Zirvede translate Spanish
356 parallel translation
Şu an zirvede.
Es la reina del cotarro ahora mismo.
Böyle aylaklık yapacağına biraz dava alsaydın şu an zirvede olurdun.
Si hubieras estado ejerciendo, ahora estarías en la cima y no patrullando por ahí.
Hem de benim gibi zirvede biri.
Y yo, al frente.
- Zirvede Kredi İtibarı.
- ¿ Qué es eso? - Línea de Crédito Importante.
Daha uzun yıllar zirvede kalabilirsin.
Podrías seguir siendo campeón.
Şaşırmana gerek yok, bir sor kendine, zirvede olman için bir sebep var mı?
No te sorprendas. Pregúntate la razón para que tú estuvieras en la cima.
Hep zirvede ol oğlum.
Bebe esto, hijo.
"Hep zirvede ol" derdi.
Siempre solía decirme : "Tú serás el único".
Bunun resmini yapabilseydim, zirvede olurdum.
Si consiguiera pintarla sería feliz.
Şu zirvede 40 gün ve gece yaşayabilecek biri var mı?
Pregúntenle a Aarón. ¿ Puede alguien vivir en aquella cima durante 40 días y 40 noches? - ¡ Sí!
Zirvede.
- Bien.
Bu gece heyecan zirvede.
La emoción es grande aquí esta noche.
Zirvede de, Kanburg Oteli.
El Hotel Kanburg está en la cima.
Zirvede!
¡ El marcador está bien alto!
Zirvede oturanlar en fakir insanlar.
En la cumbre, los pobres de los pobres.
Ama doktor, bu oğlan zirvede.
Doctor, el chico está en su mejor momento.
Zirvede Mueller gibi bir adam varken sizin gibi kelimenin tam anlamıyla gerçek bir Alman ise ikinci kaptan.
Tenemos a un hombre como Mueller en la cima... y luego un hombre como Ud., un auténtico alemán... en el mejor sentido de la palabra... es un primer oficial.
Söylediklerimi unutmayın. Zirvede olacak.
Se sentirá a las mil maravillas.
Sana şunu söylemek isterim ki, senin gibi zeki, yetenekli birinin zirvede olduğunu gördüğüme çok sevindim.
En fin, sólo quiero decirte que me hace feliz ver... que un hombre listo y talentoso como tú llegue a la cima.
Zirvede olduğunu sanmak çok kolaydır.
Es fácil estar en la cima.
Bu geceki açılışta Joan Vincent'in "Zirvede" oyununun gala gecesinin düzenleneceği Delphi Tiyatrosu önünde oldukça öfkeli bir kalabalık var.
Se estrena esta noche y hay una violenta y enfadada multitud en Delphi Theatre donde la obra de Joan Vincent At the Summit, se inaugura.
Ve... daha sonra, zirvede olup olmamasının... benim için... bir fark yaratmadığını anlattığımda... çok geçti.
Y... más tarde, cuando intenté decirle que a mí me daba igual que un hombre tuviese éxito o no, era demasiado tarde.
Bu kavganın sebebi ne? Biliyorsun, bu organizasyonun oyuncularını göz önünde bulundurduğumuz takdirde eğer siz beyler beraber hareket ettiğiniz takdirde, zirvede yer almanız gerekir.
Considerando quienes forman la organización podrían estar en la cima, si pasaran tiempo juntos.
Çok iyi göremiyordum ama zirvede Ölüm vardı.
No podía ver con claridad. Y arriba estaba la Muerte.
Nefessiz kalıp, zirvede durdular ve, felce uğradılar, hepsi birden taşa döndüler.
Sin aliento, se paran en la cumbre y, paralizados, dan vueltas a la piedra, uno junto a otro.
Her zaman zirvede değil mi?
adelante y en la cima, hmm?
Çam ağaçları zirvede sallanıyordu, gecenin içinde rüzgar ağlıyordu.
Los vientos ululaban en la noche Y los pinos rugían en la cima
Çözümü bulmak için yeterince düşündüğünü sanmıyorum. Kendini zirvede görüyorsan düşmeye ne kadar yakın olduğunu anlarsın. Ama eğer kendini küçük görürsen seni iterler ve kolayca düşersin.
