Ölene kadar translate Spanish
2,416 parallel translation
Bir, ya kimse parmağını kımıldatmaz ve adam ölene kadar dövülür.
1. Nadie mueve un dedo y matan al hombre a golpes.
İmparatorluk Askeri ölene kadar er meydanını terk etmez.
¡ Los soldados Imperiales no abandonan el campo de batalla hasta que mueren!
- Yani, ölene kadar dövülmüş.
Así que fue golpeada hasta la muerte.
Köpek yaşlanıp ölene kadar Manny arka bahçede mi yatsın?
¿ Manny duerme en el jardín de atrás hasta que el perro muera de viejo?
Ölene kadar boynundan asılı kalacaksın.
Serás colgado del cuello hasta morir.
Eğer onu tanıyorsam ki tanıyorum. Siz ölene kadar durmayacaktır.
Si la conociera... y la conozco... no va a parar hasta que estéis muertos.
Onun, Pudge'e ölene kadar işkence yaptığını kabullenmiyorsun.
Te niegas a aceptar que torturó a muerte a don Gordinflón.
Bu yüzden diz çökmen, ölene kadar bana hizmet etmen iki kat bir haz verecek.
Por lo que me dará doble placer ver arrodillarte... y servir... hasta morir.
Birisi ölene kadar terfi edemezsin.
No habrá ascensos hasta que muera alguien.
Bağlantısı olmayan vakalar ama her ikisi de ölene kadar benden nefret edecek.
Son casos distintos y ambos me van a odiar hasta que me muera.
Herkes ölene kadar bağlı kalmak zorunda değil.
No todo el mundo tiene que estar comprometido de por vida.
Klaus'un ölene kadar görsel ikizin kanını içmesi gerekiyor.
Klaus debe beber la sangre de la doble hasta el punto de tu muerte.
Bizi ölene kadar ütüyle dövecek.
Él nos asesinara con el fierro.
Hayatta kalmanın tek yolu ölene kadar ölü numarası yapmak, ahbap.
La única manera de que sigas vivo es de que te hagas el muerto hasta el día de su muerte, mi hombre.
Ölene kadar!
Somos amigos hasta el final.
Babam ölene kadar burada kalmalı.
Mi padre debería estar aquí por el resto de sus días.
Yani ölene kadar babamla yatıyordunuz.
Así que ¿ tú estabas durmiendo con mi padre cuando el murió?
Çok iyi bir mimarmış ta ki, iki yıl önce ölene kadar.
Sí. Fue un arquitecto muy bueno... Hasta que cayó muerto hace dos años.
Onbaşı ölene kadar gerilmiş.
Nuestro cabo fue estirado hasta la muerte.
Bir keresinde sen ölene kadar özgür kalamayacağımı söylemiştim, hatırladın mı?
¿ Recuerdas que una vez dije que nunca sería libre hasta que murieras?
Burada kalırım, ölene kadar.
Me quede aquí hasta el final. Hasta mi muerte.
Claude, ölene kadar yaşlılara bakmak, çocukların görevidir.
Claude, es deber de los niños cuidar de los ancianos hasta que mueren.
Lawford ölene kadar mektubu bulamadım.
Bien, mire No supe de la carta
Biz ölene kadar "hanımefendi" diyin.
Nos llamas "señorita" hasta el día que muramos.
Jack, kendimizi küçük düşürmezsek bizi ölene kadar döverler ve Lily büyük bir tehlikede olur.
Jack, si no nos humillamos, nos golpearán hasta la muerte y Lily estará en un verdadero problema.
Onu ölene kadar dövdüğünü söylüyorlar.
Dicen que le golpeaste hasta la muerte.
Okulda geçen günlerin hayatınızın en iyi zamanları olduğunu söylerler. Ama benim için bu ancak okuldan çıkar çıkmaz hapse girseydim ve ölene kadar orada kalsaydım doğru olurdu.
Dicen que el colegio es la mejor época de la vida pero eso sólo podría cumplirse para mí si fuera directo del colegio a la cárcel y me quedase ahí hasta morir.
