Ölümcül translate Spanish
6,376 parallel translation
Yanımızdaki at delirdi. Ölümcül darbe almamıza çok az kalmıştı.
Nos quedamos bloqueadas en el establo y el caballo estaba a nuestro lado se puso loco y estuvimos muy cerca de ser golpeados hasta morir.
- Ölümcül güç kullanımı,... Vatanseverlik Yasası'nın gizli tutulan zeyilnamesinin 47. maddesine girer.
- El uso de fuerza letal cae bajo la Sección 47 del apéndice secreto de la Ley Patriota.
Tehlikenin yakın olduğunu saptadım ve ölümcül güç kullanmaktan başka çarem olmadığına karar verdim.
Determinando que el daño sería inminente no tuve otra opción más que responder con el uso de fuerza letal.
Neredeyse ölümcül olan yanıkları var.
Víctima de quemaduras casi fatales.
Neredeyse ölümcül olan yanıkları var.
Víctima al borde de una quemadura mortal.
Bu ölümcül bir yara ve şu an oldukça ölümlü hissediyorum.
Es una herida mortal. Ahora mismo me siento bastante mortal.
Bu bankada, o duygu, ölümcül hale geliyor.
En este banco, la culpa es fatal.
Laym hastalığı, ölümcül bir rahatsızlıktır.
La enfermedad de Lyme, es un asesino en serio
Ölümcül organizmaları incelemek için sadece... Biyogüvenlik Dört sitesi yeterli donanıma sahip.
El único laboratorio nivel cuatro de la región, equipado para contener los organismos más mortíferos.
Bu adamın ölümcül bir mikropla ilk saldırısı değil. Sanırım anladınız.
Este no es el primer encuentro de este tío con un asesino microscópico, ya sabéis a qué me refiero.
Dr. Jack Weaver dünyayı dolaşıyor... ölümcül organizmaları sezdirmeden gezegene yayıyor.
El Dr. Jack Weaver viaja por el mundo buscando los organismos más mortíferos del planeta.
Weaver bitik ve acılıydı, Ama yinede ölümcül patojenler hakkında çok şey biliyordu.
Weaver estaba arruinado y amargado pero sabía mucho sobre patógenos mortíferos.
Evet ama bir katilin ölümcül virüsle... sokaklarda gezmesinden daha güvenli.
Sí, pero es más seguro que dejar que un asesino y un virus mortal estén sueltos por las calles.
12 tanesi ölümcül.
12 de ellas letales.
Bu ölümcül.
Es mortal.
İki ölümcül güç kontrolü ele almak için savaşıyor.
dos fuerzas mortales luchar por el control.
İnsanlar için ölümcül bir element.
Un Elemento Pará fatal los Humanos.
- Ölümcül bir hastalıkla alay eden mail gönderebilen biri.
Alguien que envía e-mails insultantes junto con una enfermedad mortal.
Polyester pamuk karışımı bir süveter ölümcül bir sporu nasıl engelleyecek?
¿ Qué tipo de disuasión contra las esporas letales es un poli-mezcla de algodón?
İçerisinde, Rus gribinin yüksek derecede ölümcül türevi var.
Dentro hay una variante extremadamente letal de la gripe rusa.
Ölümcül bir virüs salacak olmamız seni rahatsız eder mi?
¿ Te molesta que vayas a liberar un virus mortal?
Ve yaklaşık 90 gün içinde o kişi dünyanın görmüş olduğu en ölümcül gribini salacak.
Y en unos 90 días, esa persona liberará la gripe más mortal que el mundo haya visto nunca.
Ya Paul'u ya da diğer ikiliden birini arayacağım ve yaklaşık 90 gün içinde o kişi dünyanın gördüğü en ölümcül gribi salacak.
Voy a llamar a Paul o a cualquiera de los otros dos, y en 90 días esa persona liberará la gripe más mortífera jamás vista en el mundo.
Ölümcül ve muhtemelen mutasyon geçirecek.
Es mortal y mutará.
Dahası, virüsü 10 kat fazla ölümcül ve neredeyse yok edilmez hale getirmiş.
Lo peor es que, ha convertido al virus original 10 veces más letal e indestructible.
Ve sağa sola çarparak ölümcül darbeler alacağı kanalizasyona düştü.
La lluvia la hizo resbalar, se golpeó la cabeza... y fue arrastrada a los drenajes, donde recibió golpes hasta morir.
