Zpm translate Spanish
278 parallel translation
- SNM'ye.
- El ZPM.
Tamam, Çavuş deneyin.
Ya está. El ZPM debería encenderse cuando note la conexión a la puerta. Está bien, Sargento, inténtelo.
Yani daha çok SNM bulmalıyız.
Así que necesitamos encontrar más ZPM.
Fakat artık elimizde Eskiler'in savunma sisteminde kullanabileceğimiz bir ZPM gücü olduğuna göre, sanmıyorum ki...
Pero considerando el hecho de que ahora tenemos otro ZPM para poder alimentar las defensas de los Antiguos- -
Bir tane ZPM bulduk.
Encontramos un ZPM.
Bir pazarlık yaptık.
Hice un trato. Tenemos un ZPM.
ZPM'in moleküler yapısına yabancı bir maddenin ışıldamasına neden oldu.
Iluminó una substancia, ajena a lo que conocemos de la composición molecular normal de un ZPM.
ZPM bir bubi tuzağı mı?
¿ El ZPM es un atrapa bobos?
Şarjlı bir ZPM öyle patlarsa? Bilemem.
¿ La detonación de un ZPM cargado?
Dr Lee'nin bozulmuş ZPM hakkındaki raporunu okudum.
Estuve leyendo el informe del Dr. Lee sobre el ZPM contaminado.
Daha da önemlisi, etraftaki SNM'lerden haberi var mı?
Y más importante, lo que podría saber sobre los ZPM que hay por ahí.
Tek gördüğümüz neredeyse tükenmiş SNM'den daha fazla güç emilmesiydi biz de bütün ikincil sistemleri kapattık.
Sólo vimos una nueva fuga de energía en un casi vacío ZPM. Así que desconectamos todos los sistemas secundarios.
Eğer mümkünse yanımda götürebileceğim bir SNM'nin bize çok yardımı olur.
Y si fuera posible y tuvieran un ZPM que pudiera llevarme conmigo eso nos ayudaría considerablemente.
SNM. Sıfır Noktası Modülü.
ZPM, Módulo de Punto Cero.
Üç SNM, gözümün önünde.
Tres ZPM justo enfrente de mi.
Sistemin seni iki kez canlandırması için gerekli komutları giriyorum, süre aralıkları yaklaşık 3,3 bin yıl, böylece SNM'leri döndürebilirsin.
Estoy introduciendo los comandos al sistema para que te reviva dos veces a intervalos de aproximadamente 3.300 años para que puedas rotar los ZPM.
Bıraktığı not, bilinen SNM'lerin olduğu gezegenlerin koordinatları.
La nota que dejó. Son las coordenadas de planetas que se sabe tienen ZPM.
Bildiğimiz kadarıyla, sadece bir SNM o kadar uzun süre güç verebilir. Kapattım onu.
Por lo que sé, solo un ZPM puede alimentarlo por tanto tiempo.
Almaya değer mi diye bakacağım. Onu öylece alamayız.
Necesito llevar el ZPM a Atlantis para ver si vale la pena llevárnoslo.
Hepsini Atlantis'e getirebiliriz. Ne kadar zor olabilir ki?
Por otra parte, si es un ZPM totalmente funcional podemos llevarlos a todos a Atlantis ¿ Cuánto podría costarnos?
Zor ama bir SNM birçok sorunun bitmesini sağlar.
Mucho. Pero un ZPM podría darnos la energía para mantener alejados un montón de problemas.
Üzerinde çalışıyorum, ama bir şey yapamayız, SNM ile ne yapacağımızı bulana kadar.
Estoy en ello, pero no podemos hacer nada hasta decidir qué hacer con el ZPM.
Daha şimdi bu SNM'nin Wraithlere karşı savunmalarına güç verdiğini söyledin.
¿ Por qué? Acabas de decirme que este ZPM alimenta sus defensas contra los Espectros.
Oraya da gelmeyeceğiz. SNM neredeyse boşalmış. Yani bir değeri yok mu?
No tiene mucho sentido tampoco el ZPM está casi descargado.
Hayır ve Teğmen Ford'la SNM'yi geri götürmeni istiyorum... cihazlarını çalışır duruma getir.
Me gustaría que usted y el Teniente Ford devuelvan el ZPM, y vuelvan a encender el dispositivo.
- SNM'yi yerine taktı mı?
¿ Han devuelto el ZPM?
SNM'yi kurmak için bir düzen var ve ben daha bulamadım.
Lo que digo es que hay una secuencia para reinstalar el ZPM la cual todavía no tengo.
Pegasus Galaksisine solucan tüneli açmanın yolunu çözdüm ama SNM'ye ihtiyacım var.
