Zoila translate Spanish
43 parallel translation
Zoila beni aradığını söyledi, önemli bir şey varmış.
Zoila me dijo que me estabas buscando para algo importante.
Zolia'nın bir bok bildiği yok..
Zoila no sabe un carajo.
Zoila, gel!
Zoila, ven.
Zolia, Valentina'nın iyisinden dikiş makinesi var mı?
Oye, Zoila. ¿ Valentina tiene una muy buena máquina de coser?
Zoila'yla aramda bir mesele.
Esto es entre Zoila y yo.
Çok eskiden, daha sen Dünya'da bile yokken Zoila ağabeyimle ilişki yaşadı.
Hace mucho tiempo, antes de que nacieras. Zoila tenía una relación con mi hermano.
Henri dayımla Zoila mı?
¿ El tío Henri y Zoila?
Ama Henri, Cynthia yengenle tanıştıktan sonra benzer geçmişi olan bir kadın Zoila terk edildi.
Pero cuando Henri conoció a la tía Cynthia, una mujer de... un pasado similar, A Zoila le rompieron el corazón.
Bir arkadaşıma bakmıştım. Zoila Diaz.
Busco a mi amiga Zoila Díaz.
Konuşmak istemiyorum. Zoila!
No quiero hablar de eso. ¡ Zoila!
Zoila!
¡ Zoila!
Zoila! Tanrım! Marisol.
¡ Zoila! ¡ Oh, por Dios! Marisol.
Benim, Zoila.
Soy yo. Zoila.
Bir şekilde olduruyorsun. Zoila.
Me haces trabajar.
Yapma, Zoila.
Venga, Zoila.
Aptallık ettim, Zoila.
Fui un chico estúpido, Zoila.
Zoila.
Zoila.
Zoila, böyle yapma.
Zoila, no hagas esto.
Zoila, Valentina.
Zoila, Valentina...
Zoila aradı, bir şeyler atıştıralım dedi.
Zoila llamo. Tenía tiempo para un bocado rápido.
Bence Zoila pencereleri açık bırakmıştır.
Seguro Zoila dejó la ventana abierta.
Seninle sonunda tanıştığımıza çok memnun oldum Zoila.
Es adorable finalmente conocerte, Zoila.
Zoila, Genevieve sana hiç antika koleksiyonumdan bahsetti mi?
Zoila, ¿ quizás Genevieve te mencionó
Zoila, dur.
¡ Zoila, detente!
Zoila, eğer benden hoşlanıyorsan bana doğruyu söyleme nezaketini göstermelisin.
Zoila, si de verdad te agrado, ten la decencia de decirme la verdad.
Önce ne istediğini söyle.
Zoila.
Zoila.
Solo te vuelves casera cuando quieres algo.
Zoila!
Si Valentina no hace esto...
İyi bir anne olduğumu en iyi sen bilirsin.
Sabes que soy una buena madre. Zoila.
Zoila, ne?
Zoila, ¿ qué?
Zoila, sana onu hediye olarak verdim.
Zoila, esto fue un regalo.
Zoila, teklif ettiğin için teşekkür ederim ama ben bunu kabul edemem.
Oh, Zoila, Te amo por ofrecerte, pero no puedo tomarlo.
Zoila!
Oh, Zoila!
Bugün Carmen ve Zoila'ya her şeyi anlatacağım.
Le voy a contar a Carmen y a Zoila hoy.
Zoila, hala yastayım.
Zoila, aún estoy de luto.
Sen Zoila'nın kızı olmalısın.
Debes de ser la hija de Zoila.
Zoila'yla olanları söyledi.
Me dijo lo que pasó con Zoila.
Çok ciddiyim, Zoila.
Voy en serio, Zoila.
Zoila. Remi'yi sevmediğini söylemiyorum.
No estoy diciendo que tú no ames a Remi.
- Zoila.
- Zoila.
Arabamın anahtarını gördün mü Zoila?
Zoila, ¿ has visto las llaves del coche?