Zıva translate Spanish
17,867 parallel translation
- Sadece ikiniz konuşuyorsanız başka şansı olmayacak. - Sence dinleyecek mi?
- ¿ Crees que va a escuchar?
Üçüncü alan olmadan şüphelinin konfor alanının yönünü bulamayız.
Hasta que no tengamos un tercio, es imposible saber en qué dirección va a conducir a la zona de confort del sospechoso.
Mike ve Rosa'yla aranız nasıl olacak peki?
¿ Qué va a pasar contigo y con Mike y Rosa?
Bay Trevaunance, kampanyanız nasıl gidiyor?
Sr. Trevaunance. ¿ Cómo va su campaña?
- Belki bu hafızanızı tazeler.
Tal vez esto va a refrescar la memoria.
- Siz de Bodmin'de mi olacaksınız? - Seçimler için, evet.
- ¿ Va a estar en Bodmin para las sesiones jurídicas?
- Ancak biz bunların hepsine göz yummaya hazırız, eğer Saray lehine konuşursanız.
Pero estamos dispuestos a pasar por alto todo lo que si va a convertir pruebas del Rey.
O kadına kuralsız mı saldıracaklar yani?
¿ Alguien que va tras una mujer así, sin ningún límite?
Paranın kaynağını bulmadan önce pislik herifler iş birliğine yanaşmayacaklardır ama eninde sonunda aradığımızı bulacağız.
Va a tomar algo de tiempo... esto malditos no son cooperativos... antes de que encontremos la fuente de los fondos, pero sabemos lo que encontraremos.
- Bayanlar. Nasılsınız?
- ¿ Cómo les va, señoritas?
Özellikle de tam zamanlı disko yıldızı olacakken.
Especialmente, porque va a ser una estrella disco.
Zeke işten gelmek üzere ve ne kadar paramız var bilmek isteyecek.
Zeke va a volver del trabajo y querrá saber cuánto dinero tenemos.
İşlerin kızışacağını söyledi.
Que la cosa se va a poner seria.
Artık doğru adımlar Atmalıyız hepimiz
Tener una estrella Que por el buen camino va
Bu ezik özür dilemenin beni sizle anlaştıracağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Si creéis que esta disculpa cutre va a hacer que firme con vosotras, estáis equivocadas.
Baya bir zıplama olacak.
Ya saben, va a haber un montón de rebote.
Anne babanı bulacağız ve her şey mükemmel olacak.
Vamos a encontrar a tus padres y todo va a ser perfecto.
Zırlayacak!
¡ Va a explotar!
Bu işlemi yürütmek haftalarımızı alacak.
Nos va a tomar semanas procesar esta mierda.
Böylece siz de kasabaya dönebilir ve yardım bulmaya çalışırsınız. Kalıyorum.
Qué va, me quedo.
- Giderseniz aşağılık haydut Kurnaz Miller'ı elimizden kesin kaçırırız.
Si te vas ahora el forajido Slim Miller se nos va a escapar.
Burada olmamanız gerekiyor.. bu getto... getir.. götür..
Usted no va en el gue... Gente por aquí, por allá...
Bu yatakhanede olmamalısınız.
Usted no va en este dormitorio.
Mahkemede çok acımasız olacak birine.
Alguien que va a ser feroz en la Corte.
Beni rahatsız etmez.
Bueno, eso no me va a molestar.
Bu randevulara gerek olmadığına inanmanız için bir gerekçeniz var mı?
¿ Tiene alguna razón para creer que no va a concurrir a esas citas?
- Bu işi nasıl yapacağız ki?
- ¿ cómo se supone que va esto?
Eminim ki bizim yargı sınırlarımız... Mississippi'nin batısına kadar uzanmıyor.
Estoy seguro de que nuestra jurisdicción no va más allá del oeste del Mississippi,
Eskiden aşık olduğun adamla bir kitap yazıyorsun ve bu kitap ölmüş kız arkadaşıyla ilişkisi hakkında.
Escribes un libro con el tío del que estabas enamorada. Y va sobre su relación con su novia muerta.
Zincirleri kıracağız, bebeğim.
Va a ser fenomenal, nena.
"Kızım ne var yani sadece et beni." falan diyecek.
Va a decir : "Nena, no, sólo son protuberancias carnosas".
Umarım beni affedersiniz. Ama tecrübe edeceğiniz şey hayatınızı sonsuza dek değiştirecek.
Espero que me perdone, pero lo que va a experimentar cambiará su vida para siempre.
Bana söylerseniz Jane hakkında dedikodu yapmış olmazsınız.
Diciéndomelo no va a chismorrear sobre Jane. Estaría ayudándola.
Kız kardeşimi benden ayıracak yani?
¿ Me va a quitar a mi hermana?
Onun bir film yıldızı olacağını düşünüyor muydun?
¿ Crees que va a ser una estrella de cine?
İlk kızımızı yanımızda tutabileceğimize ve hepsini atmayacağımıza söz verdi.
Dijo que va a dejar a mantener Nuestra primera hija y no acaba de lanzar a todos.
Kılımızı kıpırdatamıyoruz çünkü ihtiyar bir çığ olasılığının paniğini yapıyor.
Te imaginas que la gente va a saltar por lanzar una alerta por tu pánico...
... ve şarap ikramımız, malum problem nedeniyle.
Y el vino va por la casa. Por esos problemas.
Burayı satacak mısınız?
¿ Lo va a vender?
Dedektif Fusco, verdiğim numarayı ne yaptınız?
Detective Fusco, ¿ cómo va con el nombre que le di?
Dedektif, araştırmanız nasıl gidiyor?
Detective, ¿ cómo va su búsqueda?
Ayrıca vaziyete bakınca, burada bir süre daha kalacağımızı söyleyebilirim.
Y por lo que parece, va para largo.
Dünya cehenneme dönmüş durumda ama Makine hâlâ giysi oyunları oynamamızı istiyor.
El mundo se va a la mierda, y la máquina quiere que juguemos a los disfraces.
Görünüşe göre eski alakasız numaramız alakalı bir hasar vermek üzere.
Parece que nuestro antiguo número irrelevante va a cometer daños relevantes.
Haklısınız. Peki siz ne yapacaksınız?
Tiene razón. ¿ Qué va a hacer?
Adi yonca gibi gözüken başka bir şey almayacak mısınız?
¿ Va a comprar algo más que parezca alfalfa?
Yani onlara "uyuştucu katırları" diyebilir miyiz yoksa bu danarin hassasiyetini rahatsız eder mi?
¿ Podemos llamarlos "mulas" o va a ofender tu sensibilidad delicada?
Peki bununla ne yapacağız?
¿ Qué estamos va a hacer con esto?
Evet, bildiğiniz gibi işte, kısaca harikayız.
Ya sabes, lo mismo de siempre, pero nos va de maravilla.
İşe yarar bir şey bulmak istiyorsak, bilgisi olanlarla konuşmamız lazım, ve Liam da konuşmayacaktır.
Si hay algo de verdad ahí, necesitamos la inteligencia humana y Liam no nos va a hablar.
Hatırı sayılır ölçüde zararı olacak bir operasyon başlatmaya çok yakınız.
Estamos cerca de ejecutar una operación que va a hacer un daño significativo.