Ödedim translate Spanish
2,267 parallel translation
Dur biraz, üç şarkılık dans parası ödedim.
espera, pagué por un baile de tres canciones
Cezayı geçen ay ödedim.
También pagué una multa el pasado mes.
- Zaten ödedim.
- Ya pagué.
Yirmi, yirmi beş, kırk beş, al elli. Bir taksit daha ödedim mi hepsi benim.
Veinte, veinticinco, cuarenta y cinco, cincuenta dólares. una vez más pago y de la mía.
İyi korunsun diye para ödedim ben.
Pago buen d ¡ nero por protecc ¡ ön.
İyi tarafı ben benimkileri ödedim.
Bueno yo canjee los míos.
Hadi ama bunun için 1000 dolar ödedim.
Vamos. Pagué una fortuna por esta cosa.
Bu ayın son ipotek faturalarını ödedim.
Page la última ronda de cuentas, la hipoteca de este mes.
Dikkatli ol o şeylere servet ödedim.
Ten cuidado! Me costaron una fortuna en Viena.
Çocuk! Bil bakalım? İlk filminde Zafar'a ne kadar ödedim?
Vale, adivina cuanto le pagué a Zaffar por su primera película.
Vestiyer parasını ödedim.
Yo pagué el guardarropas.
Bedelini ödedim.
Pagué el precio.
Tanrı biliyor ya, bedelini de fazlasıyla ödedim.
Y Dios sabe que he pagado un alto precio.
Partinin parasını ben ödedim.
Yo pagué por la fiesta.
"Partinin parasını ben ödedim." Zengin bir mimar olmadığımız için kusurumuza bakma.
- Vaya, "pagué la fiesta". - Cierto. Siento que no todos seamos arquitectos ricos.
Size yedi gün için günlüğü 29 dolardan 203 dolar ödedim.
Le pagué $ 203 por siete días, son $ 29 al día.
Ben ödedim.
Ya lo hice.
Ayrıca bakmış olduğumuz dairenin de kaparosunu ödedim.
Y el apartamento que miramos, ya hice el pago inicial.
- Kefaletini ödedim, ama kaçti.
- La saqué de la policía... pero escapó.
Size para ödedim, onlara söyleyin.
Dígales que hemos pagado en efectivo.
Çoğunu ödedim.
Pero ya casi termino.
Böylelikle, ben de borcumu ödedim.
Por eso, pago mi deuda.
ben onun için 23000 ödedim.
Pagué 23.000 por el.
'Bu dergi için çok para ödedim... ve hala bu gizemin bir sonu yok mu?
" Pagué tanto por esta revista... ¿ y no pude develar el misterio?
- Merak etme, parasını ödedim.
- No te preocupes. Lo pagué.
Garip olan ise daha geçen ay kiralarını ben ödedim,... ve bu ay milyoner oldular.,
Lo raro es que el mes pasado pagué el alquiler y este mes son millonarios.
Paranı ödedim, oldu mu?
Acabo de recibir mi paga.
Aslında ben iyi para ödedim.
En realidad, yo pagué buen dinero.
- Bedelini fazlasıyla ödedim.
- Casi me quedo en la ruina.
Faturaları, diş hekiminin taksitlerini ödedim.
Pagué mis cuentas y el tratamiento dental que me hice.
Sana ücretinin karşılığını ödedim Gösteri bitti
Pagas para mirarme. El espectáculo terminó.
Şuradan ödedim.
Y lo pagué por allí. Gracias.
- Hayır, ben ödedim bile.
- No, ya pagué yo. - ¿ Qué?
Neden bu kadar sene işe yaramayan bir sigortanın parasını ödedim?
¿ Por qué he pagado por un seguro infructuoso todos estos años?
Depozitoyu ödedim.
He pagado la fianza.
Bir yetişkin gibi parasını ödedim.
Pagué dinero como un adulto.
Feci bir şeydi ve çok uzun zaman önceydi ben de bunu çok zor zamanla ödedim.
Fue trágico, y fue hace mucho tiempo y he pagado... he pagado con mucho trabajo duro.
Bakın, Bayan Humpreys, ben borcumu ödedim.
Mire, señora Humphreys, he pagado mis deudas.
Borcumu ödedim.
He pagado mis deudas.
Beni büyüttüler, doyurdular, giydirdiler, ne yaptılarsa hepsini onlara geri ödedim.
Mira, me criaron, me dieron de comer, me vistieron, lo que sea, y lo he pagado todo de vuelta.
Parasını ödedim.
Yo pagué por ella.
Ben aldığımı geri ödedim en azından.
Al menos pagué lo que pedí prestado.
Sağlık ocakları açtım, onlarca kıza çeyiz sağladım, birçok cenaze töreninin masrafını ödedim.
He abierto centros médicos, He proveído la dote de docenas de niñas, He pagado por muchos funerales.
Parasını çoktan ödedim tek yapman gereken gidip getirmek.
Ya los he pagado antes Todo lo que tienes que hacer es recogerlos
Final sınavlarına hazırlanıyordu, ve bende ücretini ödedim.
Ella está haciendo sus exámenes finales y tengo el pagar el precio por ello.
Seks için para ödedim. Ee ne olmuş yani?
Pagué por sexo. ¿ Y qué?
Borcumu ödedim ama bana parayı veren adam ona bu işi yaptığım sürece her ay faiz ödemem gerektiğini söylüyor.
Le pagué al banco de préstamo, pero el hombre que me prestó este dinero, dice que todavía le debo intereses cada mes por el tiempo que tenga my negocio.
Oğluma olan borcumu ödedim.
Se lo debía a mi hijo.
Ben peşinen ödedim işte.
Sólo le di el dinero antes que tú.
Ve bunu bu şekilde geri ödedim. Kendimden nefret ediyorum
Y así es como se lo pago.
- Parasını 3 gün önce ödedim.
Le he pagado hace tres días.