Zekiydi translate Spanish
389 parallel translation
Çok zekiydi.
Fue muy listo.
Aslında, belki biraz fazlaca zekiydi... çünkü daha kontrol etmesini öğrenmeden ustasının en iyi büyü oyunlarını... uygulamaya başlamıştı.
A decir verdad, era un poco demasiado brillante,... porque empezó a practicar algunos de los trucos mágicos de su patrón antes de aprender como controlarlos.
Ama Buckley çok zekiydi.
Pero Buckley era muy hábil.
O kadar zekiydi ki.
Con lo listo que era y mírelo ahora.
Pierre öyle zekiydi ki.
Pierre siempre fue tan brillante.
Zekiydi de.
Él era inteligente, también.
Çok zekiydi!
¡ Brillante! ¡ Absolutamente brillante!
Profesör sırf bir kılık değiştirmenin beni bizzat zamanımıza döndürmeye yeterli olmayacağını anlayamayacak kadar zekiydi.
El profesor entendió totalmente que un mero cambio de ropa no era suficiente para asegurar un cambio de tiempo, y volver a vivir en carne y hueso.
Oh, bir insanın olabileceği kadar zekiydi.
Y mi dueño es inteligente, pero su inteligencia es solamente humana.
Arkadaşları ondan zekiydi.
Sus colegas eran más avispados que él.
Özellikle direkte zekiydi, bilhassa babafingo serenlerinde.
Era un experto en la jarcia, sobre todo con las vergas,
O da doktordu, çok zekiydi, hayata tutkuyla bağlıydı.
Médico también, muy brillante, pero que amaba más la vida, terriblemente alegre.
Çok zekiydi.
Ha sido brillante.
Çünkü Drake Alman filosu için çok zekiydi.
Porque Drake era demasiado listo para la flota alemana.
Zekiydi, parlaktı.
Ingenioso, brillante...
Ama her şeyi idrak edecek kadar zekiydi.
El hombre era lo suficientemente brillante para comprender.
O ne çok komikti ne zekiydi ne de nazikti.
No era, uh... sobre todo divertido o inteligente o especial o...
Andromeda'nın yaratıcıları oldukça zekiydi.
Quiero decir, fueron tan listos los creadores de Andrómeda. Es una... Es una brillante construcción letal.
Ama Stina çok zekiydi, değil mi?
Pero Stina era inteligente, ¿ no?
- Bryce çok daha zekiydi.
Bryce era muchísimo más perceptivo.
Halifax güvenilir ve zekiydi. Herkesle anlaşabilecek bir yapıya sahipti. Tarifsiz bir karizmaya ve oturaklı bir kişiliğe sahipti.
Halifax era seguro, era inteligente, era un miembro de la secta de todos los santos era un hombre de indiscutible atractivo e indudable integridad.
Gamelin zekiydi ama cesur değildi. Etliye sütlüye karışmaması sayesinde politikacılarla da arası iyiydi.
"Gamelin era muy hábil, pero no tenía ninguna energía y gustaba a los políticos por que era un cómodo Comandante en Jefe".
Teo 8 yaşındayken çok zekiydi.
Teo era un niño muy listo cuando tenía ocho años.
Ama fazlasıyla zekiydi.
Pero ella era tan inteligente.
Hamburgeri bulan adam çok zekiydi Mike
El hombre que inventó la hamburguesa fue inteligente, Mike.
# Silius, Messalina için kolay bir av değildi, ama kadın zekiydi...
Silio no fue una víctima fácil de su pasión, pero ella era muy astuta.
O çok zekiydi.
Él era muy listo.
# Julien her zaman mutlu, dinamik ve zekiydi.
Julien siempre estaba feliz.
Bir hilebaz. Ama zekiydi.
El viejo Zannowich era un tramposo, un tahúr... pero tenía cerebro.
Çünkü onlar zekiydi, becerikliydi, düşün.
Creerá que fue porque tenían cabeza, porque eran listos.
Bunun için ise kendilerine "Derin Düşünce" isimli muazzam bir bilgisayar yaptılar. Bu bilgisayar o kadar zekiydi ki, veri bankaları daha bağlanmadan önce,
Con este fin, se construyeron un estupendo superordenador llamado Pensamiento Profundo que era tan asombrosamente inteligente que incluso antes de que sus bancos de datos fueran conectados,
Ama, işe başka bir mühendis daha girdi. Ne çok genç, ne de zekiydi. Ama çok sinsiydi.
Pero entró otro ingeniero de software, no tan joven, no tan brillante, pero muy, muy escurridizo.
küçük bir hırsızta ve çok zekiydi.
Era todo un ladrón, muy inteligente.
Bud, ailedeki zeki kişiydi. Kesinlikle zekiydi.
- Bud era el mas listo de toda la familia.
Çok zekiydi.
Eras una chica inteligente.
Seksiydi, zekiydi. Komikti.
Era sexy, era inteligente, era graciosa.
Zannımca, zekiydi de. Çok zeki.
- Y listo también, supongo.
- Anladığım kadarıyla, yakışıklı ve zekiydi.
- Era guapo y ocurrente, creo.
Çok da zekiydi.
Era genial.
Çok çıtkırıldımdı ama çok zekiydi.
Un perfecto Dandy, pero increíblemente inteligente.
Örneğin, 200 milyon pezo her zamankinden düşük bir rakamdı ve sendikadakiler her zamankinden zekiydi.
Por ejemplo, 200 millones de pesos ya no son lo que eran antes. Y la gente del sindicato es más lista que antes... y hay más.
Fakat her kim onu başlangıçta değiştirdiyse, o şekilde bırakmayacak kadar zekiydi.
No, señor. Pero el que cambiado originalmente
- Bunun için çok zekiydi.
Era demasiado inteligente para dejarse manipular.
Fotoğraflar da yanındaydı, ama oldukça zekiydi.
Tenía las fotos, pero fue muy astuto.
- Çok zekiydi. - Ve çok güzeldi.
- Era muy inteligente.
Zekiydi. Saçmalık, adamım.
¡ Estupideces!
Yani, tamam elbette çok zekiydi, ama... samimiydi, anladın mı?
No sé, era muy inteligente, claro, pero cálida a la vez. Cordial.
Çok zekiydi.
Era brillante.
# Biliyorum. Biliyorum. Ama o çok zekiydi...
Yo lo sabía, lo sabía, pero ella era muy lista.
Bu mağara adamının söylediklerine. Al'den daha zekiydi.
- Pero más inteligente.
Çok daha zekiydi.
Pero Al seguía adelante :