Zihnimde translate Spanish
432 parallel translation
Zihnimde yeni bir yol açtın. Yalnız yolculuklarımda keşfetmekten zevk alacağım bir yol.
Ha abierto un nuevo canal en mi imaginación y será interesante explorarlo durante mis solitarios merodeos.
Kağıtta yazanların kalıntıları zihnimde dolanırken çürümek üzere hapse gireceğimi mi sanıyorsunuz?
- ¿ Cree que voy a volver, para pudrirme en prisión mientras lo que recuerdo de ese papel se desvanece de mi mente?
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
Es extraño pensar que uno llegue a olvidar acontecimientos cercanos, y sin embargo recuerde claramente acontecimientos del pasado lejano, de personas que dejaron de existir años ha.
Hayır, demekten vazgeçmeyeceğim çünkü onlar zihnimde yaşayan gerçekler hâlâ.
No. Lo negaré una y mil veces puesto que en mi mente permanecen vivos.
Bana verdiği basit dersler, sanki daha dün anlatmış gibi zihnimde berrak.
Las lecciones que me enseñó permanecen tan claras en mi mente como si las hubiera aprendido ayer.
O günden beri zihnimde yaşayan bütün asil kitaplar...
Todos aquellos ilustres libros han enriquecido mi mente desde entonces.
Henüz düşünemediğim pek çok şey var zihnimde dönüp dolanan pek çok şey tıpkı Papaz Pile'ın bana anlattığı gibi.
Hay muchas cosas que aún no veo claro. Dan vueltas y vueltas en mi cabeza. Pero, en fin, como dijo el Padre Pile al despedirse :
Onu zihnimde canlandırdım ve kulağımı çekti.
- ¿ Qué? En mi imaginación, necesitaba un consejo.
Henry'nin eşine dair sözlerinden, zihnimde canlanan tablo karşılaşacağım kadının çekiciliği karşısında beni hazırlıksız kılmıştı.
La imagen que me había formado de su mujer a través de las palabras de Henry... no me habían preparado para el encanto de la mujer que iba a conocer.
Zihnimde gördüğüm yüzünü günler, haftalar, aylar boyunca uzun yolculuğumda yüreğimde taşıdım.
La cara que ha visto en mi mente... que había llevado en mi corazón durante los días, semanas, meses... de mi largo viaje.
Sesini telefonda duyunca, seni zihnimde canlandırdım.
Cuando la oí por teléfono me hice una idea de usted.
Hatta babamı bile geçtim, çünkü anlayışsızlığını affettim. Onu zihnimde affettiğim an... kendimi daha iyi hissettim.
porque le perdoné por no comprenderme. me sentí mejor.
Zihnimde berraklaşıncaya kadar değil.
No hasta que esté claro en mi mente.
Zihnimde yalnız olduğumu biliyordum. Ama uzun süre düşünürsem hayal gücümün bazı şeyler göstereceğini de biliyordum.
Sabía intelectualmente que estaba solo,... pero también sabía que mi imaginación podía hacerme ver algo... si pensaba bastante en ello.
- O maçı binlerce kez zihnimde oynadım.
- Yo también lo he hecho, mentalmente.
lml ml séylemeye § all § lyorsunuz? - Hepsinin zihnimde oldugunu?
¿ Está queriendo decirme que no soy paralítica, que todo está en mi mente?
Zihnimde tüm bu tarlayı canlandırabiliyorum. Bu yükseklikte mısır fidanlarıyla.
Puedo imaginar todo este campo con maíz de esta altura.
Diyelim ki bu perili ev hikayesi benim zihnimde.
Supongamos que todo eso está en mi mente.
Hepsinin zihnimde olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Empecé a pensar que era sólo mi imaginación.
Eğer zihnimde sürekli tekrar edersem... kelimeler ağzımdan fırlayıp gidecektir!
¡ Si las repito sin parar, las palabras acabarán por salir!
Ben... çay için kimi beklediğimi bilmediğimi itiraf ediyorum. Ama görüyorsunuz sadece mekânı zihnimde canlandırabilirim.
Admito que no sabía quién vendría a tomar el té, pero como puedes ver, calculé el lugar preciso.
Zümrütle birlikte zihnimde yer ettiniz.
La esmeralda y tú sois uno para mí.
Anahtarlar o kadar uzun zamandır zihnimde ki diğer şeylere olan hassaslığımı yitirdim.
Las llaves han ocupado mi mente tanto tiempo, que me he vuelto insensible a todo lo demás.
