Çünkü tanrı translate Spanish
1,562 parallel translation
Çünkü Tanrı onlardan nefret ediyor.
Porque Dios los odia.
Süper bu! Tamamen yatağa sıkıştırılmış durumdayım... ve gece duamı da ettim, çünkü Tanrı harika! Whoo-hoo!
¡ Es fantástico!
Sorun değil. Çünkü Tanrı bir camı kaparsa bir digerini açar.
No importa, porque cuando Dios cierra una ventana, abre una puerta.
Çünkü tanrıyı reddettik içten içe şeytanı kabul ettik. Mahşerde acı çekmeliyiz.
Y porque rechazamos a Dios aceptamos tácitamente a Satanás debemos sufrir en el Apocalipsis.
Çünkü Tanrı'nın ışığında Yaşayanlar için, Nefsin ölümü bir lütuftur.
Porque aquel que vive bajo la luz de dios, la muerte del alma carnal es una bendición.
Şarap yapmayı seviyorum çünkü tanrıların içkisi yalan söyleyemez.
No, disfruto hacer vino porque este néctar sublime... es completamente incapaz de mentir.
Evet, ölüm vadisinin gölgesinde yürüsem de şeytandan korkmuyorum, çünkü Tanrı benimle. "
Aunque pase por un valle tenebroso nada temo porque tú vas conmigo ".
Transformers tam anlamıyla Tanrı'ya karşı bir aldatmacaydı çünkü Tanrı, insanlığı kurtarmak adına çarmıhta ölmesi için babası olduğu oğlunu gönderdi ve ona borcumuzu ödemek için yaptığımız tek şey Transformers gibi berbat çizgi filmler yapmak oldu.
Transformers eran una estratagema total contra Dios, por cuanto como Dios envió a su único hijo a morir en la cruz para redimir al hombre, y lo único que hicimos para pagarle fue hacer dibujos animados pésimos como los Transformers.
Viyana'ya geldim çünkü Tanrı bestekar olmamı istiyor.
Vine a Viena porque Dios desea que sea compositora.
Çünkü Tanrı gülüyor.
Dios se ríe.
düşündümde galiba gitmeliyim, çünkü tanrı bilir... kimse beni takdir etmeyecek mi
Así que, calculé que iría por él, porque Dios sabe, que nadie aquí alrededor me aprecia.
Ya da hiçbir şey söylemeyiz, çünkü Tanrı esirgesin... konuşsak bile asla bir şey demek istemeyiz!
¡ O no decimos nada! ¡ Porque, Dios no permita que alguna vez digamos lo que realmente queremos decir!
Doğarken kaybettiğimiz masumiyeti ve hayatın anlamını acının içinde buluruz. Çünkü Tanrı sonsuz bilgeliğiyle çözümü önümüze serer.
recibe este alma en la gloria eterna, porque es en el dolor donde encontramos el sentido de la vida, y el estado de gracia que perdemos al nacer,
Yetimler, gülümseyin ve mutlu olun... çünkü Tanrı bizi yeni bir öğretmenle kutsadı.
Huérfanos, sonrían y sean felices pues Dios nos ha bendecido con una nueva maestra.
Anlamıyorsun, çünkü Tanrıya şükür anne değilsin, ama bu buradaki insanlara yardım etmekle çocuklarına bir şey olmasını önlemekle ilgili.
No puedes verlo porque no eres madre. Gracias a Dios, pero se trata de esta comunidad, de ayudar familias de proteger a los niños para que no sean lastimados.
Rabbim bana kapıları aç çünkü Tanrı bizimle.
Ábreme las puertas porque el Señor está con nosotros.
Çünkü Tanrı'nın ordusunda sahtekarlara yer veremeyiz.
Porque no podemos tener hipócritas en el ejército de Dios.
Çünkü birine yardım etmek güzel bir davranıştır ve Tanrı güzel davranışları ödüllendirir. Ama yardım etmek için sorunun ne olduğunu bilmem gerekiyor.
Porque ayudar a alguien es una buena acción y Dios recompensa las buenas acciones pero para poder ayudar, necesito saber el problema.
Çünkü Jim o sarışın bir Tanrıça gibi... gülümsüyor.
Porque, Jim, esa rubia es una diosa nórdica con enormes peras.
Sağlam da bir evlilik anlaşması imzalayacak. Sonra ben çok çok şişmanlayacağım ama beni bırakamayacak çünkü beş parasız kalır ve karavan parkında ölür. - Tanrım, çok zekice.
