Zakir translate Spanish
41 parallel translation
Zakir Bey, demek sizsiniz...
Oh, es usted, señor Zakir.
Bu Bay Zakir Ahmed.
Este es el señor Zakir Ahmed.
Zakir Bey Pakistan Hükümeti tarafını siz mi temsil edeceksiniz?
Señor Zakir, ¿ está presentando el caso en nombre del Gobierno de Pakistán?
İnsanlar Zakir Ahmed'in bir davada nasıl mücadele edildiğini unuttuğunu düşünüyordur.
La gente piensa que Zakir Ahmed olvidó cómo pelear por un caso.
Ve şimdi Zakir Ahmed'in gelişiyle, hiç bir şansımız kalmadı.
Y ahora, con la llegada de Zakir Ahmed, no hay ninguna chance.
Bu senin ilk davan ve Zakir Ahmed savunma makamını aşağılayarak kariyerini mahvedecek.
Este es su primer caso... y la forma en que Zakir Ahmed insulta a los oponentes arruinará su carrera.
- Zakir Ahmed ile görüşmeye.
- A ver a Zakir Ahmed.
Biliyor musun Saamiya, sen Zakir Ahmed'in teklif ettiği davayı kabul etmeyen ilk kişisin.
¿ Sabe Saamiya? Es la primera persona... que rechazó tomar un caso ofrecido por Zakir Ahmed.
Söyle şimdi, Zakir Ahmed senin için ne yapabilir?
¿ Qué puede hacer Zakir Ahmed por ti?
Zakir Ahmed'i yenerek, kariyerine müthiş bir başlangıç yapacaktın, değil mi?
Zakir Ahmed puede arruinar el comienzo de su carrera, ¿ no?
Zakir Ahmed'in bu güne kadar hiçbir davayı kaybetmediğini unuttun mu?
¿ Se ha olvidado que Zakir Ahmed nunca ha perdido un caso hasta ahora?
Çünkü senin gibi dik başlı gençlerin bir şeyi anlamasını istiyorum. Zakir Ahmed'in ilkelerini takip etmezseniz, sonunda neler olabilir...?
Porque quiero enseñar una lección a los jóvenes testarudos como usted... al no seguir los principios de Zakir Ahmed.
- Zakir Ahmed -... bu davanın su kadar berrak olduğunu söylemiştir.
¡ Zakir Ahmed! Dijo que este caso es tan transparente como el agua.
- Bayan Saamiya Siddique... -... benim adım Zakir Ahmed!
¡ Srta. Saamiya Siddique, mi nombre es Zakir Ahmed!
Zakir Abdul. Silahlı polisler tarafından sarılmış durumdasınız.
Zakir Abdul, está rodeado por agentes armados.
Adli tıp onun, Zakir Abdul'ü güvenli evde ziyaret ettiğine dair DNA kanıtı buldu.
El forense ha encontrado ADN que demuestra que vio a Zakir Abdul en el almacén.
Akbar! - Hayır! Zakir!
Zakir!
Zakir uyuyor.
Zakir está dormido.
Zakir.
Zakir.
Zakir şanslıydı.
Zakir era afortunado.
Zakir, Rizu oranın soğuk olacağını söylüyor.
Zakir, Rizu dice que hará frío allá.
Zakir 18 yaşına girer girmez Amerika'ya gitti.
Tan pronto tuvo 18 años, Zakir se fue a América.
Sadece Zakir'i özlüyorum, hepsi bu.
Sólo extraño a Zakir, es todo.
Ölmeden önce, anneme Zakir gibi mutlu bir hayat sürdüreceğime söz verdim.
Antes de morir, Ammi me hizo prometer.. ... que, como Zakir, yo construiría una vida feliz para mi.
Hasina Zakir'in karısıydı.
La esposa de Zakir, Hasina.
Annende böyle düşünüyordu Zakir.
Y pienso que tu Ammi es la responsable, Zakir.
Ama kardeşim Zakir bunun işim olduğunu söylüyor.
Pero mi hermano Zakir me dijo que este es mi trabajo.
Ve bugün, bay and bayan Zakir Khan'la birlikteyiz.
Y hoy, están con nosotros el Sr. y Sra. Zakir Khan.
Zakir haklı.
Zakir, Bhai tiene razón.
Evet Zakir.
Sí, Zakir bhai?
Zakir, Hasina.
Zakir, Hasina.
Zakir Hussain.
Zakir Hussain.
Zakir, birisi var yanımda.
Zakir, estoy con alguien.
Zakir'le birlikte yaşadığım yerde Charmaine adında bir kız vardı.
Hay una chica llamada Charmaine en el sitio dónde vivia con Zakir.
Mary, Zakir çocuğunun babası mı?
Mary, ¿ Zahir es el padre de tu hijo?
Adı Zakir'di.
Se llamaba Zakir.
Zakir'le tanıştığım gece, bana içinde meyve olan çikolatalı kek vermişti.
La noche que conoci a Zakir, me dio tarta de chocolate rellena de fruta.
Zakir'in sana yaptığı yakışıksız bir şey, güzel değil.
Lo que te hizo Zakir fue obsceno, no hermoso.
Zakir'le 10 milyon nakit gönderiyorum.
Estoy enviando 1O millones en efectivo con Zakir.
Hatta biri var belki Zakir'dir.
Estoy recibiendo una llamada, tal vez es Zakir.
Fakat Zakir Abdul var.
Pero Zakir Abdul sí.