Ödünç aldım translate Spanish
873 parallel translation
Az önce ödünç aldım.
Precisamente acabo de cogerlo.
İğne ipliğini ödünç aldım. Korkarım beceremeyeceğim bunu.
He cogido aguja e hilo, pero me temo que no se me da bien.
Halandan broşunu ödünç aldım.
Un broche que me han dejado tus tías.
- Donanmadan senin için ödünç aldım.
- Lo pedí a la Marina para ti.
Ben de bayanı eve bırakmak için arabasını ödünç aldım.
Así que le pedí el coche para llevar a la dama a su casa.
Evet. Katırlarımla biraz para ödünç aldım.
- Pedí dinero con mis mulas en garantía.
- Daha neler! Birinden ödünç aldım.
- Sí, a mí me prestaron una.
Bunları ödünç aldım.
Así que cogí esto prestado.
Sanırım kendine at arıyordu, Ben onunkini ödünç aldım.
Creo que está buscando un caballo, yo tomé prestado el suyo.
Bodrum merdiveninde bileğimi burkmuştum. Pazara giderken canım yanıyordu. Ben de koridordaki raftan Bay Lowry'nin bastonunu ödünç aldım.
Verá, yo me torcí el tobillo bajando al sótano, y como me dolía mucho cuando iba a comprar al mercado cogí este bastón del perchero del Sr. Lowry.
Sizin için ödünç aldım.
Lo he escondido.
Çoraplarını ödünç aldım, umarım sorun olmaz.
Te he cogido unas medias. Espero que no te importe.
- Duldan ödünç aldım.
- Me la ha prestado la viuda.
Onun kaşkolunu ödünç aldım.
Le cogí esta bufanda.
Bay Mitsuda'dan ödünç aldım.
Se la pedí prestada al Sr. Mitsuda.
Jiroskoplu denkleyicinizden de birkaç sarmal bobin ödünç aldım.
Sí, señor. Tomé prestado algunos solenoides de sus giroestabilizadores.
Coupeau'nun kız kardeşinden bir elbise ödünç aldım.
El vestido me lo prestó la hermana de Coupeau.
Evet. Eşimin. Ondan ödünç aldım.
Si, de mi esposa, se la cogí prestada
- Hayır, sadece ödünç aldım.
- No, sólo lo tomé prestado.
Ödünç aldım.
Lo tomé prestado.
Geçmişte ondan çok şey ödünç aldım.
Le he pedido muchas cosas en el pasado.
Eskiden çıktığım bir cadıdan ödünç aldım.
Se lo pedí prestado a una bruja de Halloween con la que salía.
Atı Kızılderili bir kızdan ödünç aldım.
Ese caballo se lo quité a una india.
İğne yastığını ödünç aldım.
Tomé prestado su alfiletero.
- Sadece ödünç aldım.
- La tomé prestada solamente.
Teyzemin evini ödünç aldım.
Le pedí prestado el apartamento a mi tía por el fin de semana.
Ödünç aldım.
Lo cogí prestado.
Ödünç aldım, efendim.
Sólo lo tomé prestado, mi querida.
Ben bu düdüğü sadece çocuğu mutlu etmek için ödünç aldım.
Tomé prestado el silbato tan sólo para hacerle feliz.
Ben de biraz ödünç aldım.
Pedí prestado algo.
- Sadece ödünç aldım.
- Solo lo tomé prestado.
Gemi kütüphanesinden ödünç aldım.
Lo he tomado prestado de la biblioteca del barco.
Bunu Bay Summers'dan ödünç aldım.
Me he tomado la libertad de tomar esto prestado del señor Summers.
Diyelim ki Estelle'in kristal küresini ödünç aldım.
Digamos que le pedí la bola de cristal a Estelle.
Ödünç aldım ve geri vermeyi unuttum.
La pedí prestada y olvidé devolverla.
Evet, anahtarı ödünç aldım.
Sí, I... tomé la libertad de préstamos de su clave.
Ve... aslında... Bu 3 ryoyu Tamekichi'nin para kesesinden ödünç aldım.
Y de hecho tomé prestado estos tres ryo de la bolsa de Tamekichi, hace tiempo.
Şu şehir dışında olduğunu söylediğim arkadaşım... eminim arabasını ödünç almama aldırmaz.
A mi amigo, el que está fuera, no le importará que le tome prestado el coche.
Şimdi, ben ölmüş gibi yaptım. Bay Lombard'dan ödünç aldığım ve sonra onun basamakta bulduğu silahtan atılan kurşunla öldürüldüm.
Luego debía fingir estar muerto, asesinado por el arma del Sr. Lombard, y que luego encontraron en las escaleras.
Ben de ödünç aldım...
Y Él dijo : " Cuando vuelvas a Egipto,
Geçen yıl biri çiftlik almam için beni ikna etti, ben de ödünç para aldım.
Hace un año me aconsejaron comprar un rancho, el banco me prestó el dinero.
Telefon edecektim ama ödünç aldığım tabakları getirmek istedim.
Debería haber llamado, pero quería devolverte la vajilla que me prestaste.
- Ödünç aldığımı söyledim ya.
- Me han dado un adelanto.
- Ödünç aldığım 5 dolar.
- Tome los cinco dólares que me prestó.
Ödünç aldığım kitabı geri vereyim dedim.
Te devuelvo el libro que me prestaste.
Rockefeller'ı ödünç aldığı Rolls Royce'umu göndermesi için çağırtmıştım. Özür dilerim efendim.
Llamaba a Rockefeller para pedirle prestado un Rolls Royce.
Bu iki tele çarpınca devre tamamlanacak. Ve buradaki bütün plastik patlayıcılarımı ve ödünç aldığım bu küçük parçayı ateşleyecek.
Tocará estos cables y cerrará el circuito que lanzará todo el explosivo plástico además de este regalito que me he agenciado.
Botlarımı Johnny ödünç aldı.
Quiero mis botas. Johnny las tomó.
Parayı yalnızca soruşturma için ödünç aldım.
Lo tomé prestado para mi caso.
Bir çocuğu ödünç aldık. Yaptığımız bu.
Tomar prestada a una niña, eso es lo que hemos hecho.
Ona bir çocuk ödünç aldığımızı mı...
¿ Qué habíamos pedido prestada a una ni...?