Öderim translate Spanish
2,380 parallel translation
- Ben öderim.
- Pagaré por ello.
Birazdan paranı öderim.
Te pagaré pronto.
Sana 50,000 toman öderim.
Te pagaré 50,000 tomans.
Ders alırsam size kirayı nasıl öderim?
Ok bien. Yo he de tomar clases, entonces, ¿ cómo les pagaré el alquiler?
İçeri gidip altını değiştireyim, parayı da öderim. Sen de depoyu doldur.
voy a entrar, voy a cambiarla, voy a pagar, y tu carga combustible.
Ben öderim demiştin.
Dijiste que tu ibas a.
Ben öderim demiştin.
Dijiste que ibas a hacerlo.
- Hesabıma yaz. Sonra öderim.
- Anótalo, que después te pago.
- Size ay sonunda öderim.
A fin de mes se las devuelvo.
- Pekala ama kira öderim.
- De acuerdo, pero quiero pagarte.
Sana tamamıyla geri öderim.
Te lo regresaré todo.
Özür dilerim. Sana faiziyle öderim.
Lo siento, lo devolveré con intereses.
Yarın öderim tamam mı?
Voy a pagar mañana. ¿ Está bien?
Normalde aldığının iki katını öderim.
Pagaré el doble lo que acordamos.
Yarın öderim.
Mañane os pagaré el resto.
Şimdi, eğer gelir ve bize konuşursan gece okulu için taksidini öderim.
Si aceptas venir a hablar con nosotros pagaré tu educación en una escuela nocturna.
Olabilir. Kaporasını öderim.
Quizá, quizá pagaré el enganche.
Bak, arazi biraz pahalı, o yüzden hemen başlayamam ama Ferrigno'nun malikânesini bir satarsam en azından birazını öderim diye düşündüm ve geriye hâlâ Santa Barbara'daki tören için param kalır.
El terreno es caro, así que no lo urbanizaría enseguida, pero si vendo lo de Ferrigno, podría al menos pagar un adelanto, y me quedaría dinero para la recepción en Santa Bárbara.
Hemen öderim. Bayım, şimdi öderim.
¡ Le pago ahora, por favor!
Daha fazla nasıl öderim, bilmiyorum.
No sé cómo me voy a arreglar.
Bedelini öderim?
¿ Te pagaré?
Sana ne kadar veriyorlarsa iki katını öderim.
¡ Lo que te estén pagando, te doy el doble!
Üç katını öderim.
¡ Te doy el triple!
Ne kadar istersen öderim.
¡ Te pago lo que quieras!
- Sana geri öderim. - Bana geri ödersin demek.
- Te los devolveré.
- Hesabı ben öderim.
Esto me corresponde.
Şu sizin bilgisayarlarınız daha çok ödememi söylüyorlarsa öderim.
Si estas computadoras dicen que tengo que pagar más, pagaré más.
Ben içerde öderim.Bişey ister misin?
Pagaré en la tienda. Ok nena. Voy a comprar un refresco ¿ quieres algo?
Sonra öderim.
Te pagaré luego.
Faiziyle 1750 öderim.
Hacen 1750 por los intereses.
Tehlikeli olacaktır. Bunun için sana para da öderim.
Es potencialmente peligroso.
İzlemen için sana para öderim.
Te pagaré para que mires.
Sana öderim, Charmaine.
Te lo reembolsar �, Charmaine, � vale?
Bir saatlik sohbetin parasını öderim.
- Te pagué por una hora de conversación.
Kendi payımı kendim öderim, tamam mı?
Me valgo por mí misma, ¿ de acuerdo?
Oysa ben sana asgari ücret öderim.
Ahora, yo... pago salario mínimo.
En iyi takımın için değerinin iki mislini öderim, Ted.
Ted, te pago el doble por tu mejor traje.
Onların masrafını öderim eğer bu içini rahatlatacaksa.
Te lo reembolsaré si eso arregla las cosas.
Haftalığımı alınca öderim.
Te lo devolveré.
İyi, tamam. Direksiyon derslerini öderim.
Bueno, mi primera vez tampoco fué -
Boş bir koltuğun varsa, benzin parasını ben öderim.
Voy a pagar por el gas si usted consiguió un asiento disponible.
O bir haltlar çevirir bedelini ise ben öderim.
Hace las acciones... Y yo pago el precio...
Tek kuruşuna kadar öderim.
Te devolveré cada centavo.
Sana karşılığını öderim.
Puedo pagarte.
Ben öderim. - Berbat birşey bu.
No te preocupes.
Neden bir taksiye atlamıyorsun? Ben buraya geldiğinde öderim...
¿ Por qué no te subes a un taxi y yo lo pago cuando llegues aquí?
Biranın parasını sana öderim, tamam mı?
Te reembolsaré la cerveza, está bien.
Standart ücretinizi öderim.
Te pagaré el precio normal.
- Haftaya öderim, söz veriyorum.
Te pagaré la próxima semana, lo prometo.
Ben oderim.
Pagaré yo.
Geri öderim.
Te la devolveré.