar que él gane pase lo que pase.
Başka bir deyişle, Monty zaferi kucaklarken pis işi yine biz yapacağız.
O sea, hacemos el trabajo sucio y toda la gloria es para Monty.
Hepsi, Meksika'nın zaferi için!
¡ Todo por la gloria de Méjico!
Faşist devrimcilerin en büyük zaferi!
! Nuestra victoria fascista más grande!
Şimdilik, Yves'in, jürinin, Vladimir, Rosa ya da Juliet'in görüntüsünden sonraki siyah görüntü Bobby'nin gittiğini, dolayısıyla da en sonunda zaferi işaret ettiği anlamına geliyor. Gerçek bir zafer, Proust'un hizmetçisi gibi değil "Zafere Doğru" mahiyetinde bir zafer. Filistin mücadelesine bir katkı.
Y entonces, ahora, después de una imagen de Yves... del jurado, de Vladimir y Rosa... o de Juliet, poner una imagen negra... por una imagen de Bobby que ha desaparecido... bien, tiene sentido, es una victoria... y además una victoria que no es la de la criada de Proust... esta victoria está en el camino de "Hasta la victoria"... con los palestinos, y los sublevados del mundo.
Yaşlı hergele onu elimizden alıp bütün zaferi kendine mal eder.
No, no dejaré que ese granjero se lleve toda la gloria.
Gerçek bir kahramanın zaferi. Sence biz bu hikayede birer kahraman olarak mı anımsanacağız?
¿ Crees que nuestra parte en todo esto será recordada como la de héroes?
Yüzlerce projektörün renkli ışığı şehrin en güzel kızlarıyla yarışıyor. Bu bir gençlik ve güzellik zaferi.
Están desfilando las más bellas jóvenes de toda la ciudad.
Fransız Batı Afrika kurucuları ve siyahi ordusunun zaferi.
A LOS FUNDADORES DE ÁFRICA OCCIDENTAL FRANCESA Y LA GLORIA DEL EJÉRCITO NEGRO
Osman Bay iki hafta içinde zaferi kutlamak üzere büyük bir toy düzenleyecek.
Dentro de dos semanas Osman Bey dará un banquete en honor a Salih y a su victoria en el Buzkashi real.
Belki ona hizmet etme iznim olur. Onu kalbimde tutabilirim. Her zaferi ona ithaf edebilirim.
Que me permita servirla tenerla en mi corazón y que a ella pueda yo dedicar cada victoria y clamar su nombre cuando me venzan.
- onun da zaferi olacaktır, anlıyor musunuz?
- como suya, ¿ me sigue?
Ve size söylüyorum ki Süleyman'ın zaferi bile...
"Y les digo, que sería de Salomón en toda su gloria... " con un arsenal de estos.
zaferi belli olan kurbanları istiyor.
Por la búsqueda de una nueva libertad que quiere víctimas y necesita la victoria,
Onların en büyük zaferi atları olmasa o kadar büyük olur muydu?
¿ hubieran sido realmente grandes sin el caballo?
Tanrı size zaferi verecek.
¡ Que Dios los bendiga y les dé la victoria!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]