Zerakem translate Spanish
21 parallel translation
Zerakem onun geliştirdiği yöntemi hemen hemen aynı zamanda geliştirmişti. Bu bir tesadüf.
Zerakem desarrolló el mismo proceso que hizo más o menos al mismo tiempo ; es coincidencia.
Davasında yöntemini Zerakem'den altı ay önce duyurduğunu iddia ediyor.
Su demanda sostiene que publicó su proceso de casi seis meses antes de Zerakem anunciaron la suya.
Zerakem'in hükümet yetkililerine rüşvet vermesinin yanında şirket casusluğuna bulaştığına dair suçlamalar duyduk.
Hemos escuchado las acusaciones de que dedica Zerakem en espionaje corporativo, así como el soborno de funcionarios públicos.
Hiç Charlotte meseleyi kendi başına halletmeye çalışıp sizi veya Zerakem'de her hangi birisini tehdit etti mi?
Charlotte tuvo alguna vez de tomar el asunto en sus propias manos, amenazarte o cualquier otra persona en Zerakem?
Charlotte'un yasal işlerden kazandığı küçük paralar Zerakem davasıyla meşgul olan avukatlara gidiyordu.
El poco dinero que hizo Charlotte de sus puestos de trabajo legítimos que iba a los abogados el manejo de su demanda Zerakem.
Hepsi Zerakem tesislerine yakın.
Esos son todos cerca Zerakem instalaciones.
Hepsi bu iki Zerakem tesisinin sınırında.
Todos ellos bordeando estas dos instalaciones Zerakem.
Bu bölgede Zerakem'in üç tesisi var, değil mi?
Ahora, Zerakem tiene tres instalaciones en la zona, ¿ verdad?
Planlara göre, Zerakem belediyeye başvurdu.
Mm-hmm. Ahora, de acuerdo con los planes
Charlotte'un biyoyakıt yöntemini buradaki fabrikada uygulamayı planlıyorlardı.
Zerakem archivó con la ciudad, planean poner en práctica proceso de biocombustible de Charlotte en esta planta aquí.
Zerakem ceza ödemeden ya da iyileştirme yapmadan çevreyi eski seviyede kirletmeye devam edebilir.
Y Zerakem puede seguir contaminando a sus antiguos niveles sin tener que pagar multas o hacer mejoras.
Zerakem'in biyoyakıt yöntemi için ona borcu olduğuna inandığı parayı sızdırmaya çalışıyordu.
Ella estaba tratando de gubia Zerakem en su pago del dinero que ella creía que se debía por su proceso de biocombustible.
Bildiğimiz kadarı ile, hiç mirasçısı yok yani, bankalar mülklerinin üzerindeki yasağı kaldıracak ve Zerakem onları normal piyasa değerinde satın alabilecek.
Por lo que podemos decir, que no tiene herederos, por lo que los bancos van a ejecutar la hipoteca de sus propiedades, y Zerakem será capaz de comprarlos - A su valor razonable de mercado.
Yetişkin hayatımın tamamını Zerakem'de geçirdim.
He trabajado toda mi vida adulta en Zerakem.
Zerakem'i yerle bir etmeyi öneriyorum.
Estoy ofreciendo para quemar Zerakem al suelo.
Zerakem'de New Jersey genişlemesiyle ilgili yazılan her not, her e-mail.
Cada nota de que cualquier persona en Zerakem nunca escribió por la expansión de Nueva Jersey, cada correo electrónico.
Hepsi gösteriyor ki, en iyi ihtimalle Zerakem Charlotte Konig'i öldürmedi.
Todo ello indica que, con toda probabilidad, Zerakem no mataron Charlotte Konig.
15 milyon doları kurtarmak Zerakem'in hisse bedelini zerre kadar oynatmayacaktı.
El ahorro de $ 15 millones no hubieran movido precio de las acciones ni un ápice de Zerakem.
Yani Zerakem'in kendisinin öldürme gerekçesi var şirketteki hiç bir insan oğlunun böyle bir gerekçesi yok.
Así, mientras que en sí tiene Zerakem motivo, ningún ser humano en la empresa hace.
Charlotte'un elinde bulundurduğu gayri menkulleri ve Zerakem'den yüklü miktarda para koparabilmek için kabadayılık etme çabalarını ortaya çıkardı.
Descubrió propiedades inmobiliarias de Charlotte y sus intentos de mano dura Zerakem en una generosa compra.
Sonra da onları Zerakem'e satabilecektiniz.
Posteriormente, se podría venderlos a Zerakem.