Zanneder translate Spanish
186 parallel translation
O böceği duyan da bize birşeyler olacağını zanneder.
Cuando ese escarabajo habla pareciera que algo nos va a suceder.
Duyan da ölmek üzere olduğunu zanneder.
Cualquiera pensaría que te estás muriendo.
Bak tatlım, benim kocam herkesi kendi gibi nefsine düşkün zanneder.
¡ Cállate! Sabes... mi marido piensa que todos los hombres son unos viciosos como él.
Süslenip püslenmesini gören eskiden Sheba Kraliçesi falan olduğunu zanneder. Sen de biraz süslenseydin bugünkü pikniğe seni de götüren bir erkek olurdu.
Tanto se arregla que cualquiera diría que es una reina de la belleza Si tú te arreglaras un poquito tendrías pareja para la excursión de hoy.
Millet ne zanneder?
¿ Qué pensará la gente?
İçeride o kadar çok duman, var ki gören de... San Francisco yangını yeniden başladı zanneder.
Hay demasiado humo aquí, parece que fuera el nuevo incendio de San Francisco.
Hayır, çoğu kuzeyliler, öyle zanneder
No, eso creen los del norte de EE. UU. No es así.
McCabe... O yaşta herhangi bir çocuğu getir karım onu oğlu zanneder.
McCabe puede traer a cualquier muchacho de esa edad y decirle a mi mujer que es su hijo.
Senin yaşındakiler genelde öyle zanneder.
A tu edad, siempre creen saberlo que pasa.
Şu Scarlatti, kendisini pek çok açıdan iyi biri zanneder.
Este Scarlatti se consideraba un buen hombre en muchas cosas.
Kızlarım benim her şeyi bildiğimi zanneder.
Pues sí, mis hijas piensan que tengo respuesta para todo.
Amerikalılar öyle zanneder.
Así es como piensan los americanos.
Görende polis şefi zanneder.
Tal vez va por un caramelo.
Bizi herkes ikiz zanneder, ama bence hiç benzemiyoruz.
La gente dice que parecemos gemelas, pero yo no lo creo.
Çünkü, tam da bu yaşlarda o, senin dünyanın en havalı babası olduğunu zanneder.
Porque ahora cree que eres el tipo más genial del mundo.
Hanımefendi her zaman bir ses duyduğunu zanneder.
La señora siempre cree oír algo.
Gören de köy boşalmış zanneder.
Cómo si la villa estuviera completamente vacía.
Duyan da faşist zanneder.
Parece un fascista.
İyi olmadığımı zanneder, ama ben iyiyimdir. İyiyim değil mi George?
Piensa que no soy buena, pero sí lo soy, ¿ verdad, George?
Babam onları sarhoşken bira kutularına ateş ederek harcadığını zanneder.
Mi papá pensará que él las usó cuando se emborrachó y disparó latas de cerveza.
Arada sırada kendini John Wayne zanneder.
A veces se cree que es John Wayne.
Plakası uygun, sıradan biri bizi eğlenmek için şehre inmiş iki çiftçi ve bir fahişe zanneder.
Como la matrícula es de aquí, la gente creerá que somos un par de granjeros y una fulana en busca de diversión.
Gören de Vietnam savaşını tek başına kazanmışsın zanneder Timmy.
Parece que ganaste la guerra de Vietnam tú solito.
Bu insanların arasında kim benim onlardan biri olduğumu zanneder?
¿ Quién se supone que soy entre toda esta gente?
Bazen ben uyurken parmaklarını saçımda gezdirir ve benim farkında olmadığımı zanneder.
A veces cuando duermo me pasa la mano por el cabello. Cree que no Io noto, pero sí Io hago.
Serseri'nin arabanın sahibi olduğunu zanneder.
Ella cree que es suyo
Beni tanımayan birisi kalkıp bu mektubu okusa, benim kahrolası bir deli olduğumu zanneder.
Si alguien no me conoce... y lee esta carta, pensará que soy un puto cretino y un maníaco.
Kim Dünya'yı bütün kötü güçlerden koruduğunu zanneder.
quién se supone que salvará al mundo de todo las fuerzas de mal.
