Zekana translate Spanish
61 parallel translation
Benim bununla alakam olduğunu anlarlarsa o ince zekana gereksinimin olacak.
Necesitarás andar con ojo si vienen por mí.
O cesaretine, zekana, sorunlarını ele alırken gösterdiğin o cüretkarlığa.
Admiro tu valor, tu carácter, y la audacia con que afrontas tus problemas.
Zekana saygı duymuyor değilim.
No es que no respete su inteligencia.
Kendini yetiştiren birçok kişi gibi... kendi zekana güvenmeyi reddediyorsun.
Pero como otros hechos a sí mismos, se niega a confiar en su propia inteligencia.
Senin zekana ihtiyacım var.
Necesito su inteligencia.
Keskin zekana her zaman hayran olmuşumdur.
- Siempre admiré tu rapidez mental.
Senin zekana katlanamadığım için koca bir aptalım!
Soy tan tonta que me creo tu inteligencia.
Zekana güvenebileceğimizi biliyordum.
Gracias. Sabía que no podía depender de vuestra inteligencia.
Baştan çıkarmak gibi sıradan bir şeyle... senin zekana saygısızlık etmek istemem.
Nunca ofendería a tu inteligencia... con algo tan trivial como la seducción.
Senin düzeyli bir şekilde iş yapmak istedim. Zekana hitap edip, şiirsel yaklaşmak istedim.
Intenté tratar contigo por las buenas, apelando a tu intelecto, con poesías y otras mierdas.
Zekana güvenim sonsuz Paul.
Confío en tu genialidad.
Sana hikayenin niye berbat olduğunu madde madde açıklayabilirim ama zekana hakaret etmeyeceğim.
Podría explicarte paso a paso por qué tu historia es una mierda pero no pienso insultar tu inteligencia.
Böyle devam edecekse senin zekana olan saygımı yitirmeye başlayacağım.
Si sigues adelante con esto no tendré ningún respeto por tu gran inteligencia.
... zekana hakaret ettim.
He insultado su inteligencia.
Leb demeden leblebiyi anlayan şu zekana inanamıyorum.
Puedes ver entre las tonterías de un modo que me deja fría.
Zekana hayranım, inan bana.
Eres brillante, no hay ninguna duda.
Bak Amber. Zekana saygılıyım.
Amber.
Zekana saygım var...
Te respeto y admiro...
Zekana saygım var...
- Yo respeto tu mente...
Senin zekana sahip bir çocuk küfür etmemeli.
Un niño tan inteligente no debería decir groserías.
Zekana, hareketlerine, öfkene.
En tu ingenio, inteligencia, rabia, tu empuje...
Peki ya süper-zekana ne olacak?
¿ Y tu superinteligencia?
Anlayış ve zekana hayranım, doğrusu.
Aprecio su consejo y su discreción.
Kahrolası zekana ne oldu senin?
¿ Qué poronga tenes en la cabeza?
Zekana saygı duyuyorum Jim.
Respeto tu mentalidad, Jim...
- Her şey bahislerdeki zekana bağlı.
- No es tan fácil como creía.
Kendi gücüne ve zekana güven, aksi halde bir işime yaramazsın!
Confía en tu inteligencia y en tu fuerza. O de nada me servirás.
Cünkü senin... ... zekana sahip değildim.
Mira, era porque, mira nunca tuve tu cerebro.
Zekana rağmen oyuna geldiğini kabul edebilirim.
Admito que hayas sido engañado, a pesar de tu gran inteligencia ;
Eski zekana yeniden kavuşman gerekecek Al. Çünkü yorumlanması gereken gelişmeler var.
Tendrás que estar bien despierto, Al porque hay acontecimientos que deben interpretarse en todos los frentes.
Matematik zekana hayranım, Turtle.
Me encantan tus habilidades matemáticas, Tortuga.
- Zekana ihtiyacım var.
- Necesito su ayuda.
Şu anda parlak zekana ihtiyacım var.
Necesito tus pensamientos brillantes.
Bana kalırsa, uzun yıllar mutlu bir şekilde yaşamalısınız, fakat şimdi, senin yeteneğine ve senin zekana ihtiyacım var.
A lo que a mi respecta, pueden vivir felizmente aquí varios años. Pero ahora,... necesito tu habilidad e intelecto.
Senin zekana sahip biri burada Vaat Şehri'nde her işi yapabilir.
Un hombre de tu intelecto podría hacer casi cualquier cosa en Ciudad Prometida.
Sen... senin zekana hayranlık duyuyor.
Ella admira su mente.
Böylesi bir analoji, zekana iğrenç bir hakarettir, Gabriel.
Una analogía que hace un grave perjuicio a tu inteligencia, Gabriel.
Dinle, zekana hakaret etmek istemiyorum.
Mira, no quiero tomarte por tonto.
Senin olağan üstü zekana sahip bir insan belki de sadece yüzyılda bir dünyaya gelir.
Algo de tu... extraordinario intelecto se da... quizá una vez en un siglo, en todo caso.
Zekana hayranım.
Adoro tu ingenio.
Zekana hakaret edemem.
Yo no insultaría tu inteligencia.
Kadehimi, Elisabeth'e Kaldırmak istiyorum. Çekiciliğine, zekana Ve etkileyiciliğine.
Quiero brindar por Elizabeth... por su encanto, su inteligencia y su eficiencia.
- Aslında, zekana gerçekten hayranım.
En realidad, admiro mucho su imaginación.
Bu sadece senin fikrin ama bence senin zekana, varlığına ve kurnazlığına sahip biri politikaya ait.
Bueno, sólo es mi opinión, pero creo que un hombre de tu perspicacia, riqueza y astucia, debería dedicarse a la política.
Bildiğin üzere ticari zekana her zaman saygı duymuşumdur.
Y, como sabrás, siempre respeté tu perspicacia para los negocios.
Senin parlak zekana, yüce gönüllülüğüne,... ve gülerken çıkardığın o seslere bayılıyorum.
Me encanta tu ingenio chispeante, tu espíritu generoso, y la forma adorable en que esnifas cuando te ríes.
Duyguların ve zekana müdahale etmedik.
Pero no interferimos con tus emociones ni tu intelecto.
Pratik zekana güvenmen gerekir.
Antes había que confiar en tu ingenio.
Üstün zekana hayran kaldım.
No puedo creer que sea tu brillante idea.
Senin zekana sahip bir insan eminim bölümleşme kavramının anlamını anlayabilir.
Un hombre de tu inteligencia... estoy seguro de que puede entender el concepto de compartimentación.
Üç dayanılmaz gerçekle yaşamaya mahkum olursun. Kurnaz zekana rağmen bir şeyi gözden kaçırdın.
Estás condenada a vivir con la terrible verdad de que, a pesar de tu mente astuta, pasaste algo por alto.