Zuhari translate Spanish
90 parallel translation
Kamali operasyonun beyni olup, El Zuhari'nin terör örgütünün finansmancısıdır.
Kamali es el banquero de la red terrorista de Al - Zuhari y el cerebro de las operaciones.
Kamali sayesinde El Zuhari ve ekibi Avrupa'ya giden kokain ve eroin tedariğini kontrol altında tutuyor.
Gracias a Kamali, Al - Zuhari y su organización controlan el suministro de la mayoría de la cocaína y heroína que entran en Europa.
- Kamali'yi ele geçirirsek, El Zuhari'yi de yakalarız.
Coger a Kamali, coger al mismísimo Al - Zuhari.
El Zuhari'nin nerede olduğuyla ilgili istihbaratımız yok.
No tenemos información actual sobre la localización de Al
Ama Dalton Binbaşı sayesinde Kamali'nin Bogota'da olduğunu biliyoruz. Ama onu yakalama imkânımız çok kısıtlı.
- Zuhari, pero gracias a la Mayor Dalton, sabemos que Kamali se encuentra ahora mismo en Bogotá, pero nuestra oportunidad para atraparle es limitada.
- Onun istihbaratıyla El Zuhari'nin kartelini çökertebiliriz.
Con su información, podríamos erradicar por completo la red de Al - Zuhari.
Al-Zuhari, buna müsamaha göstermeyecek.
Al - Zuhari no lo permitirá.
Akladığı paralar olmazsa El Zuhari ve adamları batı ülkelerinin konsoloslukları önünde bayrak yakan Araplardan ibaret olurlar.
Al-Zuhari y sus seguidores no serán nada más que un puñado de árabes enfadados quemando banderas frente a las embajadas occidentales.
Tek istediğim beni öldürmeye gelenin El Zuhari'nin adamı olup olmadığı.
Todo lo que quiero es que me digas si fue o no Al-Zuhari el que envió a esos hombres a matarme.
El Zuhari, senin gibi ona zararı dokunacak insanları hedef alıyor.
Al-Zuhari está eliminando gente que es peligrosa específicamente para ellos. Gente como usted.
El Zuhari'nin adamları beni herkesin gözü önünde kaçırdı. Bir arabanın bagajına koyarak üç saatlik bir yolculuk sonunda Beka Vadi'sindeki eğitim kamplarından birine götürdüler.
Los hombres de Al-Zuhari me raptaron en la calle, me metieron en el maletero de un coche, y condujeron durante tres horas hasta el Valle de Bekaa, en uno de sus campos de entrenamiento.
- El Zuhari'yle tanıştın mı?
¿ Y conociste a Al-Zuhari? ¿ Está ahí?
İstedikleri bende yok. Ama sen artık El Zuhari'nin batı ülkelerinin askeri üslerini hedef aldığını biliyorsun.
No tengo lo que quieren, pero ahora sabe que Al-Zuhari va a por bases militares occidentales.
El Zuhari'nin üssünü bulmamıza yardım et.
Ayúdame a encontrar la base de Al-Zuhari.
El Zuhari'nin yapacaklarını- -
Sabía que Al-Zuhari iba a...
El Zuhari'nin bağlantılarına ulaşmak için çok gizli bir görevdeyim.
Me infiltré con una gran tapadera dentro de la red de Al-Zuhari.
Şimdi içlerine girdim. Beni öldürürseniz El Zuhari'yi durdurabilecek son umudunuzu da kaybetmiş olursunuz.
Ahora formo parte de ella, y si me disparas, perderéis la única esperanza de que alguien atrape a Al-Zuhari.
Ondan El Zuhari'den fazla korkuyorsan, yanlış yapıyorsun.
Si le tienes más miedo a él que a Al-Zuhari, estás cometiendo un error.
El Zuhari suçlandı.
Al-Zuhari reivindicó el ataque.
El Zuhari beni ele geçirdiğinizi duyarsa ortadan kaybolur.
¡ Si Al-Zuhari descubre que me tenéis, desaparecerá! ¡ Desaparecerá y estará otros tres años en una puta cueva!
El Zuhari'nin bir görevi var ve buna çok inanıyor. Amacına ulaşmak için karşısına çıkan herkesi kurban etmekten çekinmeyecek.
Al-Zuhari tiene una misión y tiene fe, y sacrificará a cualquiera y todo lo que haga falta para llevar a cabo su meta :
El Zuhari'yi bulmana.
A encontrar a al-Zuhari.
El Zuhari'yle nerede buluşacaktın?
¿ Dónde ibas a reunirte con al-Zuhari?
El Zuhari mi?
¿ A Al-Zuhari?
El Zuhari.
Al-Zuhari.
