Çama translate Spanish
41,255 parallel translation
Beni uyandırırsın. Böylece Tuck'la ilgilenmem gerektiğini bilirim. Bütün gece ameliyatta olduğun için sabahleyin hastaneye gitmek için aceleyle evden çıkmamam gerektiğini bilirim.
Me despiertas para que sepa que tengo que atender a Tuck... para que sepa que no tengo que irme corriendo de aquí al hospital por la mañana pensando que tú ya has hecho las cosas y que tenías una operación temprano... para que no deje a nuestro hijo en casa durmiendo en su cama
Yatalak hastalar sürekli aynı yerde yatarlarsa ne olur?
Cuando un paciente postrado en la cama se queda en un sitio, ¿ cuál es el resultado?
Bir şeyler öğrenmek için vaktiniz sınırlı. İstediğiniz uzmanlık alanına sıcak ve rahat bir yatakmış gibi sokuldunuz.
Tenéis poco tiempo para aprender, chicos, y os habéis acomodado en vuestras especialidades como si fuera una cama cómoda y cálida.
Sizi yataktan çıkarıp eğitim alanınızı genişleteceğim.
Voy a sacaros de la cama y mejorar vuestra educación.
Yatağımdan atılmam bile daha iyiydi. En azından beni görüyordu.
Que me echara de la cama era mejor porque entonces podía verme...
Pekâla, Franny'i yatağına yatırıyorum.
Vale, voy a llevar a Franny a la cama.
Hayır, onun için bir yatağım var ve zamanında içeri girmesini sağlayacağım.
No, tengo una cama para ella y me aseguraré de que esté para el toque de queda. De acuerdo.
Yatağın arkasına geç.
Métete debajo de la cama.
Böylece kendi yatağında uyuyabileceksin.
Para que pueda bloquearse en su propia cama?
Bir keresinde bu şöminenin önüne ikimiz için bir yatak koymuştu.
Una vez hizo una cama para nosotros delante de esta chimenea.
Geri zekalı.
Era tarde, así es que le preparé el sofá y volví a la cama.
Yatacağım.
- Irme a la cama.
Birisi elektrikle öldürmek için yatağa elektrik akımı vermiş Öldü mü?
Alguien cableó la cama para electrocutarlo. ¿ Está muerto?
Ve binayı polis terkettikten sonra, yatağa Elektrik verilmiş olmalı,
Debieron cablear la cama cuando acabaron de examinar la escena del crimen...
Seni yatağımda hayal etmeyi istiyorum.
Quiero imaginarte en mi cama.
Annem hastalandı ben de kendimi beslemek zorunda kaldım.
Mi madre se fue a la cama, así que, me las tengo que arreglar para cenar.
Yatağını hazırlayın. "
Preparen su cama.
- Yatağa gel.
- Ven a la cama.
Hayvanmışçasına yatağa bağlanmış.
La tenía amarrada en la cama como un animal.
Şu yatağı indirmeme yardım et.
Ayúdame a bajar la cama.
Yatakta oturan sensin.
Tú eres la que está sentada en la cama.
Kızlar, bizi yakarak fırtına mahzeninden çıkaran ve o cama yazı yazan oydu.
Hizo explotar ese sótano y escribió en el cristal del coche.
Yatakta soğuk patates kızartması yiyorsun.
Comes papas fritas en la cama, frías.
Yatakta bir kadın var.
Hay una pelirroja en la cama.
Ben, aa... Zane'i dün gece beklerken yorgun düşmüşüm, Ben de, aa, yatağa kıvrıldım.
Me cansé de esperar a Zane anoche... y me metí a la cama.
Neden Zane'in yatağındasın?
estabas... en la cama de Zane?
Böylece El Oso'yu öldürecektiniz Ve aile işini devralacaktınız, Çok benzer bir şekilde aile yatağını devraldığınız gibi.
Así mataría a El Oso y se quedaría con el negocio familiar... de la misma forma que se quedó con la "cama" de la familia.
