English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Z ] / Zarifçe

Zarifçe translate Spanish

64 parallel translation
Zarifçe ifade ettiğin gibi. - Seni de mi aynı işe verdi?
No es una carga muy desagradable.
Unutma, kapıya zarif bir biçimde gidecek dönecek ve zarifçe yürüyüp, oturacaksın.
Recuerda : Vas a la puerta correctamente das la vuelta, caminas y te sientas correctamente.
Bir Amerikan tarafından kucaklanmış çıplak bir kadın resmi vardı ya da Amerikan, kadın külotunu giyerken zarifçe kravatını bağlardı.
Una imagen de una mujer desnuda abrazando a un americano, o un americano con mucho tacto, anudando su corbata mientras una mujer le subía los calzoncillos.
Bu ceket en iyi kalite kadifeden yapılmıştır. Baştan aşağı gümüş iplikle zarifçe işlenmiştir.
Esta casaca está hecha del más fino terciopelo... hábilmente tramado como veis, con hilos de plata.
Zarifçe.
Refinada.
Ergenleşmekte olan kendine acıman hakkındaki güneyli edebi eserini... okumama, zarifçe izin verdiğinden beri... -... ölmüş zavallı annen hakkındaki...
Tu compasión por ti mismo, quejosa y adolescente... por tu pobre madre muerta.
Üstüne hiç yağ dökmeden elleriyle zarifçe yemek yiyen... rahibenin öyküsünü sevdim.
Me gustó lo de la monja que comía delicadamente con los dedos y que nunca se manchaba de grasa.
Kontes ona zarifçe, babanın odasıyla, o zamanlarki aşığı... Bay Vressac'ın odası arasındaki... odayı vermişti.
Ésta le dio un cuarto entre el de vuestro padre... y el de un tal Monsieur de Vressac, su amante de aquel momento.
Şimdi, zarifçe kenara çekilirsen eğer.
Si no le importa, retírese.
Beethoven, o podyuma çıkmış... elinde değneği... elleri havada zarifçe salınıyor... ve zihnindeki orkestra kusursuzca çalıyor.
Beethoven, de pie en aquel podio... sujetando la batuta... sus manos moviéndose con gracia en el aire... y la orquesta en su cabeza tocando a la perfección.
Ne zaman kıskaç gibi gagalarını zarifçe kullandıklarını görsem içgüdü ve duyguların ne kadar farklı olduğunu merak etmekten kendimi alamıyorum.
Cada vez que veo que usan esas garras como picos tan suavemente Me pregunto si el instinto y las emociones son realmente tan diferentes después de todo
"Zarifçe ve yavaşça beni yatağa yatırıyor... " ve sadece vücutlarımızın sürtünmesiyle boşalıyorum.
Me recuesta en la cama suave y lentamente y con el solo roce de nuestros cuerpos me vengo.
Onlar parfümlüydü Zarifçe yazılmışlardı.
Estaban perfumadas. Con una escritura muy elegante.
Sözüm ona dostum olan birinin aksine ailen zarifçe röportaj yapmayı kabul etti.
A diferencia de un amigo tus padres aceptaron.
Fakat genel göreceliğin bize gösterdiği bu düzgün, zarifçe eğilen uzay görüntüsü hikâyenin sadece bir kısmıdır.
Pero esta imagen de un espacio liso, suavemente curvado, predicho por las leyes de la Relatividad General, no es la historia completa.
Ters döndü ve sanki üzerine basılan bir hacıyatmaz gibi zarifçe süzülerek battı.
El barco volcó y se hundió deslizándose con un movimiento grácil como lo haría un vaso presionado sobre un tazón de agua.
4 Temmuz günü rüzgar, uzak bir çayırdan koca bir tohum bulutu getirdi. Akşamüzeri bu tohumlar zarifçe Elm Sokağı'na kondu.
El 4 de Julio llegó con enormes nubes cargadas son semillas desde... algún remoto prado flotando graciosamente por la calle del Olmo en el atardecer.
Fakat genel göreceliğin bize gösterdiği bu düzgün, zarifçe eğilen uzay görüntüsü hikâyenin sadece bir kısmıdır.
Pero esta imagen de un espacio liso, suavemente curvado, predicho por las leyes de la relatividad general, no es la historia completa.
İhtiyaç duydukça yinele. Daha zarifçe.
Es más elegante.
Belini incitenler adı Norman olan, seksen yaşında, buraya kadar pantolonları olan şuraya kadar burun kılları olan ve tüm kelimeleri çok zarifçe
