Âşkın translate Spanish
50 parallel translation
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
"que no puedo ocultar" "Creo que estoy preparada..."
- Âşkın, belirli bir amaç güttüğü çok nadirdir, Bayan Flint.
- El amor no tiene intención clara.
- Lütfen sev beni... Ben ki âşkının bir esiri...
- Amame por favor, soy esclavo de tu amor -
Lütfen, sev beni... Ben ki âşkının bir esiri...
Amame, por favor soy esclavo de tu amor
Haley, sen ve Nathan'ın büyük bir âşk yaşadığınızın farkındayım ve benim de lisede böyle bir âşk yaşadığımı biliyorsun ama kimi zaman âşk solar ve bunu tüm kalbimle istiyorum ki, dilerim senin âşkın solmaz.
Haley, yo sé que Nathan y tú están enamorados y tú sabes que yo también estuve enamorada en la secundaria. Pero a veces el amor se marchita y espero de todo corazón que no te pase eso.
Âşkın sesini içimizde duyarken, tacın ne önemi var ki?
¿ Qué es una corona cuando la voz del amor nos habla?
Casanova ile sayısız saatimi âşkın çeşitleri üzerine ve meleklerle nasıl tek bir vücut olunabilir diye tartışarak geçirdim.
He pasado mucho tiempo con Casanova, reflexionando sobre cómo el amor nos conecta con los ángeles.
Âşkını ve farkındalığını diğerleriyle paylaşabilirsin hatta diğer herkesten daha fazla.
Puedes compartir tu amor con otras personas tal vez más que otros.
Dünyevi varlıklarımın geri kalanı olan Şatom ve üstünde bulunduğu araziyi hayatımın âşkına benim için sanki bir oğul gibi olan...
Puedes dejar la adulación. "El resto de mis bienes materiales, mi castillo y el terreno que lo rodea... se los dejo al amor de mi vida, alguien que fue como un hijo para mí"...
Lakin, âşkını sana gösterirken seni kaybetmiş.
El Monad te demostró su amor, pero, al mismo tiempo,... te perdió del todo.
Hem âşkını hem de amacını kaybettin, neden yaşamaya devam ediyorsun?
Has perdido a tus seres queridos y a tu objetivo. ¿ Por qué te empeñas en seguir viviendo?
Bir zamanlar âşkın olduğu anılara gömülür
En la profundidad del recuerdo de lo que una vez fue amor.
- O zaman âşkının peşinde ol.
Ostras, tío, mejor ve a por ella entonces.
Bir âşkın başlangıcı nasıI olur bilirsin.
Sabes cómo es al principio de una relación.
Bizi tehlikeye atan şey, Tom'a olan âşkın.
Es tu amor por Tom, lo que nos pone en peligro.
Hayatının âşkını 36 saatte unutamazsın.
No se supera toda una vida de amor en treinta y seis horas.
Brandon, klasik müzik senin gerçek âşkın gibi bir şey.
Brandon, la música clásica es... eso es como tu único amor verdadero.
Kızgınlığın öfkenin rengi ama ayrıca kalbin de rengi âşkın, umudun.
El color de la ira... de la furia... pero también el color del corazón... del amor, la esperanza.
Çünkü bilirsin, ilk âşkından kurtulamazsın derler.
Porque, ya sabes, dicen que nunca superas a tu primer amor.
Hayatının âşkından!
¡ el amor de su vida!
Tanrı âşkına be kadın.
Dios, chica.
Ama o benim çocukluk âşkımdı ve sen onu Greg'ledin! Âşkın mı?
Bueno, era el amor de mi infancia, y tú la has gregueado.
Bu âşkımın bir kanıtı.
Es una prueba de amor.
Ona olan âşkı hayatının en sağlıklı şeyiydi.
Su amor por ella era lo más sano en su vida.
"Âşk için çatışmak." "Batı'nın Gizemleri." "Üç Kafadarın Maceraları."
Matar por amor, Vagabundos del Oeste, La cabalgata de los Tres Amigos.
Ama izniniz olursa süsleyip püslemeden anlatayım âşkımın hikayesini : Madem büyücülükle suçlanıyorum anlatayım hangi ilaç, hangi sihir, hangi efsun, hangi büyüyle kızının kalbini kazandığımı.
Sin embargo, si me otorgáis licencia os daré cuenta breve y sucinta, en términos sencillos del logro de mi amor con cuáles drogas con cuáles sortilegios y conjuros de poderosa magia pues me acusan de usar tales artes... gané a su hija.
Alçak adam, kanıtla âşkımın fahişe olduğunu!
Villano, pruébame que es adúltera mi amada.
Ey âşk, bırak tacını ve tahtını zorba nefrete.