Şimdi elimizde, El Zuhari'yle bağlantısı olan bir IRA elemanı ve baskına uğrayacak bir silah teslimatı var.
Así que tenemos a un hombre del IRA con un comunicado de al-Zuhari y un cargamento de armas que va a ser emboscado.
MacKenna'nın o silahları almasını önlersek. ... El Zuhari'nin planını öğrenir ve onu durdururuz.
Así que si impedimos que McKenna se haga con esas armas, averiguaremos a qué está jugando al-Zuhari y podremos detenerle.
El Zuhari'nin yakında bir saldırı yapmayı planladığını biliyoruz.
Sabemos que al-Zuhari está planeando un ataque inminente.
O silahların, MacKenna'nın ekibinin eline geçmesini engelleyemezsek El Zuhari'nin saldırısı ile ilgili tek ipucumuzu kaybederiz.
Si no impedimos que el equipo de McKenna consiga esas armas perderemos la única pista que tenemos sobre el ataque de al-Zuhari.
- Peki ya El Zuhari'nin karısı Safiye Abhoud?
¿ Y Sofía Abboud, la mujer de al-Zuhari?
El Zuhari'nin Avrupa'daki adamlarından biri.
Es uno de los hombres de Al-Zuhari en Europa.
El Zuhari'nin sözünü verdiği şeyi almak istiyorsan adamın bildiklerini öğrenmeliyiz.
Si quieres lo que Al-Zuhari ha prometido, deberíamos averiguar qué sabe.
El Zuhari öğrenirse- -
Si Al-Zuhari se entera...
Bugün, El Zuhari'nin kasette belirttiği gün.
Hoy es el Día Santo al que se refería Al-Zuhari en la grabación.
El Zuhari buna olumlu mu yaklaşacak sanıyorsun Mairead?
¿ De verdad crees que Al-Zuhari dará el visto bueno, Mairead?
Deşifre ettikleri zaman NATO'nun operasyonları açığa çıkar ve tüm Avrupa, El Zuhari'nin saldırılarına açık hâle gelir.
Bueno, cuando descifren la información, todas las operaciones de la OTAN se verán comprometidas y toda Europa estará expuesta a un ataque por parte de Al-Zuhari.
Safiye Abhoud El Zuhari'nin ne yaptığını öğrenebileceğimiz tek ipucumuz.
Conoces mejor que nadie este sitio. Sofía Abboud es la única pista que tenemos, nuestra única posibilidad de averiguar qué está planeando Al-Zuhari.
El Zuhari'ye finansal destek verdiğini biliyorsun. El Zuhari'nin geçen yıl... -...
Sabes que ha estado dando apoyo financiero a Al-Zuhari, y sabes lo de la atrocidad que Al-Zuhari organizó en Jordania el año pasado.
Baban El Zuhari'ye iletmen için bir mesaj gönderdi değil mi?
Tu padre te dio un mensaje para entregárselo a Al-Zuhari, ¿ no?
Niye Safiye? Niye El Zuhari için bunlara katlanıyorsun?
¿ Sofía, por qué haces esto por Al-Zuhari?
El Zuhari için canavar diyorsun. Kasap, fanatik diyorsun.
Decís que Al-Zuhari es un monstruo, un carnicero, un fanático.
El Zuhari zariftir. Cömert ve anlayışlıdır.
Al-Zuhari es amable, generoso, y dulce.
- Ben El Zuhari'nin karısıyım.
Soy la esposa de Al-Zuhari.
- El Zuhari'yi bulmak!
Encontrar a Al-Zuhari.
- İçerideki El Zuhari'nin karısı.
Es su mujer.
- Bilginiz olsun. Safiye, El Zuhari'nin karısı.
Escuchad, hay información nueva sobre Sofía Abboud.
El Zuhari'yle nerede buluşacaktın?
¿ Ibas a reunirte con Al-Zuhari?
Bize El Zuhari'nin nerede olduğunu asla söylemeyecek. Ancak kaçmasına izin verirsek bizi ona götürür.
Nunca nos dirá dónde está Al-Zuhari, pero si dejamos que escape, nos llevará hasta él.
NATO, operasyonel yönden tehlikeye düştü ve tüm Avrupa El Zuhari'nin saldırılarına açık durumda.
La OTAN está comprometida operacionalmente y toda Europa está expuesta a un ataque de Al-Zuhari.
48 saat önce El Zuhari'nin adamları Budapeşte'deki İngiliz Büyükelçiliğine saldırdı ve NATO sürücüsünü kopyaladılar.
Hace 48 horas, terroristas de Al-Zuhari atacaron la Embajada Británica de Budapest y clonaron un disco duro de la OTAN.
- Ha siktir!
Es la mujer de Al-Zuhari. Mierda.