Zak translate Spanish
793 parallel translation
Nanook, kızağını geceleyin iglonun üstüne koymasaydı....... köpekler, kızak parçalarını birbirine bağlayan, fok postundan sırımları yemiş olacaklardı.
Si Nanook no hubiese puesto el trineo sobre el iglú durante la noche, los perros se habrían comido las correas de cuero de foca que mantienen las partes unidas.
Kutup karı, kum gibi kuru olduğundan....... kızak demirleri, kolayca kayılması için buzlandırılmalı.
Puesto que la nieve ártica es tan seca como la arena, los esquíes del trineo deben recubrirse con hielo para que se deslicen con facilidad.
Samoyede ( kızak köpekleri ) hareketsiz oturur... ve okyanusa doğru bakar.
los Nenetsi se sientan inmóviles con sus ojos puestos en el océano
Gel biraz kızak kayalım.
Vayamos a pasear en trineo.
Bu kızak olduğunu düşünmüştüm.
- ¿ Qué quiere? Creí que era este trineo.
- Kızak çalındı!
- ¿ Qué sucedió?
Kızak servisi gece 10'dan sonra durur.
El servicio se suspende a las 10 : 00 de la noche.
Yarım saat öncesinde buraya bir kızak gönderin, olur mu?
Mándeme un trineo media hora antes, ¿ sí?
"karda çınlayan kızak çanlarını"
Las campanas del trineo
Çocuklar kulak kesilir kardaki kızak zillerini duymak için
Y los niños escuchaban Esperando las campanas del trineo
Tıpkı... Tıpkı kızak çanları gibi.
Como un millón de pequeñas campanas amarillas, como... como campanillas de un trineo.
Bu - 35 derecenin altında 2 hafta sürecek köpek kızak yarışı.
Esas son dos semanas de carreras de trineo en un clima de 1 grado bajo cero.
Köpeklere koşum takımı vurup ormanda kızak mı kayacağım?
¿ Buscarla por el bosque con unos perros?
Geçen bana yepyeni esnek bir kızak verdi.
Me regaló un trineo nuevo el año pasado.
kızak kapısı.
- Un trovador. - Sí, "trubidor".
Papaz evi tam bir arı kovanı gibiydi : heceleme yarışmaları, şekerleme koparmalar. Kışları da Poughkeepsie tepelerinde kızak yarışları...
Nuestra casa era una verdadera colmena jugábamos, reíamos siempre, y durante el invierno, hacíamos excursiones en trineo por las montañas...
Pogo çubukları, çocuk kartları... Goldol, kızak...
Con esquís, trineos, góndolas.
Gemi, kaydırağın üstündeki roket iticili bir kızağın üzerine oturtulacaktır ki bu kızak kalkışın sonunda otomatik olarak gemiden ayrılacaktır.
La nave irá acoplada a un tren de aterrizaje propulsado por cohetes que se soltará automáticamente.
- Kızak çıngırakları, kar?
- ¿ Nubes pasando?
Bir süre onu Alman Luftwaffe'nin vurduğunu düşündüm, ren geyiği, kızak ve güm...
Durante un tiempo pense que la "Luftwaffe" lo había derribado. Reindeer, sleigh y los demás.
Biliyorum, sol beki tuttular ve kızak gibi dışarı attılar.
Lo sé, han secundado a ese alero y lo han derribado como si fuera en patín.
Bir kızak üzerindeyiz, duramayız.
Estamos en un tobogán, no podemos pararlo.
Bir kızak. Kız için.
Un trineo para la chica.
Tatlı balalayka tınıları Karda kızak çanları
El sonido suave y dulce de la balalaica En la nieve el trineo con campanas
# Karların arasından atılarak Tek atlı açık bir kızak içinde #
Corriendo por la nieve en un trineo abierto
Kızak buldum.
Tengo un trineo.
1947 yılında haskilerin ve kızak hayvanlarının kullanılması Antarktika'da yapılan her operasyonun doğal bir parçasıydı.
En 1947, el uso de los Huskies como animales de arrastre era aún una parte muy importante de cualquier operación en la Antártida.
Sen kızak sallamak için çok küçüksün.
Eres algo pequeño para manejar el mazo.
The Clicquot Club Eskimoları bir köpekli kızak dolusu... içecekle mahallenizdeki bakkala doğru yola çıkmak üzere yayında.
El Club de Esquimales Clicquot Está en el aire... con un montón de bebidas para su almacén local.
Kızak yolculuğu için teşekkürler onbaşı.
Gracias por el paseo en tobogán, Cabo.
- Herif öyle bir kızak kayıyor ki.
- El tipo conduce un cochazo.
Kızak hazır.
El trineo está listo.
Hayvan derisi buzlu suya daldırılıp dondurularak yeterli bir kızak yapılır.
Con la piel de un animal helado se puede hacer un trineo.
Paten mi, bisiklet mi, kızak mı, oyun mu?
¿ Unos patines? ¿ Una bici? ¿ Un trineo?
Bir kızak yapıp aşağı indiririz... o zaman inceleriz!
Bien, haremos un trineo y lo llevaremos abajo... Entonces veremos.
Efendi Marco bir kızak sipariş etti.
Messieur Marco mandó hacer un trineo.
Sağa doğru zik zak hareketi yapın.
Comience con evasiva.
Zik zak hareketine devam edin.
Continúe con la acción de evasiva.
Zik zak yapmaya devam edin.
Continúe acción evasiva.
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Campanas y Estofado con pasta
Kapı zilleri ve kızak çanları Ve erişteli şinitzel
Las campanas y el Estofado con pasta
Şatoya gitmek için bir kızak ayarlamalısınız. Saat altıda kapının önünde hazır olun.
Conseguidme un trineo y mañana aquí a las 6.
Klamm olamaz. O gitmek üzere, kızak avluda bekliyor.
Klamm no está, se va a marchar enseguida.
Uyumak mı? Kızak hazır, gel.
¡ Te enseñaré mi reino, mis montañas bajo la luna!
Babam bize köpekler ve bir kızak verecek.
Mi padre nos dará perros y un trineo.
Bir daha kızak yerine... beni kullanmaya kalkmayacağını umarım.
En el futuro, desearía que no me utilizara para pasearse como si yo fuera un trineo.
Kızak hazır, gel.
El trineo está listo.
Planıma iyice baksanıza. Kızak ayakları daha kıvrık olacak.
Si estudias mis diseños... verás que hay más curvas en los corredores.
Bahattin, kızak için daha halat getir.
Bahadin, más cuerdas para los trineos.
" Karda ilerlerken atlı kızak
" Aprisa por la nieve en un trineo con un caballo
Dörtlü kızak.
¿ Para que es la grua?