¡ Cede tu trono, amor, el pecho amante y tu corona al déspota del odio!
Biliyorsun, hoca hanımın küçük âşk mektubu, buralara ulaştı özellikle de "Beni dilediğin zaman ara." kısmı.
Ya sabes, la nota de amor de la tutora que hiciste circular antes. La que decía : "Llámame si necesitas cualquier cosa".
Yaşasın âşkımız bırak... Sonsuza değin ve şevkâtli...
y vivamos nuestro amor con futuro y comprensión -
Seni sıkı sıkı sarmanın içini tutkumla doldurmanın ve el ele tutuşmanın heyecanının tüm âşk acısını dindirdiğini bilmiyordum.
Y no sabía que el dolor podía al mismo tiempo mezclarse con tanta excitación, ¡ Nena! - - con tanto deseo de abrazarte - y meterme en tu cuerpo y llenarte de pasión " -
Belki de hayatımızın geri kalanında birlikte olmayacağız ama şu an hayatımda ilk kez âşkı hissediyorum ve bundan 20 sene sonra bu dövmeye baktığımda bana bugün nasıl hissettiğimi hatırlatacak ve sanırım bu benim için iyi bir şey.
Tal vez no vamos a estar juntos para el resto de nuestras vidas, pero ahora mismo estoy enamorada por primera vez y si miro este tatuaje dentro de 20 años, y me recuerda cómo siento hoy, pienso que estaré bien con esto
"Ya biraz daha mutlulukla yaşayayım..." "... ya da öleyim! " " Böylece âşk da eskiden olduğu gibi kalsın! "
Dejadme vivir con dulce felicidad o morir y así olvidar lo que el amor ha significado.
"Birbirine gerçekten âşık olmuş iki genç insanın, güzel bir günün sabahında birbirlerine ilan-ı âşk etmelerinden daha güzel ne olabilir?"
"¿ Existe una mañana más bonita para una pareja de jóvenes que se aman profundamente que la que sigue - a la confesión de su amor?".
Ülkenize, yaşadığım evin sahibiyle onun kalitesinde olmayan bir kızın arasındaki âşkı sona erdirmek için geldim.
Vine a su país a destruir un romance... entre el dueño de la casa en la que vivo y una chica que no está a su altura.
Bir uzaylının bir bebekle âşk yaşaması falan umrumda değil, tamam mı?
No quiero leer acerca
Şunu bilmeni istiyorum ki bir âşk hayatının olmaması umurumda değil.
Quiero que sepas que no me importa que usted no tiene una vida amorosa.
Babanın âşkı?
¿ El amor de papá?
Nasıl Melanie âşk ile mücadele ediyorsa sen de yeni kariyer hayatınla mücadele ediyorsun ve aklın da bir suç üretiyor ve sen de onu çözmek zorunda olduğunu sanıyorsun.
Así como Melanie está luchando con el amor... tú luchas con ese nuevo giro que dio tu carrera... y tu subconsciente ha creado un crimen... que crees que tienes que resolver.
Ya kırar dizimi hayatımın âşkı Simon'ın dönmesini beklerim ki bu asla ben yaşlı, sarkmış bir kadın olana kadar gerçekleşmeyebilir.
O me siento a esperar que Simon, el amor de mi vida, regrese, que puede no suceder hasta que sea una mujer vieja y marchita...
Hayatımın âşkı sensin sersem.
Eres el amor de mi vida, tontito.
Beni tanırsın, ben pek tek bir gerçek âşk seven kız değilim.
Ya me conoces, no soy una chica de amores verdaderos.
- "Hayatımın âşkı sensin, sensiz ben ölürüm" saçmalığı.
- Son todas una mierda en plan "tú eres la única, moriré sin ti".
- "Daima gerçek âşk." - İşte! Bunu sen yaptın!
- "Verdadero Amor por Siempre." - ¡ Lo hiciste tú!
Neville 70'li yıllardaki âşk yuvalarını kimsenin bilmediğini söyledi.
Neville dijo que nadie sabía de su nido de amor de los 70 ´.
- Senin âşk radarın bozuk.
- Tu radar del amor está roto.
Âşk radarın.
Tu radar del amor.
Âşk radarımın bu kadar uzun süredir bozuk olduğuna inanamıyorum.
No puedo creer que mi radar del amor estuviera roto por tanto tiempo.
İzin ver ki yaşasın âşk dolu buselerimiz, Dudaklarımızda ve başlasın anlatmaya, Binlerce ve yüzlerce defa, Sonra yüzlerce ve binlerce defa daha.
"Deja que los besos amorosos habiten nuestros labios, pronuncien mil y cien razones, cien y mil veces más".