Ama kan kaybından ölene kadar biraz zamanın olacak.
Pero te tomará un tiempo desangrarte.
Onlar ölene kadar bekleyeceğimize karar vermiştik.
Acordamos esperar hasta que ellos mueran.
Yemin ederim, Julia, kardeşini ölene kadar boğacağım.
Julia, juro que estrangularé a tu hermano.
Ölene kadar içti.
Bebió hasta morir.
Anlamı şu : "Ölene kadar birbirine âşık kırlangıçlar yuvası."
Literalmente : "Un nido de golondrinas, enamoradas para toda la vida."
- Dükkan sahibi kalp krizi geçirip ölene kadar.
Hasta que el propietario tiene un ataque al corazón y muere. Exacto.
Genç kız, bıçaklanmış... EMT'ye, failin, kan kaybından ölene kadar onu izlemeyi istediğini söylemiş.
mujer joven, apuñalada, le contó a los médicos que el criminal quería mirar cómo se desangraba hasta la muerte.
Ölene kadar kalacağın Bedlam Hastanesine kapatılacaksın.
Te va a meter en el hospital Bedlam donde te quedarás hasta que mueras.
Ecelinle ölene kadar orada kalacaksın.
donde permanecerás hasta tu muerte natural.
Ta ki o ölene kadar.
Hasta el final.
Ama şimdi öfkesi pişmanlığa dönüşüyor,.. ... ve o öfkeyi kendisine yöneltiyor ve ölene kadar durmayacak.
Pero su ira ahora se ha convertido en remordimiento por su hijo y está volviendo esa rabia hacia sí mismo.
Sen takımdan ayrılana, mezun olana ya da ölene kadar kalsam yeter.
Sólo tengo que estarlo hasta que renuncies, te gradúes, o mueras.
Biz karşı çıkanların tepesine cehennem ateşi yağana kadar ve biz ölene kadar bu koltukta oturacağız!
Ocuparemos este asiento hasta nuestra muerte, ¡ y el fuego del Infierno caerá sobre aquellos que se nos opongan!
Normalde kurtların çoğu kralları ölene kadar ona sadık kalır.
Lo que ocurre con los lobos es que generalmente sirven a su Rey hasta su muerte.
İnsanlar Siren'ların kenarda oturup ölene kadar şarkı söyleyen seksi kadınlar olduğunu sanar ama benim düşündüklerinden daha sert olduğumu biliyor.
No lo sé... La gente dice que las Sirenas son chicas sexys que se sientan de lado sobre una roca cantando cancioncillas hasta su muerte, pero... él sabe que soy tan dura como haga falta ¡ Sí!
Artık ölene kadar o sizin Doctore'nizdir!
Desde ahora, y para siempre, será su Doctore.
Hem de biz ölene kadar.
No antes de que hayamos muerto.
Kimse gerçekten ölene kadar ölmez.
No estarás muerta hasta que estés muerta.
Doğru, çünkü bir polis ölene kadar kimse umursamaz.
Claro, porque no es tan importante hasta que un poli muere.
Akıllı askerler dümdüz ileri gider. Ta ki sen ölene kadar toprağı çiğner ezer.
Un jinete puede caer de su caballo, pero sus amigos no se apiadarán de él, más bien le pisotearán.
O zaman ölene kadar böyle kalacağız demektir.
Entonces nos quedaremos así hasta el fin del tiempo.
Onu ölene kadar çok sevdi
Ella lo amó mucho hasta que murió.
- Klaus'un olene kadar gorsel ikizin kanini icmesi gerekiyor.
- Klaus debe beber la sangre de la doble hasta el punto de tu muerte.
Tamam, şimdi, eğer benden kurtulurlarsa, ateş etmeye başla... -... ta ki adamlar ölene ya da mermin bitene kadar.
Vale, si esos dos vienen a por mí, sigue disparando hasta que se detengan o te quedes sin balas.