Çiftlik translate Spanish
3,162 parallel translation
Mississippi'de dev bir çiftlik sahibinin oğlu olarak büyümek beyaz bir adamı, çok fazla zenciyle temas kurmak durumunda bırakıyor.
Crecí como hijo del dueño de una enorme plantación en Misisipi en donde hombres blancos vivían con muchos rostros negros.
Hangi çiftlik?
¿ A qué rancho?
- Çiftlik yolu üzerinde.
- Está en el camino al rancho.
Bay Bowman, bize başvurmadan önce çiftlik kiralama iddianızı bir Kentucky sivil mahkemesinde kanıtlamanız gerekiyor.
Creo, Sr. Bowman, que para sustentar su presencia ante nosotros debería probar el reclamo de posesión en una corte civil de Kentucky.
Çiftlik para sıkıntısındaydı.
La granja tenía problemas de dinero.
Çiftlik mi?
- � En la granja?
Sen Orléans'daki Mimoza Çiftlik Evi'ni alacaksın.
Usted tomará la Granja Mimosa, en Orléans.
Çiftlik pazarındaki adam karşımdaydı.
El tipo del maldito mercado de granjeros.
Çiftlik pazarından.
Del mercado de granjeros.
Kafessiz, taze çiftlik ürünü.
Sin jaula, frescos de la granja.
Benim çiftlik kahyam. - Merhaba. Tanıştığımıza sevindim.
Amanda este es Booth Becker.
Bir kasaba vardı, Hindmark. Ufak bir çiftlik alanı.
Hubo una villa, Hindmark, un pequeño lugar agricultor.
O zaman çiftlik evinde başımdan büyük işler yaptım.
Pero en ese entonces, aquella noche en ese granero, me superó.
Çiftlik evinde, şeytan çıkarma sırasında numara yapıyordu.
Esa vez en la granja durante el exorcismo, estaba actuando.
Çiftlik arazisinin orada seninle takıldım ve ihtiyacım olanın kesinlikle sen olduğunu fark ettim. İlham perisi.
Te conocí en clases de capoeira y me di cuenta de que eras exactamente lo que necesitaba.
Fransız çiftlik evi görümüne bayılmama rağmen.
Aunque me encanta esa apariencia de granja francesa.
Çiftlik yenilenene kadar.
Hasta que terminen de construir el rancho.
Çiftlik yenilemesi iyi gidiyormuş.
Se dice que van a reconstruir el rancho.
Üç adet yağda, taze çiftlik yumurtası...
El Huevo Bagely...
Ve bir çiftlik, belki Frisco yakınlarında.
Y una granja, tal vez en las afueras de Frisco.
Biraz zaman ver, sonrasında kendi çiftlik evimiz olacak.
Tendrás tu granja. Dale tiempo.
Hayır hayır hadi ama bu sadece bir çiftlik
No, no, no. Cálmate cálmate. Solo es aderezo.
Çiftlik sahibi ekinlerin arasındaki otları fark eder.
El granjero se da cuenta de que los hierbajos crecen entre la fruta.
Ben geldim çiftlik oğlanı.
Soy yo, chico granjero
Kimse bilmeyecek bunu, çiftlik oğlanı.
Nadie puede saberlo, Granjero.
Yatılı okul, çiftlik, yatılı okul, çiftlik, falan filan fistan!
Ya sabes, el internado, la granja, el internado, la granja. ¡ Blah, blah, blah!
Gayet orta düzeyde bir çiftlik hayatı yaşıyorum.
La verdad que un estilo de vida bastante típico de un chico del campo.
Çiftlik işleri falan yapıyordu.
Está haciendo, algo como, trabajo de granja.
O çiftlik 150 yıldır ailemizindi ama sadece 9 ayda kaybettik.
La granja perteneció a mi familia durante 150 años, pero bastaron nueve meses para perderla.
- O gerçek bir çiftlik değil.
- No es una granja de verdad. - ¿ Qué?
Dedemin babama, babamın da bana verdiği bu çiftlik için ona ne diyeceğim?
¿ Qué le diré sobre esta granja que me dejó mi padre y que su padre le dejó a él?
- Tamam. Çiftlik nerede?
Y ¿ dónde está esa granja?
- Çiftlik nerede?
- ¿ Dónde está?
Şu çiftlik...
Y esta granja...
O çiftlik, önemli değil.
Esta granja no importa.
Bu gerçek bir çiftlik.
Esta es una granja de verdad.
Neyse ki Catherine Juliet'i çiftlik evine götürmüştü de tüm bunlara tanık olmak zorunda kalmadı.
Gracias a Dios que Catherine se llevó a Juliet a Canyon Ranch, al menos así ella no está aquí durante nada de esto.
Çamurla kaplıydı ve bende çiftlik aracı olduğunu düşündüm.
Cubierto de basura, así que pensé que era de una granja.
Çiftlik ambarında yaşayan bir farenin bile kıvrılıp ölmeye tenezzül etmeyeceği kadar pis olan yastıkları vermeniz için bizi yalvartıyorsunuz resmen.
Nos hace suplicar por una inmunda almohada en la que ni una rata de corral se acurrucaría para morir.
Çiftlik hayvanlarını besler.
Él alimenta el ganado.
Onu bırakacağıma söz verdim. Ringsaker'daki Çiftlik Dükkanının yukarısında yaşıyor. Biliyor musun?
Prometí dejarlo en su casa y vive camino arriba, en la tienda de la Granja en Ringsaker, ¿ la conoces?
windowsu kontrol ettim. ve siteden çiftlik kiracısından teklif almaya çalışıyorum.
Revisé las ventanas, y estoy en la finca del Estado sitio web en este momento intentando tener un seguro de inquilino.
Çiftlik evindeki Laura Gabriel'in kuzeni ve onun kocasının öldürülmesinde kullanılan mermiyle aynı kalibre.
Es el mismo calibre que las balas que mataron a la prima de Laura Gabriel y a su marido en la granja.
Çiftlik evindeki çiftten ve avukatlık bürosundakilerden bahsetmiyorum bile- -... neden böyle bir şey yaptı ki?
Sin mencionar, a la pareja de la granja, esas personas de la firma legal... ¿ Por qué haría eso?
Babasının şeytani ikiz kardeşi yıldırım tarafından vurulunca bir çiftlik miras kaldı.
Ella heredó el rancho cuando el gemelo malvado de su padre fue golpeado por un rayo.
Şuradaki tepeyi geçince at kiralayan bir çiftlik var.
Hay un rancho pasada la colina que alquila caballos.
Etrafta şüpheli görünen boş bir çiftlik bile olsa kontrol edilsin.
Incluso si uno de esos granjeros de los Holsteins deambula por nuestras tierras allí arriba. Lo quiero comprobado.
Bundan dolayı çiftlik var. Böylece size acı veren şeylerden uzak kalabilirsiniz.
Y para eso esta la granja, para alejarnos de las cosas que nos hacen mal.
Ona, Schomburg'un 16. Bölüğün arkasındaki çiftlik ahırlarında sıcak tutulmasının benim emrim olduğunu söylemedin mi?
¿ No le dijo que mis órdenes... eran mantener caliente a Schomburg... en el establo de la granja?
Bu yüzden onu eyerleyip, benimle orada buluş. Onu çiftlik ahırlarına geri koyacaksın.
así que ensíllelo y nos vemos ahí... desde donde lo llevará de vuelta a los establos de la granja.
Çiftlik sahibi ne der?
" No.