Me pondré muy muy gorda pero nunca me dejará... porque no tendrá ni un centavo y viviría en un remolque.
Tanrı'ya şükretmek doğru. Çünkü size teşekkür etmeyeceğiz.
Sí, "gracias a Dios", porque ni crea que le daremos las gracias a usted.
Yapılmasına karar verilirse, Bayan Conners'ın ameliyatına kattaki tüm doktorlar katılacak. Kimseyi öldürmemek için fazladan çaba göstermeniz gerekiyor çünkü yardımcı olamayacağız. Tanrı yardımcımız olsun.
La cirugía de la Srta. Connor, que es el paso que decidimos dar requerirá de casi todos o quizá todos los cirujanos, lo cual significa que ustedes tendrán que esforzarse más para no matar a nadie porque no estaremos para enmendar sus errores.
Ne zaman bir yarışmaya katılsam, Kendi kendime kazanacağım derim çünkü bazen, eğer layıkıyla inanırsan, Tanrı sana bir şans verir.
Creyentes, pueden retirarse. ¿ Qué vamos a ponernos mañana? Vamos a la mitad de "La misma canción seis veces seguidas".
Çünkü bu bizim Tanrı'ya yakınlaşma yöntemimiz.
Porque... es nuestra manera... de acercarnos... a Dios.
Çünkü burada, "Tanrı'nın unuttuğu yerde" bile standartlarımız var.
Porque hasta en este infierno de campesinos tenemos reglas.
Yüce Tanrımız, sen tüm günahlarımızı bağışla ve bizim gibi inançlı kullarını ihsanından yoksun bırakma çünkü bizler ancak senin rızanla düşmanlarınla savaşacak gücü yüreklere serpebiliriz.
Hijo mío, sois un traidor y un irresponsable.
Çünkü bu işte yanımızda yalnız Tanrı'nın tek oğlu yok.
Porque no solo el hijo único de Dios nos apoya esta vez.
Yüce Tanrı evleri temellerinden sökse biz gideriz çünkü biz cankurtaranız. Bu bizim işimiz, biz bunu yaparız.
Cuando Dios en persona arranca casas de cuajo, nosotros salimos... porque somos nadadores de rescate... y ésa es nuestra tarea, eso es lo que hacemos.
Çünkü benim insanlarım kendilerini koruyacak insan ve canavar karışımı güçlü bir Tanrı yaratacaklarına inanmışlardı.
Porque la gente de mi palacio creían que podían crear a un dios, un poder que no era ni hombre ni bestia que los protegería.
Ama ortaya putları ve Zen'i de atıyorum, çünkü tam-tanrıcılıka inanıyorum.
Yo mezclo algo de pagano con algo de zen, y creo en la deidad del dios Pan.
Arabaların ve kamyonların robotlara dönüşmesi o kadar dine aykırı bir durum değil çünkü papazım der ki bu makineler diğer makinelere dönüşebilir ve bu da Tanrı'ya karşı bir hile değildir.
Bueno, resulta ser, que los autos y los camiones que se transforman en... robots no son tan blasfemos, porque mi pastor dice que las máquinas pueden transformarse en máquinas, y no es una estratagema contra Dios.
Ağzını kapalı tutacağına dair söz ver bana çünkü eğer beni bu sefer de sikersen, Tanrı'ya yemin ederim senin bokunu püsürünü çıkarırım.
Prométeme que mantendrás la boca cerrada, porque si me fastidias esta vez, juro que te haré pedazos.
Çünkü reis benim. Reis atla dediğinde atlarsın Tanrı'nın cezası!
Porque soy el patriarca y cuando él dice que hay que saltar, se salta. ¡ Maldita sea!
Tanrı ona tüm inananları kucaklasın çünkü ölümsüz kimse yoktur.
" Dios recibe a todos los que creen en él. Y ellos tendrán vida eterna.2
O zaman Tanrı yardım etsin sana, çünkü ben edemem.
Entonces que Dios te ayude, porque yo no puedo.
Çocuklarımızın hastalıklarını iyi edemezler ki çünkü asbest toprağa karışmış durumda, ayrıca o farelerin ne gibi hastalıklar taşıdığını Tanrı bilir.
No pueden curar a nuestros niños que ya han sido expuestos al moho y asbesto y a cualquier otra suciedad que cargan esas ratas.
Tanrım. Dinle, hazırlan çünkü bunun muhtemelen yeni işin olacağını hissediyorum.
Prepárate porque tengo el pálpito de que éste será tu próximo trabajo.
