Zosh translate Spanish
58 parallel translation
Zosh ağlamayı bırak.
No me dejes nunca más, cariño.
Zosh, dur sana bir bakayım.
No llores más, Rose.
Gözlerim kan çanağına döndü. Hayır, iyi görünüyorsun, Zosh.
- Tengo los ojos enrojecidos.
Klinikten ne dediler, Zosh?
¿ Qué te dicen en la clínica?
Şaka yapan kim, Zosh! ?
No bromeo.
Sence olmuş mu, Zosh?
¿ Me queda bien, Rose?
İyi görünüyor mu öğrenmek istedim, Zosh.
Sólo te he preguntado si me queda bien, Rose.
Ayrıca adım Zosh değil Sophia.
No me llamo Rose, me llamo Sofía.
Böyle yapma Zosh. Kötü mü?
No debes ser así.
Sen, ben ve Zosh hakkında.
En ti, en mí, en Rose.
Benimle burada evlendi, hastanenin şapelinde. Zosh!
Nos casamos aquí, en la capilla del hospital.
Bu köpeği Zosh'a getirdim.
Mira el perro que tengo para Zosch.
Köpeği Zosh'a götür.
Llévale el perro a Zosch.
Zosh, bunları buraya asla bırakmam ben.
Yo no los he puesto ahí arriba.
Bu ne için, Zosh?
- ¿ De quién es esto?
Egzersiz yapamadığında bira gaz yapar, Zosh.
La cerveza engorda cuando no se puede hacer ejercicio. Elige una carta.
Birazcık ne, Zosh?
- ¿ Un poquito de qué?
Ne yapacağımı şaşırdım artık, Zosh.
Ya no sé qué tengo que hacer, Zosch.
Ne dediğini biliyor musun, Zosh?
¿ Sabes lo que estás diciendo?
Kes şunu, olur mu, Zosh. Kes şunu.
Cállate Zosch, por favor, no sigas.
Biraz para kazanıp Zosh'u iyileştireceğim.
Ganaré dinero y Zosch se curará.
Yeterince para denkleştirdiğimde Zosh'u gerçekten iyi bir hastaneye yatırabilirim. Tekrar yürüyebilir, dans edebilir.
Y cuando haya reunido suficiente dinero llevaré a Zosch a un buen hospital donde pueda curarse...
Selam, Zosh.
- ¡ Hola Zosch!
Zosh, bak. Müzisyenler Birliğine yazıldım.
Zosch, mira, soy del sindicato de músicos.
Krupiyeliği bıraktım, Zosh.
- He dejado de jugar.
Zosh, hiç paramız var mı?
Zosch, ¿ tienes dinero?
Biraz paraya ihtiyacım var, Zosh.
- ¡ Necesito dinero!
Bırak inadı, Zosh. Bana ayak yapma.
¡ Vamos, Zosch, confiésalo!
Gelip nasıl olduğuna bakayım dedim, Zosh.
He venido a ver cómo sigues.
- Hayır Zosh. Ben yardım etmeye geldim.
- Te aseguro que sólo trato de ayudar.
Zosh, lütfen.
- ¡ Zosch! - ¡ Márchate de aquí!
Zosh'la.
Con Zosch.
Merhaba, Zosh.
- Hola ; Zosch.
Orasını merak etme, Zosh. Korkmuyorum.
No te preocupes por eso, no tengo miedo.
Sana bir şey söylemek için geldim, Zosh. Gidiyorum buradan.
Me marcho de aquí.
Senden ayrılmıyorum, Zosh. Sadece ayrılıyorum.
No te abandono, pero me marcho.
Bu halinden benim sorumlu olduğumu biliyorum, Zosh.
Sé que soy el responsable de lo que te sucede.
Francis. Yapma, Zosh.
¡ Oh, Frankie!
Hakikaten güzelmiş, Zosh.
Está muy bueno.
Tabii ki özledim, Zosh. Ne aptal bir soru öyle?
Claro que te echaba de menos.
Hemen geleceğim, Zosh.
Pero si volveré enseguida.
Zosh, randevum var.
Tengo que acudir a esa cita.
Bana şans dile, Zosh.
Deséame suerte, Rose.
Zosh'a parayı ben göndermedim mi?
¿ No le he estado entregando dinero a Rose?
Bateri çubuklarım nerede, Zosh?
¿ Dónde estarán mis palillos?
Zosh!
- ¡ Zosch!
Ara sıra pratik yapmam lazım, Zosh.
Comprende que he de ensayar alguna vez.
Zosh gürültüye dayanamıyor.
A Zosch le molesta el ruido.
Zosh!
¡ No puedo conseguir que duerma!
Zosh, Bednar'a söylediklerin.
He leído los periódicos.
Hayır, Zosh.
- No ;