Zırvalıkları translate Spanish
440 parallel translation
Mermiler ve bombalarla geçen üç yıldan sonra bir erkek, öğrettikleri o zırvalıkları kabul edemez.
Un hombre no puede tomar en serio toda la basura que enseñan... después de tres años de balas y bombas.
Şu görev zırvalıklarını senden burada dinlemiştim, daha fazla demir adam, daha fazla genç kahraman yaratmak.
Lo oí recitando las mismas cosas... haciendo más hombres de hierro, más jóvenes heroicos.
Bırak bu şık kanun zırvalıklarını.
Esa charla legal no es importante.
Tanrı yardımcım olsun, işimi devam ettirebilmek için bu zırvalıkları basmalıyım, ama onları okumak zorunda değilim.
Bendita sea, señora, tengo que publicar estas bobadas... para seguir con mi negocio, pero no tengo que leerlas.
Söylesene dostum, Pulitzer ödülü aldığını biliyorum, ama bütün şu evrim zırvalıklarına artık inanmıyorsun değil mi?
Dígame una cosa, Jim. Sé que ganó un premio Pulitzer, pero en realidad no se creerá ese rollo de la evolución, ¿ no?
Bu eyalet halkı, zoolojik zırvalıkların sınıflara taşınmasını istemediğini açıkça ortaya koydu.
Los lugareños dejaron en claro que no desean que esta charlatanería zoológica llegue a las aulas.
Bende burada oturmuş senin zırvalıklarını dinliyorum.
Me he sentado a escuchar pacientemente y todo lo que has hecho es soltar tonterías.
Bu karşı devrimci zırvalıkları kim öğretiyor sana?
¡ Eso es contrarrevolucionario!
Bu zırvalıkları da halkın içinde söyleme!
¡ No vayas diciendo esas cosas en público!
Kadınların her zamanki zırvalıkları işte.
Siempre la misma mierda con las mujeres.
Ne olduklarını gördükten sonra, bu gösterişli zırvalıkları attım.
Dejé esa mierda pretenciosa tan pronto como vi lo que era. Rita.
Belki de bu kutsal zırvalıkları o kadar uzun süre dinlediniz ki size aynı gibi gelmeye başladı.
Han estado escuchando a esos falsos santos demasiado tiempo. Y ya todo les da igual.
Basın zırvalıkları.
La mierda informativa.
Yani bu ülkedeki herkes o koca çenenden dökülen zırvalıkları dinleyebilecek.
Así que ahora todos en el país pueden oír cómo abres la bocaza. Chet, qué bonito oírte de nuevo.
Sizi bilmem beyler ama DeLeo ailesi bu zırvalıkları dinlemez.
Yo no sé uds, pero la familia DeLeo deja toda esta mierda.
Bütün bu zırvalıkları alıp burayı eski haline çevir.
No puedo irme así...
Zırvalıklarını da, sihir numaralarını da, aptal psikolojik ayinlerini de kendine sakla.
No quiero camelos, trucos de magia o estupideces psicológicas.
Senin düzmece zırvalıkların lazım değil bana.
No creas que necesito tu caridad.
Bırak bu batıl inanç zırvalıklarını büyü biraz.
Es absurdo. Madura.
- Sürekli aynı zırvalıkları duyuyorum senden.
- Ya te he escuchado bastante.
Bu şeyleri hatırlamazsın, modern lamba direklerini ve benzeri zırvalıkları çizmek aklına gelmez.
No puedes recordarlo, para dibujar estas modernas farolas y mierdas.
O savaşçı zırvalıklarının amına koyayım!
Oh, ¡ jodete con esa mierda de los guerreros!
Bu tür zırvalıkları Wall Street züppelerine sakla.
No es mierda recubierta de dulce para los blandos de Wall Street.
Şimdi, bu akşam burada yaptığımız diğer bütün zırvalıkları unutalım.
Ahora... olvidemos todas las demás tonterías... que hemos estado haciendo aquí esta noche, ¿ de acuerdo?
Bu tür zırvalıkları Wall Street züppelerine sakla. Çünkü bu şehir.. .. vahşi bir orman gibi.
Reserva esa porquería envuelta de dulce... para los blandos de Wall Street... porque esta ciudad es una jungla.