Romantik olacağını düşünmüştük. Oraya gittiğimizde sadece biz ve oranın sahibi yaşlı çift vardık. Yatak çok eskiydi, gıcırdıyordu.
Pensamos que sería romántico, y cuando llegamos allí, solo estábamos nosotros y la anciana pareja rara dueña del sitio, y... la cama era tan raquítica y ruidosa que solo... nos tumbamos allí toda la noche susurrando y... esperando hasta que pudiéramos irnos.
Jimbo, bana yatakta kahvaltı mı hazırladın sen?
Jimbo, ¿ me has traído el desayuno a la cama?
Bonnie hala Damon'ın yatağında uyuyor.
Bonnie está en coma en la cama de Damon.
Hadi bakalım yatağa girme zamanı.
Es hora de volver a la cama, ¿ vale?
Ben de yatağımı bulmaya gidiyorum.
Voy a encontrar mi cama.
Hadi yatağa gidelim.
Vayamos a la cama.
Tanrım, geçekten dünyadaki en çekici adam olduğunu ve bu yüzden birdenbire üstümdekileri çıkarıp seninle yatağa girmek istediğimi mi düşündün?
Oh, por Dios... ¿ realmente crees que súbitamente decidí que eras el hombre más atractivo del planeta y que no veía la hora de quitarme la ropa y saltar a la cama contigo?
Sen bu çayı içeceksin ve yatağa gideceksin eğer mide sıkıntısıysa uyuman gerekiyor.
Te tomarás este té y te llevaré a la cama, porque si tienes un virus estomacal necesitarás dormir.
Yatağında boğulmuş.
Se sofocó hasta morir en la cama.
Evet, kendi yatağında boğulmuş.
Sí, sofocada hasta morir en su propia cama.
Hadi seni yatağa yatıralım.
Vamos a llevarte a tu cama otra vez.
Araba kullanırken böcekler ön cama çarpar ya?
¿ Sabes cuándo vas conduciendo y un bicho se estampa con tu parabrisas?
Bu sabahları yataktan kalkmanı sağlayacak. Kalktığında kendini beş dakikalığına harika hissedeceksin.
Te saca de la cama por la mañana, y cuando lo consigues, te sientes genial... durante cinco minutos.
Yatakta dondurma yer, kötü film izleriz.
Podemos comer helado en la cama, ver una película mala.
Bak, yatakta resmen bir canavar oluyor.
Mira, es un monstruo en la cama.
Başka bir adamla mı birlikteydin bu yatakta?
¿ Tenías a otro tío en esta cama?
O toplantılara sadece... hücre arkadaşım yatağına sıçtığı için gidiyorum.
Solamente fui a esas reuniones porque mi compañera de celda no paraba de cagarse en su cama.
Tamam, hadi seni yatağa götüreyim.
De acuerdo, vamos a llevarte a la cama.
Tamam, artık kendini incitmeden yatağa gitsen iyi olacak.
Vale, probablemente deberías irte a la cama antes de que te hagas daño.
Evet, bu sabah bana da yataktan çıkmak çok zor geliyor, yarını düşününce.
Sí, también yo tuve problemas para salir de la cama esta mañana, pensando en mañana.
Koruyucu babası kızının tişörtünü Brian'ın yatağında bulmuş.
El padre de acogida se dio cuenta cuando encontró la camisa de la chica bajo la cama de Brian.
Bir dahaki sefere beni kontrol etmek istediğinde, başka bir casus bul. Çünkü annemle çoktan aynı yatağa girmiş biriyle asla birlikte olmam.
la próxima vez que quieras espiarme, encuentra otro espía porque nunca me acuesto con alguien que ya está en la cama con mi madre.
Sonra beni yatağa itti... ve dokunmaya başladı...
Él me empujo sobre la cama.. y comenzó a tocar mi..
- Ya da onlarla yatarken.
.. o durmiendo con ellos en la misma cama.