Seni akıl hastası zanneder.
Pensará que eres un paciente mental.
Duyan da seni uluslararası ajan falan zanneder.
Es como si fueras una espía internacional.
Telefonlara sürekli cevap verirsem, insanlar aktif bir hayatım olmadığını zanneder.
Si contesto la gente pensará que no tengo vida propia.
- Çünkü zaten karışık bi durum... bu daha çok kafa karıştırır, Ivan'ı iş ortağın olması için davet edersin... ve sonra Ivan bunu daha geniş bi davetiye zanneder.
- Porque complica más una ya confusa situación... si lo invitas a ser tu socio, puede pensar que es un si para casarse
Bazıları av için sadece bir olta ve birkaç bira yeter zanneder.
Lo pregunto porque algunos piensan que con la caña y el anzuelo basta.
Jack Taylor'u tanıyorum efendim... Ve çoğunlukla ukala biridir hatta kendini bazen şövalye zanneder ama en azından dürüsttür.
Yo... conozco a Jack Taylor, y... a veces puede ser un gallito, puede ser arrogante, pero, por lo menos, es honesto.
Yürü lan nereden anlayacak! Nefesin kokuyorsa, bir de yalpalıyorsan köpek seni kafadan sarhoş zanneder.
Si el aliento te huele a bebida y te balanceas... sabe que estás borracho.
Gören de her gün bir ters doğum yaptırdığını zanneder.
Cualquiera diría que atiendes partos todos los días.
Duyanda bir şeyler oluyor zanneder.
Mi dios, debes pensar que algo esta pasando.
Senin gibiler bize bakıp... çok güçlü olduğumuzu zanneder, çünkü herkese "siktir git" diyebiliriz.
La gente como tú ve esta vida y cree que se trata de poder porque dice : "¡ qué te jodan!"
Bir çok kişi bunu herhangi bir iş zanneder.
Mucha gente cree que este es meramente un trabajo.
Bu vampir yardım ettiğini zanneder iblislerle savaşıp arzularına yenik düşmemek için insanlardan uzak durarak küçük hücresinde kefaret öderken...
Este vampiro cree que está ayudando. Peleando con demonios. Manteniéndose apartado de los humanos para evitar la tentación.
- Zanneder misin?
Creo.
Ya gerçekten iyi olduğunu zanneder de tekrar söylemek isterse?
¿ Y si piensa que lo hace bien, y quiere repetirlo?
Odasındaki duvarları gören dekanın Mike Tyson'la bir iki raunt dövüştüğünü zanneder.
Las paredes de la oficina parecen como si el rector hubiera cruzado unos rounds con Mike Tyson.
Bak, baba oraya bir kadınla gidemem, çünkü bunu randevu zanneder. Eğer yalnız gidersem bu kez onla çıkamam diye düşünecektir.
Papá, no puedo ir con una mujer porque pensará que es una cita, y si voy solo, creerá que no pude tener una cita.
Sadece bir çocuk, çocuk şarkısında geçen "alet" kelimesini müzik aleti zanneder.
Sólo un chico podía tomar una rima infantil de manera tan literal. Y confundir "instrumento" por instrumento musical.
Gerçek savaşçı kılıcını Bushido'nun ruhu zanneder.
Donde el verdadero guerrero rendía su espada al alma del Bushido.
Hepsi öyle zanneder.
Todos ellos.
Çocuklar yeni bir şey zanneder.
Estas chicas no lo conocen, pensarán que es nuevo.
Arabalar bu yolda hep hararet yapar. Herkes suyu bedava zanneder.
Los autos se recalientan en este tramo y creen que el agua es gratis.
Kendini çıIgın bir marjinaI zanneder o. Bence Bern ve benim kısa bir süre için gerçek hippi oIduğumuzu kıskanıyor.
Le gusta aparentar estar en contra de otras culturas, pero sólo siente celos de que Bern y yo fuéramos hippies de verdad... brevemente.
Birazcık çalışır ve kendini iyi zanneder.
Tan poco entrenamiento y piensa que él es bueno.