Hay una solución, no creo que la hallas considerado cuando estás en la cima, comprendes que tan alto es el caer, pero si piensas un poco en ti mismo, entonces podrás contenerte... y caer suavemente
Her ne kadar bunu tarihi zirvede sunamasam da uluslarımızın barış içinde yaşamayı öğrenemsi umuduyla bunu takdim ediyorum.
Aunque no asistiré en persona a esta histórica junta... les presento esto... con la esperanza... de que nuestras grandes naciones... aprendan a vivir en paz.
Zirvedeyim zirvede. The Dead çalıyor.
La música es de los "Dead".
Teknolojiyi elde eden de, zirvede kalır.
Quien consiga la tecnología se mantiene en la cima.
Saldırıdan 5-6 hafta sonrası... ve radyoaktif serpintiden kaynaklanan ölümler zirvede.
Ahora, de 5 a 6 semanas después del ataque, las muertes por polvo radioactivo alcanzan su máximo.
Gördüğünüz gibi, hepimiz zirvede iken işi bırakmak istiyoruz... 53'ümüz de.
Miren, nos gustaría irnos mientras estamos en la cima a todos nosotros, los 53.
Ronald Reagan'ın olacak, Lee lacocca'n olacak, Geraldo Rivera'n olacak, işte zirvede böyle kalınır.
Tener a un Ronald Reagan, a un Lee Iacocca, a un Geraldo Rivera... así es como te mantienes arriba.
Zirvede olmadığında ne olur?
¿ Qué ocurrirá cuando ya no lo estés?
2 saat sonra zirvede buluşuruz.
Nos encontraremos en la cubre en dos horas.
Kibarlar zirvede, avam ise dipte, ve ben de, her iki gruptan sağlam bir cukka çıkarmak için tam ortalarında.
Los ricos arriba, la plebe abajo y yo en medio, sacándoles tanto dinero como puedo.
Şu an zirvede.
Ahora él está en la cima.
Oyunu da hiç yenilmeden zirvede bitirdik.
Y nos retiramos como los mejores, e invictos.
- Hissetme gücünüz bugün zirvede.
" Hoy tu juicio alcanzará su punto culminante.
Dünya çapında tanınsın istiyorum ve bu olduğunda zirvede ben olayım.
Ojalá se difunda por todo el mundo. Quiero ser el mejor cuando sea conocido de verdad.
Elbette çoğu zaman departmanımı zirvede tutarım, ne var ki geçen Noel... ortalık tımarhaneye dönmüştü.
La mayoría del tiempo tengo mi sección a tope pero en Navidad... Era un manicomio. No había tiempo para papeleo.
Onun dediği gibi. Tüm bakış açılarını aşan, onlardan üstün olan, zirvede bir felsefedir.
Lo que ella dijo : una filosofía en su expresión más pura que supera todos los puntos de vista, que los trasciende.
- Nando zirvede.
- Nando está en la cima.
Onları zirvede karşılayacağız.
Les recibiremos arriba.
Kraterde, erimiş lav 600 santigrat derece sıcaklıkta kaynar, oysa zirvede sıcaklık nadiren eksi 45 derecenin üzerine çıkmaktadır.
En el cráter, burbujas de lava fundida alcanzan los 600 grados centígrados mientras que en la cumbre las temperaturas raramente se elevan por encima de los 45 bajo cero.
Zirvede yer alacak beş finalist yarın 2.30'ta müsabakaya çıkacaklar.
Los 5 clasificados empezaran mañana a las 02 : 30.
Şimdi, o ve aleti zirvede.
Ahora mismo, él y su aparato están en auge.
Hollywood'da zirveye en çabuk çıkmanın yollarından biri,.. .. zaten zirvede olan biri için çalışmaktır.
En Hollywood, una de las maneras más rápidas de llegar a la cima... es trabajar para alguien que ya llegó.
Yarım saat içinde zirvede olurlar efendim.
Pronto alcanzarán la cima.
Zirvede bırakmak lazım.
¡ Ahí está!