Zevk duyarım translate Spanish
198 parallel translation
Zevk duyarım.
Bien, estaré encantada.
Zevk duyarım.
Estaré encantado.
- Zevk duyarım.
- Sería un placer.
Zevk duyarım Holmes, ama nereye?
Me encantaría, Holmes, pero, ¿ adónde?
Sizlere son satın aldığım şeyi göstermekten zevk duyarım.
Queridos amigos, es un placer presentarles mi última adquisición.
Bu nedenle, nezaketini göz önüne alarak sana olan saygı ve sevgimizin küçük bir nisanını sunmaktan zevk duyarım.
Así pues, en consideración a tu bondad tengo el placer de ofrecerte una pequeña prueba de admiración y afecto.
Kaybederken vazgeçmekten her zaman zevk duyarım.
Siempre me place renunciar cuando estoy perdiendo.
Ben de bu arada size oteli gezdirmekten zevk duyarım.
Mientras, me encantará enseñarle el hotel.
- Zevk duyarım.
- Será un placer.
Daima zorunlu şeylerden zevk duyarım.
Siempre es un placer servir a la Ley.
Buraya doktor getirdiğiniz zaman sizinle konuşmaktan zevk duyarım Teğmen, ama şimdi?
¿ No sabe hacer nada sin mí?
Zevk duyarım.
Qué gran idea.
Bundan zevk duyarım, ben de Hazine Bölümünde hizmet etmiştim.
Para mí es un placer, yo trabajaba en el Departamento del Tesoro.
bildirmekten zevk duyarım.
Pasará revista a las tropas del Moulin Rouge.
Profesör Marcus, büyük bir zevk duyarım.
Me encantaría, Prof. Marcus.
Zevk duyarım anne.
- Con gusto, mamá.
Ama öğle yemeğinde size katılmaya zevk duyarım.
El cual nunca conseguirá.
Size bildirmekten zevk duyarım ki Hukuk'taki parti başladı ve hepiniz davetlisiniz.
Tengo el gran placer de informarles... que ya empezó la fiesta en Legal y ustedes están invitadas.
Adayı daha iyi öğrenince sizinle onu konuşmaktan zevk duyarım Bay Bradshaw.
Cuando llegue a conocer mejor la isla, Sr. Bradshaw... será un placer hablar de eso con Ud.
Zevk duyarım, Maria.
Es un gusto, Maria.
- Madam, ben zorlukları yenmekten büyük bir zevk duyarım Hatta iyi savunma yaparlarsa.
Madame, me da el mayor placer conquistar fortificaciones que están bien defendidas.
Size eşi bulunmaz Altı Numara'yı sunmaktan büyük bir zevk duyarım!
Buenas gentes, os presento ¡ el único... número 6!
- Zevk duyarım.
- Seguro, con mucho gusto.
Bizimle Krala içersen, zevk duyarım.
Con mucho gusto, si usted brinda con nosotros por el Rey.
Onu tutuklamaktan zevk duyarım ama hangi suçtan?
Sí, será un placer arrestarla, sí, pero ¿ de que se la acusa?
Ancak eğer faydası olacaksa, sana müstehcen bir hikaye anlatmaktan zevk duyarım.
Sin embargo me encantaría contarte una bonita historia, por si te ayuda.
Size yardım etmekten zevk duyarım.
Me encantaría darte una mano.
Zevk duyarım!
Me encantaría!
- Bundan zevk duyarım Taybor.
- Me va a encantar, Taybor.
- Sana yardım etmekten zevk duyarım.
- Me alegra darte una mano.
Zevk duyarım.
Ha sido un placer.
Gösteriden sonra onu görmekten zevk duyarım.
Espero lo disfrute Dom Perignon. Estare encantado de verlo despues de la funcion, por favor
Aramanızdan zevk duyarım.
Siempre es un placer hablar con usted.
- Elbette, Bundan zevk duyarım.
- Por supuesto, me encantaría.
Zevk duyarım genç dostum.
Un joven muy Agradable
Sizi öğle yemeğine konuk etmekten büyük zevk duyarım.
Me encantaría invitarlo a almorzar.
Son derece uzun süren... ve tarihte bir eşi daha görülmemiş değerlendirmelerin ardından... doktorlarımızın, kendilerini bekleyen uçuşlarda... mükemmel uyum göstereceklerini düşündüğü... tümü de birer beyefendi... yedi Amerikalıyı... sizlere takdim etmekten zevk duyarım.
Tras una larga... serie de exámenes. sin precedente en la historia. que han confirmado a nuestros científicos... su extraordinaria capacidad de adaptación al futuro vuelo.
Madem ki dönüştürme odasını görmek için bu kadar sabırsızlandınız Bay Tyler.. Ben de onu size tanıtmaktan zevk duyarım.
Ya que se ha tomado tantas molestias en ver la cámara de conversión, Sr. Tyler estoy deseoso de mostrársela.
Her hangi bir hatanızda beklediğiniz cezayı alırsınız,... ve sizin erkekliğinizin alındığını görmekten... kişisel bir zevk duyarım.
Cualquier fallo en el comportamiento esperado, y con gusto me encargaré... de ver que todavía lo que les quede de masculinidad... se les extirpe para siempre.
Bu özel ziyaretlerden her zaman zevk duyarım.
Una visita real, siempre es un placer.
Senin gibi adamlarla tanıştım, ve diğerleriyle de. İnsanlar doğru şeyler yapmaya isteklidir. İnsanlar kötü adamlara karşı savaşırken birbirlerine yardım etmekten zevk duyar.
He conocido a tipos como usted, pero también a personas buenas y justas, personas que saben que luchando se puede vencer a los malos.
- Tabi, zevk duyarım.
- No, encantado.
O taktirde, zevk ve onur duyarım.
Oh, en ese caso, estaré muy honrado y encantado.
- Zevk duyarım.
- Por favor, con gusto.
Hatta bundan zevk bile duyarım.
Me será muy grato.
Zevk duyarım.
Sería un placer.
- Sana eşlik etmekten zevk duyarım.
- Será un placer.
Zevk duyarım. Ama ödeyebileceğinizden emin misiniz?
Sería un placer. ¿ Está seguro que se lo puede permitir?
Albaya gelecek dönem görevi için Emir Eri olarak hizmet etmekten zevk duyarım, efendim.
Será un honor servir al coronel...
Size zevk verebilmekten mutluluk duyarım... ama bu zevk çok uzun süremeyecek
Me alegra que os pueda dar placer... pero vuestro placer no durara mucho.
Benimle konuşmasından hep zevk duyarım.
¿ Otra vez te da lecciones sobre abonos? reverendo.