No soy un viejo llamado Norman que lleva los pantalones hasta aquí... y los pelos de la nariz hasta aquí ni suelto un elegante...
Genç bir hanım topuklu ayakkabılarla nasıl zarifçe yürüneceğini öğrenmeli.
Una jovencita debe aprender a caminar elegantemente con tacones
Artık kararlaştırıldığına göre, zarifçe öl tamam mı?
¿ de acuerdo?
- Güzel, çok zarifçe.
- Es bueno. Exquisito.
Sadece bunu zarifçe dile getirmek istiyorum.
Pero quiero decirlo de manera galante.
Zarifçe yere inmeliyiz, göle sürtünen bir yaprak gibi.
Queremos tocar suelo con suavidad, como una...
Çok etkileyici bir bonservis, büyük nezaketle sunuldu ve zarifçe kabul edildi.
Un tributo muy elegante, ofrecido con gran delicadeza, y recibido muy amablemente.
Genel izafet teorisi, kutsal bedenleri diğer bedenlerle .. bu güç vasıtası ile etkileşimde .. olduğunu zarifçe açıklar.
En su Teoría General de la Relatividad describe cómo cada cuerpo celestial interactua con otro..... por medio de esta fuerza.
Gerçekten... Zarifçe yapılmış.
Realmente está exquisitamente hecho.
Düşmüş kadının acısını ve zevkini çok zarifçe yakalamışsınız.
Parece capturar el dolor y el placer de una mujer caída excepcionalmente bien.
Sonra da vitese takar ve zarifçe ileri sürmeye başlarsın.
Entonces usted se desliza en la unidad de y usted comienza suavemente empujarla hacia adelante.
'Kız pişirdiği ekmekten bir dilim keserek...'... yaşına göre olan o...'... küçücük elleriyle ekmeği...'... zarifçe ona uzattı... her biri öyle saf ve öyle temizdi ki acaba bu'saygısızlık mıydı yoksa en saf ve temiz haliyle duygularının açığa vurulmuş hali miydi?
ella cortó un pan negro... aspectos hermosos de acuerdo con sus edades... pequeñas manos en alto... Cada uno de ellos era tan afectada... ¿ Es eso insolencia?
Gavot, kibar bir danstır asker yürüyüşü değil. Zarifçe.
¡ Con gracia!
Zarifçe, her şey zarifçe.
Elegante todo es elegante.
Çok zarifçe bindim.
Elegantemente.
Bu zarifçe, akıllıca. Bu...
Es elegante, es ingenioso, es...
İmamura ve kameramanı Şinsaku Himeda geniş formatı zarifçe kullanmıştır.
Imamura y su cámara, Shinsaku Himeda aprovechan el espacio de forma exquisita.
Benim için endişelenmen çok zarifçe hayatım ama babamın burada olmasını istiyorum. Çünkü bu benim için çok önemli.
Eres tan dulce por preocuparte pero quiero a mi papá acá porque es muy importante para mí.
Uçarken yanyana zarifçe kanat çırparlar.
Volando se elevan graciosamente de lado a lado.
Programı zarifçe reklamlara sokmak için 10 saniyen var yoksa sana yemin ediyorum, reklamdan dönünce orada oturuyor olmazsın.
Tienes 10 segundos para irte a comerciales o que Dios me ayude, Hannah ya no vas a estar ahí cuando vuelvan.
O yüzden bu Cuyahoga Nehir Şarabı bizden zarifçe onu kutulamamızı istiyor.
Asi que el vino río Cuyahoga quiere que hagamos una caja de vinos con clase.
- Kulağa çok zarifçe geliyor doğrusu.
- Suena muy elegante.
Hissettiğin bu nahoşluğun kaynağı, zarifçe işlenmiş elmas bir iğne. Dulun Gözyaşı.
El motivo de la incomodidad que sientes, es una exquisitamente labrada aguja de diamante, llamada Lágrima de la Viuda.
Çok zarifçe.
Muy elegante.
Suyun içinde nasıl da zarifçe süzüldüğüne bir bak.
Mira cómo brilla tan sexi nadando en el agua.
Bir oyun kartı zarifçe ortadan katlanmış ve iki parça olacak şekilde yırtılmış. Ön tarafı ve arka tarafı gösterilmiş.
Una única carta, doblada elegantemente por el centro y rota en dos pedazos, mostrada por delante y por detrás.
Annem kara haberi her zamanki gibi zarifçe ve ağırbaşlılıkla karşılamıştı.
Mi madre siempre encajaba las malas noticias con gracia y dignidad.
Zarifçe dokunursun ince parmaklarınla.
mis sentidos desaquietan.
Kanatlarini zarifce cirp.
Vuela con la gracia de tus alas.
Nazikçe, çok zarifçe.
Graciosa, tan graciosa.
Zarifçe Cara.
Con gracia, Cara.
Çok zarifce.
Es realmente sutil

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]