Çünkü sıradan insanlar "Tanrım, Beatles'tan bu adam onun davasına katılmaya gelmiş" diye düşündü.
" Vaya, este sujeto de Los Beatles canta sobre el caso de este hombre.
Tanrım! bence psikolojik desteğe ihtiyacı olan sensin, çünkü hala anlamadın.
Por Dios, quizá tú eres la que necesita ayuda psiquiátrica porque parece que no lo entiendes.
Bir çocuk parkına gidip Hıristiyanlığı hiç bilmeyen çocukları Rabb'e neredeyse anında yönlendirebilirim ve dakikalar sonra imgelemler görüp Tanrı'nın sesini duyabilirler çünkü çok açıklar.
Voy a patios de recreo donde hay niños que no saben nada sobre el cristianismo los guío hacia el Señor en cuestión de muy poco tiempo, y... y en pocos momentos están teniendo visiones y escuchando la voz de Dios porque ellos están abiertos.
Kampta bence Tanrı beni diğer insanlarla tanışmaya alıştıracak çünkü bazen bunda zorlanıyorum.
En el campamento, creo que Dios me va a, tú sabes acostumbrarme a conocer otra gente porque tengo dificultades para eso.
Çünkü günahın ücreti ölüm Tanrı'nın armağanı ise sonsuz yaşamdır.
EL PECADO TRAE MUERTE, DIOS TRAE VIDA ETERNA.
Dans ettiğim zaman Tanrı için dans ettiğimden emin olmalıyım çünkü et için dans edersem insanlar bunu fark eder.
Cuando bailo debo asegurarme que ahí esté Dios porque la gente se dará cuenta cuando solo bailo con el cuerpo.
Mesela burada beyin kalıbı var çünkü oturumlardan birinde aklımız hakkında ve Tanrı'nın sözüne yönlenmek hakkında konuşacağız.
Por ejemplo, tenemos un molde de cerebro porque una de las sesiones va a ser hablar sobre nuestras mentes y cómo necesitan nutrirse de la palabra de Dios.
Tanrım bu yaz Paris'te, çirkin bir Amerikalı gibiydim çünkü yanımdaki kadın yeterince iyi değildi.
Por Dios, este verano en París, Era como el feo americano porque mi sissonne ouverte no era suficientemente GRANDE
Çünkü şöyle diyeceklerdi : "Tanrıya şükürler olsun. Benim ailem, onların yanında çok normal kalıyor."
gracias a Dios que hay otra familias asi que hagan que la mia se vea normal.
Bu, dolar banknotundaki adamın gözü değil çünkü bu Tanrı'nın gözü ve burada da öbürünün gözü.
Este no es el ojo en el dólar... porque ese ojo, es el ojo de Dios... y este es el ojo del otro tipo.
Şimdi beni siz aydınlatın Bay Walsch. Çünkü ben, çocuklarını koşulsuz seven iki ebeveyne böyle bir şey yaşatan Tanrı'yı dost göremiyorum.
Por favor, explíqueme su definición de un dios amigable, Sr. Walsch... porque un dios amigable no hace que unos padres... que quieren a su hijo incondicionalmente sufran de este modo.
Matem tutanlar kutsansın ve yüreği saf olanlar kutsansın çünkü onlar Tanrı'nın oğullarıdır.
Bienaventurados los afligidos y bienaventurados los puros de corazón. porque son los hijos de Dios, al igual que Nis, es un hijo de Dios.
Çünkü William, Tanrı bizimle bu şekilde iletişim kurar.
Porque, William, así es como Dios nos habla.
Çünkü eski yöntemler, eski mitolojiler, eski krallık'Tanrıya karşı her şeyi yasalara bağlayan bilim adamı'artık öldüler, gömülmeleri gerek.
Porque los modos antiguos, las mitologías antiguas... la antigua monarquia, rey, Dios... contra la vieja manera legítima del científico de hacer todo, están muertos. Hay que enterrarlos.
tanrım 20459
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrı sizi korusun 208
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrım bana yardım et 28
tanrı korusun 98
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı bizi korusun 55
tanrı seni kutsasın 43
tanrı sizinle olsun 57
tanrım bize yardım et 16
tanrı yardımcın olsun 48
tanrı yardımcınız olsun 28
tanrım bana yardım et 28
tanrı korusun 98
tanrıya şükürler olsun 81
tanrı bizi korusun 55
tanrı seni kutsasın 43
tanrı sizinle olsun 57
tanrım bize yardım et 16
tanrı yardımcın olsun 48