English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ç ] / Çamur

Çamur translate Spanish

2,419 parallel translation
Şimdi ağzına biraz çamur al, çiğne ve yut.
Toma un puñado de lodo, mastícalo y trágatelo.
- Çamur yemeyeceğim.
- No comeré lodo.
Görüyor musun? Çamur birikintisi galiba.
Parece ser lodo.
Çamur da temiz olarak ilan edilmemiş miydi?
¿ No se limpiaría el barro con el impacto?
Ne kadar zavallı görünen bir çamur topu.
Que triste bola de barro.
Çamur değildi.
No era un charco.
Diğer herkese göre, çamur.
Para todos los demás, es un charco.
Söz verildiği gibi, çamur böcekleri.
Como prometido, cangrejos de río.
Onu arka bahçede buldum, her tarafı çamur içindeydi,... ve elleriyle toprağı kazıyordu.
La hallé en el patio de atrás, cubierta en lodo y escarbando la tierra con las manos.
Ne çizik, ne toprak, ne çamur.
Ni arañazos, ni polvo, ni barro.
Yürüdüğün yerden, botlarına çamur bulaşmış.
El barro de donde ha estado caminando pegado en las botas.
Çamur ve yılanların arasında ne kadar hayatta kalabilirsin?
¿ Cuánto tiempo puedes sobrevivir con fango y serpientes?
Bugün çamur yutacaksın Ronnie.
Vas a comer tierra hoy, Ronnie.
Sana da çamur atarlar.
No influirá en tí.
Muhalefet, Ted Johnson, çamur atma uzmanıdır.
Ted Johnson, el candidato opositor, es un experto en difamación.
Yer biraz çamur.
El terreno es fangoso.
Bana çamur atmak istemezsin!
¡ No quieres joder conmigo!
Sana çamur falan atmıyorum, zaten bitmişsin.
No quiero joderte, tu ya estás jodido.
Çamur banyoları...
Baños de lodo...
Onlar bizlere çamur atmak için sürekli çabalasalar bile!
¿ Por qué no me das una? Cometí un gran error.
Siyah-kuyruklu çamur kuşu, bir çift yeşil çulluk.
Zancuda de cola negra, un par de andarríos verdes.
Nova'nin bir stüdyo zengini ile kavgasindan sonra Bu Zengin, düsük paraya bir dedektifi Nova'nin üzerine çamur atmak için kiralar Ve onu böyle haberleri yapan bir web sitesine sizdirir.
Poco después de su aventura Nova con un magnate, el magnate ha pagado a un detective de baja Speth para echar barro en Nova.
Yalnız başıma, kan ve çamur çukuru içinde ölmeyeceğim.
Lleno de agujeros entre el barro y la sangre.
Çamur böreği.
Un pastel de barro.
Nick, şu yaralara çamur koymama yardım et.
Nick, ayúdame a poner lodo en las heridas.
Batı sınırında, tüm o sinek ve çamur izdihamına karşın nehrin ortasına Brest Kalesi inşa edildi.
fosos y obstáculos la convirtieron en una fortaleza inexpugnable.
Sonunda çamur ve kayadan başka bir şey bulduk.
Finalmente hayamos algo mas que rocas y suciedad.
Hepsi çamur oldu.Nasıl cürret EDERSİN!
Está toda en el barro. ¡ Cómo se atreven!
Çamur ve bataklıktan ibaret.
Es sólo lodo y slurry.
Aynı çamur kazar gibi.
Al igual que una mina se hunde en un pantano.
- Çamur Oyunları başlasın!
- Qué empiece el torneo del lodo.
Çamur.
Lodo...
Elbette bunu kabul edip, Roju'ya verebilirim. Ama bu şekilde memleket liderinin yüzüne çamur atmış olacaksın.
Por supuesto puedo recibirla y entregarla al Roju, pero... en ese caso creo que cubrirías la cara del Señor de tu país con barro.
Hayır. Sanıyorum ki, çoktan o yüze yıkamakla çıkmayacak denli çamur sürülmüştür.
No, puedo imaginarme que su cara ya estará... tan cubierta de barro que no se quita ni lavándola.
Michigan plakalı, çamur kaplı.
Matrícula de Michigan cubierta de barro.
Sanırım çişimin çamur rengi olmaması gerekiyor.
No creo que mi pis deba ser color barro.
- O süper ısıtılmış su donmuş topraktan geçiyor, bildiğin gibi, ve kile vurduğunda, çamur oluşturuyor.
- Sí, señor. - Esa agua muy caliente llega a través del permahielo, y cuando golpea el esquisto crea una mezcla espesa.
Çamur insanlar diye bir hikâyeye inanacak kadar aptal olmadığını biliyorum.
Sé que no eres tan estúpido para creer lo de la gente de barro.
Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu çamur, taş yolun çevresinde uçuşuyordu ve ben de gerçekten ilerlemeyi istiyordum ama koruyucu şayet geriye dönmezsek ikimizi de tutuklayacağını söyledi.
Está lloviendo a cántaros y el lodo y las piedras salen disparados por el camino, y tenía muchas ganas de seguir adelante, pero este guardabosques dijo que nos arrestaría a ambos si no íbamos directo hacia abajo.
Sonra otobüs üzerime çamur sıçrattı. Aslında iyi bir çamur banyosuna hayır demem ama kıyafetlerim olmamasını tercih ederim.
No es que un buen baño de barro me moleste, pero lo prefiero desnuda.
Bu bir iftira veya çamur atmaktır.
De acuerdo, eso es calumniar... o difamar. También es violación de los derechos de autor.
Bu çamur.
Es barro.
Evet, çamur. Ne olmuş?
Sí, es barro. ¿ Y qué?
Bütün o çamur da neyin nesiydi?
Oye, ¿ de todos modos, qué es todo este asunto con el barro?
Üstünde çamur var demiştin değil mi?
¿ Dices que estaba cubierto con barro no?
Göründeki kızın üstünde de çamur vardı.
Bueno, la chica de tu visión tenía barro, ¿ no?
Toplumun yaşadığı yerlerin yanında zehirli çamur ve atık çukurları.
Pueblos inundados con aguas usadas tóxicas.
Aşağısı çamur.
¡ Es barro, no saltes!
- Terry, bu kadar erken rahatsız ettiğim için kusura bakma ama banyomun kanalizasyonundan gelen şu iğrenç koku ve Vıcık vıcık çamur var. - Shely.
¿
Çamur güreşi mi Lois?
¿ Otra vez luchando en el barro, Lois?
Burada çamur her yerdeydi, bütün toprağı kaplamıştı.
Las pesquerías estaban mal...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]