Çekim translate Spanish
5,010 parallel translation
Bu karşılaşmayı gösteren amatör bir çekim elde ettik.
Recibimos esta filmación aficionada tomada del encuentro.
Cooper'ın çektiği bir filmde bir kaç çekim almış, çekimlerden bazılarında hava vanasına bant sarılı.
En la película que grabó Cooper, hizo varias tomas. En algunas tomas, hay cinta alrededor de la válvula de aire.
Tüm çekim boyunca senin burada olduğunu doğruladılar.
Todos confirmaron que estuviste aquí todo el tiempo.
Göz ardı edilemez bir, çekim oluştu.
Sentí un innegable, casi un gravitacional empuje.
Evet, harika bir çekim oldu arkadaşlar.
Vale, todos, eso ha sido genial.
"Oh, elektro-çekim dilimlenmiş ekmeğe kadar en iyi şeydi,"
"Oh, la electrogravedad es la mejor cosa desde el pan de molde,"
Bir derginin kapağı için çekim ayarladım. Derginin ismini şimdilik söylemem. Ama çok büyük, onu söyleyeyim.
Tambien he creado una sesion de fotos para la portada de una revista que permanecera sin nombre, pero vamos a decir que es grande.
Selam! Benim adım Brian ve belgesel çekim ekibinde mikrofoncuyum. En son ki konumuz...
Mi nombre es Brian y me encuentro con sonido en un equipo de la película documental nuestro último tema es jodido...
Burada bir çekim için...
Estamos aquí para filmar el...
Telefonda çekim hakkında konuşmuştuk.
Hablé con Ud. por teléfono sobre el rodaje.
Her şey yolunda, güzel bir çekim yaptık.
Chicos, todo está bien, tenemos gran material de archivo.
Çekim tahtası!
¡ Claqueta!
Doğu Afrika'da çekim yapan ekip... bu diyarın uçlarında fiziksel ve duygusal... bir yolculuğa çıktı.
Rodar en África Oriental llevaría al equipo en un viaje tanto físico como emocional por los extremos de este paisaje.
1-2 saat durup çekim yaparız diyorduk. Ama gördüğünüz gibi... görünürde pek bir şey yok.
Simon Blakeney Productor... y la idea era que pararíamos aquí una o dos horas para hacer unas tomas, pero como deben poder ver no hay mucha vista.
Günlerce tırmanıp dorukları sisli gördükçe... çekim yapmak imkansız gözüküyor.
Tras días de escalar y encontrar picos escondidos por la niebla filmar las cumbres parece cada vez más imposible.
Zaman daralıyor. Mark'ın çekim günleri bitiyor.
El tiempo apremia, y Mark se está quedando sin días para filmar.
Burada çekim kolay olmayacaktı... ama orman fillerinin gece yaşamını... hiç görülmemiş şekilde gösterdik.
Filmar aquí nunca sería fácil, pero pronto fuimos capaces de revelar la vida nocturna de estos elefantes como nunca antes.
Özel çekim tünellerinde... yer altına sağladıkları uyumu görebiliyoruz.
Túneles especiales para filmación nos permiten ver que tan bien adaptadas están a la vida subterránea.
O esnada, ekipler Kuzey Afrika boyunca çekim yapıyor.
Mientras tanto, los equipos están filmando por todo el norte de África.
Ekibin çekim için üç haftası var.
El equipo tiene tres semanas para reunir el material que necesitan.
Kaydırmalı çekim deneyeceğiz.
Vamos a intentar una "toma de arrastre" en este nido de hormigas.
Sorun şu ki, çekim için öğle vakti burada olmalıyız.
El asunto es que, necesitamos salir aquí afuera al mediodía para filmar a estas hormigas.
Afrika. Son çekim.
África, la toma final.
Çekim sırasında, şansımıza çok donanımlı bir kamptaydık.
Durante la filmación, tenemos un campamento bien equipado.
Ekip çekim yaparken Lewa adında... 24 saat bakıma muhtaç yeni bir bebek gergedan geldi.
El rodaje del equipo coincidió con la llegada más reciente en Lewa. Un rinoceronte bebé que necesita cuidado las 24 horas.
Aslında Temmuz için çekim yapılmıştı ama sonra beni daha önemsiz bir aya kaydırdılar.
Bueno, inicialmente me fotografiaron para julio, pero entonces decidieron moverme a un mes menos importante.
Çekim mi?
¿ Sesión de fotos?
Morocco'da 3 aylık çekim.
Tres meses rodando en Marruecos.
Çekim öncesi hastalıklar için test edilecek miyiz?
¿ Vamos a ser examinados por enfermedades de antemano?
Çekim programı çok çaba gerektirecek.
El programa de grabaciones será bastante exigente.
Üçüncü çekim.
Toma tres.
Bir gezegenin çekim kütlesine yakalandık.
Derivamos hacia la gravedad de un planeta.
Ve buna vesikalık çekim de dahil.
Y eso incluye las fotos.
- Vesikalık çekim dahil değil mi?
No incluye las fotos. - No incluye las fotos.
.. Kuzeydoğu Pennsylvania'daki her prodüksiyonu ararım..... ve güvenlik kamerasının karşısında bile çekim yapamazsın.
No vas a salir ni en una cámara de seguridad.
PBS neden bir çekim ekibi daha gönderiyor?
¿ Porqué la PBS esta enviando otro equipo?
Bir çekim olarak başlar ama sonra, geriye dönüp bakıyoruz ve aslında daima bildiğimizi anlarız.
Empieza como una simple atracción, pero luego, en retrospectiva nos damos cuenta de que siempre lo supimos.
Sadece evimin, cinsel çekim ve yalan bataklığına dönmesini istemiyorum.
Solo, no quiero que mi casa se convierta en una guarida de tensión sexual y mentiras.
Dün gece Angeles Milli Ormanı'nda çekim yapıyorlarmış.
Estaban grabando anoche en el Parque Nacional de Los Ángeles.
Sana da ağır çekim gibi gelmedi mi? 2x15 D... Çevirmen : ulysses moore
¿ Fue demasiado lento para ti, también? Dont Trust the B in Apartment 23 2x15
Seni uyarmam lazım, bunlar canlı çekim.
Tengo que advertírtelo, son... gráficas.
Ve aramızdaki çekim dayanılmaz.
Y la tensión es casi insoportable.
Ta ki engin gaz bulutlarının çekim gücünün etkisiyle çökmeye başladığı güne kadar.
Hasta que, un día, esas vastas nubes comenzaron a colapsar bajo la fuerza de gravedad.
Beş tane kraker çekim günü için çok fazla.
Que son cinco más de las debidas en un día de tiro. Así que...
Altı saattir çekim yapıyoruz ve birdenbire hoşlanmamaya başladı.
Hemos estado haciendo esto durante seis horas, ¿ y ahora de repente no le gusta?
O aynı uyum, aynı çekim vardı.
Fue perfecto. Es decir, fue la misma... química, la misma conexión.
Çekim derken sevgi çekiminden mi bahsediyoruz?
cuando dices "conexión", ¿ estamos hablando de "conexión amorosa"?
Çok çekim yapmış mı?
Hizo muchas fotos?
Rolleiflex makineleri gizli çekim için harikaydılar.
Tu sabes, la Rolleiflex es una gran camara disfrazada...
Tek seferde ikiden daha fazla, maksimum altı kamera ile her yerde çekim yapıyorum.
Opero de dos a seis cámaras por vez.
Yakın çekim için hazırım.
Estoy listo para mi primer plano.