Zihnimde o olayı tekrar tekrar, baştan sona yaşıyorum.
No dejo de pensar en aquella jugada.
Onu ben de zihnimde görebiliyorum.
Lo veo en mi mente.
Sen zihnimde ensene kadar çimentoya gömülü durumdasın.
En mi mente tienes un bloque de cemento hasta el cuello.
Hapisteyken, zihnimde ölmeye yüz tutmuş bir sınıfın devasa temsilcilerini yarattım.
En prisión, creaba en mi mente monstruosos representantes de una clase moribunda.
Çeyizliklerine bakarken eski hatıralar canlandı zihnimde. Kalbim acı içindeydi.
Sus bártulos me recordaban otros días, y se me oprimió el corazón por la tristeza.
Zihnimde bir şey "Ev" dedi.
En mi mente, algo decía : "Casa".
O suçları zihnimde tekrar tekrar işlerken kendime güven duygusu gibi bir şey hissetmeye başlıyordum.
Mis escenas imaginarias fueron todas así. Tal vez la imaginación ha perturbado mi mente.
Sanki sadece zihnimde varlar. Üzerlerine bir örtü serilmiş gibi. Sebebini merak ediyorum.
Sintiéndome así no podía darme cuenta de que las personas que mataba eran reales.
Bu teknikleri öğrenebilirsem, zihnimde de tutabilirim.
Si aprendiera las técnicas, quizá podría retenerlas.
Bunları zihnimde tutabilir ve bu teknikleri dünyaya götürebilirim.
Quizá pueda retener y llevar estas técnicas al mundo.
# Vücudumda ve zihnimde # artık sorun yok
No más problemas para el cuerpo ni la mente
Ben de burada duracağım ve belli bir anda zihnimde sizi hipnotize etmeye başlayacağım.
Yo estaré de pie aquí, y en un momento determinado empezaré a hipnotizarla mentalmente.
Ben hariç... Zihnimde duruyor.
Yo... le tengo en mi cabeza.
Seni de unutacaklar. Ama sen benim zihnimde kalacaksın.
Si también la olvidasen... quedaría en mi cabeza.
Dinleyin, tek bildiğim burada oturduğum, sizi gözlediğim, zihnimde...
Mire, lo único que sé es que me senté aquí y pensé :
Gödel kasıtlı olarak bir insanın matematiksel sezgiyi nasıl adlandıracağını göstermeye çalışıyordu. Matematiksel sezgi dediği şeye atıfta bulunuyor, şu an zihnimde canlandırdığım gibi canlandırmaya çalışıyor, ve bunun normal kuralların dışında olduğunu gösteriyordu.
Gödel estaba intentando demostrar deliberadamente que, lo que uno podría llamar "intuición matemática", o a lo que él se refería como "intuición matemática", quería demostrar, y en mi opinión así lo hizo,
İlişkimizin parçalarını zihnimde yerleştirmeye... ve ilk kopuşun nerede başladığını anlamaya çalışıyorum.
No paro de darle vueltas a nuestras relaciones examinar mi vida y averiguar cuándo empezaron a joderse
Zihnimde, bilirsiniz.
Mentalmente, ya sabe.
# Zihnimde, net olan... # # ne yapıyor olduğum... # # burada. #
# En mi mente esta claro # # que estoy haciendo # # aquí. #
Her ne kadar onun çığlıklarını zihnimde halâ duysam da... 10 yıldır bana analık yaptı.
A pesar de que todavía puedo oír sus gritos en mi mente... Ella ha sido como una madrepara mí por diez años.
Hayatıma anlam verecek bir şey arıyordum ve zihnimde bir anı canlandı.
Y mientras pensaba en algo que le diese sentido a mi vida, un recuerdo me vino a la cabeza.
Oyunla ilgili bir çok düşünce halen zihnimde.
Me dominan los textos aprendidos.
Zihnimde hafızamda yeri olmayan bir sokak, bir bina yoktu.
No había ninguna calle ni ningún edificio... que no me trajera algún recuerdo.
Birden onlarca soru beliriyor zihnimde.
Y me hago preguntas, es una chifladura.
Zihnimde canlandırdım da.
Acabo de recibir una imagen mental poco.
Ama zihnimde canlandıramıyorum.
no puede verlos en mi cabeza.
Sadece, sadece 1 : 15 zihnimde kalmış.
Está grabado en mi mente.
Yalnızca zihnimde.
Sólo en mi mente.