He descubierto cómo establecer un agujero de vuelta a la galaxia Pegasus..... pero necesitaré el ZPM.
- SNM tükenmişti. İşe yaramaz. - Aslında, bu tamamen doğru değil.
El ZPM está agotado, no se puede usar.
Son kez kullandığımızda SNM Atlantis'e bir solucan tüneli açınca onu sürdürmek zorunda kalmıştı.
Verá, eso no es del todo cierto. La última vez que lo usamos, el ZPM tuvo que establecer y mantener un agujero a Atlantis.
Pekâlâ. SNM'nin laboratuara getirilmesini sağlarım.
De acuerdo, haré que le entreguen la ZPM en el laboratorio.
Çünkü son kontrol ettiğimde, Prometheus kritik biçimde hasarlıydı ve elimizdeki tek SNM'nin bir araba radyosunu çalıştıracak kadar gücü bile yoktu.
Porque la última vez que lo comprobé el Prometeo estaba críticamente dañado, y el único ZPM en nuestro poder no tenía suficiente energía ni para encender la radio de un auto.
SNM'nin bir solucan tüneli açacak kadar gücü olduğunu sanmıyoruz.
No creemos que el ZPM tenga suficiente energía para abrir un agujero.
SNM üzerinde testler yaptım. Sürekli çıkan sonuçlar bunlar.
Estoy haciendo un diagnóstico del ZPM, han vuelto a salir estos resultados.
Bu sonuçlar SNM'nin sadece çalışmayacağını göstermiyor. Bu gerçekliğin herhangi doğal kanunlarla oluşmadığını da gösteriyor.
Estos resultados no solo dicen que el ZPM no funciona dice que esta realidad no está gobernada por ninguna de las leyes naturales.
Zelenka, yalancı bir SNM'yi yüklemek için geçide güç aktarımı hakkında birkaç teorim var.
Zelenka tengo algunas teorías sobre usar la energía de una Puerta para cargar un ZPM.
Sadece bir SNM bunu üretebilir.
Solo un ZPM podría generarlos.
Sadece silaha ulaşmamız gerekiyor, hatta daha iyisi SNM'ye onu çalacağımızdan falan değil tabii.
Solo tenemos que acceder a esa arma. Aún mejor, al ZPM. No es que vaya a robarlo ni nada de eso.
- Bir ZPM bulmuş olabiliriz.
Creo que podemos haber encontrado un ZPM ¡ Si!
- Ama ZPM bulunamamış, öyle mi?
¿ Pero el ZPM nunca se encontró?
Giza platosunu uydu taramasından geçirip Teonas'da bulduğumuz ZPM'in yaydığı enerjiye benzer bir işaret aradık.
Hicimos un extenso barrido por satélite de la planicie de Giza, buscando una señal de energía, como aquella que obtuvimos del ZPM que encontramos cerca de Taelnas
Geri gidip ZPM'i alabiliriz.
Podemos volver atrás y coger el ZPM
Ra neye sahip olduğunu hiç bilmemiş. Bu da demek oluyor ki, geçmişe gidip zaman çizgisini etkilemeden ZPM'i alabiliriz.
Ra nunca supo lo que tenía, lo cual significa que podemos volver atrás y cogerlo, sin afectar desfavorablemente la línea temporal
Çok hoşuma gitmiyor ama, Goa'uld'un ZPM kullandığına dair elimizde herhangi bir delil yok.
No estoy muy contenta, pero no tenemos evidencias históricas que muestren que algún Goa'uld haya usado alguna vez un ZPM
Buraya ZPM için geldik. Alıp sıvışacağız.
Estamos aquí por el ZPM, entrar y salir
Dediğim gibi ZPM'in ne olduğunu bile bilmiyorlar. Onlara göre ayinlerde kullanılan sıradan bir nesne. Bazı önemli olaylarda çıkarıp kullanıyorlar.
Como dije, no saben lo que es un ZPM para ellos, es igual a otra docena de objetos ritualistas, que usa en algunas ocasiones
O bir ZPM.
Es un ZPM.
Eğer SNMleri varsa getirebiliriz.
Si tienen un ZPM, sí que podemos.
SNM'yi yerine takacağım.
Ford y yo estamos en la Ciudad Vieja, voy a devolver el ZPM.
Tam dolu bir ZPM ile dünyanın savunma sistemini tekrar çalıştırabiliriz ve Pegasus Galaksisi'ne solucan deliği açabiliriz. Düşünsene.
Jack, piensa en ello
Eğer ZPM varsa bu odanın içindedir.
Si el ZPM está en alguna parte, estará allí