Ve bütün sorunların nedeninin televizyon olduğuna dair bütün o politik zırvalıkları duymak istemiyorum.
Y no quiero oír nada de esa basura de lo políticamente correcto de que la televisión es la causa de todos nuestros problemas.
Dur bir dakika. Tüm bunlar "aday" zırvalıkları için mi?
¿ Estás hablando de toda esa historia de la iniciación?
Gene şu bilge zırvalıkları mı?
Tienes más frases como esa?
Tüm yeni zırvalıkları.
Todas esas novedades.
Hepsi kalkınma zırvalıkları adına.
Todo en el nombre del progreso y por el maldito dinero.
Yahiko... Senin makul zırvalıkların umurumda değil!
Admito que te has vuelto fuerte Yahiko...
Elimizde eşsiz bir fırsat var. Bana perestroyka zırvalıklarından bahsetme.
tenemos aquí una oportunidad única... no me dan que la perestroika shit!
Çocuklar, açıkça görüyorum ki ödevinizi yapmamışsınız ve bütün gece bu zırvalıkları uydurup durmuşsunuz.
Bueno niños, es obvio que no hicieron su trabajo y que estuvieron toda la noche escribiendo esas mentiras.
Bu eski masallara, peri zırvalıklarına hiç inanmadım.
No podré creer nunca esas fábulas viejas ni esos caprichos de hadas.
Biliyor musun, önceki yaşam zırvalıklarından sözediyorsun çünkü belki de, kim olduğunu bilmiyorsun.
Quizá hablas de vidas pasadas y todo eso... porque no sabes quién eres.
Gözü kara zırvalıklar.
¿ Proeza temeraria?
Bu zırvalıkları duymak istemiyorum!
Déjeme en paz con esas tonterías.
Olağan zırvalıklar.
Las porquerías de siempre.
Çocuklarının kalplerinin sökülmesi zırvalığı da Elena'nın yardım isteme çığlıkları.
Lo de los delirios sobre arrancar el corazón a los niños... es su forma de pedir ayuda a gritos.
Eşim büyük bir ev alma konusunda beni kandırdı. Birkaç çocuk daha istiyor, bu tür zırvalıklar işte... Gelecek yıl 35,000 dolar kazanacağım.
He hablado con mi mujer de comprar una casa grande más hijos así que quiero llevarme 35.000 dólares.
Ve bütün o zırvalıklar senin özgürlüklerinle alakalıydı.
Pero todo ese rollo sobre la libertad estaba un poco cojo.
Merak ettiğim, Bn. 3. Elizabeth, bize niye böyle zırvalıklar gösterirler Leicester Kavşağının bazı kısımları hâlâ gösterilmemişken. Bisküvi?
Sra. Isabel III, quería saber por qué dan esta porquería... cuando hay trozos del cinturón de Leicester que no hemos visto nunca.
Beladan başka bir şey yapmazlar. Hep aynı eski zırvalıklar.
No dan más que problemas, nada más que mierda.
Zırvalıyorsun Willy! Bu saçmalıklar için ortam ziyadesiyle iyi.
El tiempo es demasiado bueno para esas bobadas.
Hikayeni başkasına anlat çünkü bu zırvalıklar umurumda bile değil.
Explíqueselo a otro porque sus estupideces me importan un bledo.
Beni dinle Maoui, bu zırvalıklar için hiç zamanım yok!
Oye, Mahi. No tengo tiempo para estupideces.
Tam polisler umudu kesmişken ellerinde hiçbirşey yokken adamın eşyalarını karıştırırlar ve onun yaptığı tuhaf çizimleri bulurlar - yüzlerine bıçak saplanmış kadınlar ve böyle ipe sapa gelmez zırvalıklar.
mujeres con cuchillos en sus caras y todo ese tipo de garabatos.
Halkımı incitmek, zor duruma sokmak için kullanacakları zırvalıklar sadece.
Cosas que usarían para hacerle mal a mi gente.
ah hayır, bu dini zırvalıkları çekemem şimdi.
Oh, no, no aguanto estas cosas religiosas.
Ben daha ziyade bayat zırvalıklar derdim.
Lo puedes decir.
İnsancıl zırvalıklar yapmak istiyorsan, git paraşütle atla,
Si alguna vez quisieras hacer cosas humanitarias, Has paracaidismo,