İçinde Rus gribinin ölümcül bir çeşidi var.
Dentro de él hay una variante extremadamente mortal de gripe rusa.
Birkaç yıl önce bilhassa ölümcül bir tür ile haşır neşir olmuştum ama...
Tuve un encontronazo con una cepa... particularmente violenta hace unos años pero...
Ancak bu istikrarlı yörüngeden Jüpiter ölümcül bir domino etkisini tetiklemek üzereydi.
pero a partir de esta órbita estable, Júpiter está a punto de desencadenar un efecto dominó mortal que amenaza con destruir la tierra infantil.
Jüpiter'in etrafındaki ölümcül radyasyondan daha düşük seviyelerde radyasyonu vardır.
Y los niveles mucho más bajos de mortal radiación que alrededor de Júpiter.
O zaman ağlarının ölümcül olduğu kadar yaygın olduğunu da biliyorsundur.
Entonces sabes que su red es tan extensa como mortal.
Ölümcül marul.
Lechuga letal.
Sezaryen, anne için çoğu zaman ölümcül oluyor.
La cesárea casi siempre es fatal para la madre.
Ölümcül bir kombinasyon.
Es una combinación mortal. Ciertamente lo fue para él.
Bir şey söylemek istedim. Bu ölümcül günahı işlesen bile. Seni hala seviyorum.
Perdón a todos.
Bir de üstüne izinsiz uzay keşfiydi bu, yani ölümcül bir suç.
Y además realizaste una caminata espacial no autorizada, lo cual constituye un delito capital.
Savcılık ve Ruth Cole davasında davalı, Wyoming bölgesinin kanun, sulh ve onuruna aykırı olarak yasa dışı, canice, haince planlanmış 2 ölümcül yara neticesinde ölen Sidney Snow'u vurmakla suçlanmaktadır.
En el caso de los Estados Unidos contra Ruth Cole la demandada es acusada de efectuar, ilegal y criminalmente con premeditación y alevosía, disparos contra Sidney Snow dos balazos mortales, por los cuales, murió que van en contra de las leyes, orden público y dignidad, del Territorio de Wyoming.
Ayrıca bir cinayeti bildirmemekten ölümcül zehirleme olan hani, unuttuysanız diye hatırlatalım.
Tampoco reportó un asesinato. Intoxicación mortal, en caso de que haya olvidado.
Kafası dışında bir yerinde ölümcül bir yara aç.
Una herida mortal, en cualquier sitio excepto en la cabeza.
Iki kurbanin da kafatasinda göz çukurundan ölümcül delik açilmis.
Las dos víctimas sufrieron heridas punzantes fatales al cráneo a través de la cavidad del ojo.
Yeni ölümcül bir uyuşturucunun sokaklara dağıldığı Gotham'ın merkezinden canlı yayındayız.
Estamos en vivo en el centro de Gotham donde una nueva droga letal ha salido a las calles.
Obelisk'i ve ölümcül güçlerini absorbe etmiş olmalı.
Debe haber absorbido el obelisco y sus poderes letales.
En son bu kadar ölümcül bir maça gördüğümde elimdeki royal flushı mahvetmişti.
La última vez que vi una pica tan letal, me estropeó una escalera real que tenía entre manos.
Yıkım, ölümcül olacak.
El ruido es ensordecedor.
Enfeksiyonlar ölümcül olabilir.
Las infecciones pueden resultar mortales.
Ekip 20-21, Town Center West'te bir ölümcül silahla saldırı ihbar ediyorum.
Unidad 20-21 informando de una mujer muerta en Town Center West.
Ve bugün Tanrı bana bu ölümcül yaratıkları idare etmeyi buyurduğu için ölümden kaçmayacağım.
Y hoy... no voy a huir de la muerte, porque Dios me ha ungido para manejar estas criaturas mortales.
Senin için ölümcül bir yapay dokuyu elde etmek için umutsuz bir kadının nasıl tüm kaynaklarını kullanabileceği gibi mi?
¿ Cómo engañar a una mujer desesperada para que use todos sus recursos para que te consiga un artefacto mortal?
Göstergeler ölümcül seviyelere yaklaştı.
Los indicadores de CO2 marcan que nos acercamos a niveles letales.
C02 seviyesi ölümcül.
Los niveles de CO2 son tóxicos.
Yani, başka bir cadı onu susturmak için ölümcül bir demleme yaptı.
Así que otra bruja prepara un brebaje mortal para silenciarlo.