Öte yandan translate Spanish
1,309 parallel translation
Öte yandan, belki de kazanmışızdır!
Pero por otra parte, ¡ quizá triunfamos!
Öte yandan, bana kendininkileri gönderdi.
Pero está enviando bastantes de las suyas
Öte yandan, Caroline`in pikniğini mahvettim... ve yüz kadar insanın hayatını tehlikeye attım.
Arruiné el día de campo de Caroline... y, posiblemente, puse cien vidas en peligro.
Öte yandan senin bu umutsuz halin hoşuma gidiyor.
Por otro lado, yo encuentro tu desesperación interesante.
Öte yandan... Bu bir yılan.
Por otro lado... es una serpiente.
Öte yandan eğer oğlumun bir yerlerde başı belaya girerse.. Ve ben etrafta olup ona yardım edemiyorsam.. Orada birinin onun için orada olduğunu düşünmek hoşuma gider.
Además, me gustaría pensar que si mi hijo estuviera en un lío... en mi ausencia... alguien lo ayudaría.
Ne cinayet aleti. Ne de bir yara, Öte yandan derinin üzerinde sol tarafta gümüş bir el izi ki, sonradan yok oldu..
no había arma homicida... ni orificio de entrada, sólo marcas plateadas... en la piel, que desaparecieron posteriormente.
Öte yandan karşına daima yeni şeyler çıkar.
Por otro lado, siempre aparece algo nuevo.
Öte yandan, Gabrielle bir gürültü de çıkartabilir.
De lo contrario, Gabrielle habría hecho algún sonido.
Öte yandan iki ay öncesinde benim sürülmemi planlarken kötü bir vatandaş olmadığımı söylemişti.
Hace dos meses declaró que planeaba solicitar mi exilio, aunque yo hubiera sido leal a la patria, según dijo.
Öte yandan, senin sayende, benim de iyi reklam yaptığım söylenemez. İşte teklifim.
Pero la publicidad que usted me genera no es muy favorable... por eso, ésta es mi oferta.
Öte yandan biraz eğitime ihtiyacın var.
Sin embargo, necesitas instrucción urgentemente.
Öte yandan kendi akışına bırakırsan önünde hiç beklemediğin kapılar açılır.
Pero, si le permites mostrarse como quiere ser, te abrirá puertas desconocidas para ti.
Öte yandan sen de çok iyi görünmüyorsun.
mírame... mírame... Pero también puedes verte a ti misma.
Ama, öte yandan... hala böyle bir şey yapabilecek biriysen... o zaman neden özür dilemek istemediğini anlayabilirim.
Ahora, por otro lado, si aún eres el tipo de persona que haría algo así, entonces entiendo que no quieras disculparte.
Öte yandan cesareti kaybetmenin sırası da değil şimdi.
Por otra parte, es lo que creo, para que desanimarse ahora.
Öte yandan demiri tavında dövmek gerek.
Por otra parte, quizá sería mejor hacer las cosas en caliente.
Öte yandan dikkatle alınması gereken -
Por otra parte, con respecto a...
bulutlar öylesine sakindir ki seyrek görülse de insana yine de hoş gelir ama acele etmeyelim ve daha dikkatli bakılırsa öte yandan henüz tamamlanmamış ama yine de Çokbilmişler Antropopopometri Akakakademisince ödüllendirilen insanı araştırma konusu yapan
con una tranquilidad que no por ser intermitente es mejor pero no anticipemos y considerando por otra parte que como consecuencia de los resultados de las investigaciones inacabadas por la Acacacacademia de Anthropopopometry de Berna en Bresse de Testu y Conard se ha establecido sin otra posibilidad de error
Normandiya'da çıplak olarak tartıya çıkıldığında iki yüz grama çok yakındır bilinmeyen nedenlerle kısaca her neyse geçelim bunları gerçekler ortada ve öte yandan
no se sabe por que en una palabra poco importan los hechos ahí están y considerando por otra parte lo que todavía lo que todavía es más grave a la luz de las experiencias de Steinweg and Peterman surge lo que todavía es más
Öte yandan çaldığımız cazın ruhuna uymayan bir şeydi.
Más allá de que lo que hacíamos no era jazz.
Hollywood'un, Rolls-Royce'lu, leopar derisi koltuklu eski günlerinin renk ve heyecanı yoksa da öte yandan, gençler için çok teşvik edici bir fırsat ve imkan ortamına sahip.
Aunque Hollywood carezca del... de sus lujosos Rolls-Royce por otro lado,... y oportunidades a los jóvenes.
Öte yandan, üzgün olduğun için yine çekip gidersen, deliğini dekore edebilir miyim?
Mira, si vuelves a irte, porque estás triste, ¿ Puedo redecorar tu escondite?
Öte yandan, onun ufak kazası sayesinde okul müdürü olabildiniz.
Pero debe admitir que es directora porque atropellaron a la anterior.
Öte yandan, buna mecburuz.
Además es necesario.
Öte yandan, insanlar maymun yerler.
Además, los humanos comen monos.
Öte yandan, erkencisin.
Además, es... temprano.
- Öte yandan ben, hiçbirşey bilmiyorum.
- yo, en cambio, no se nada.
Öte yandan siz ödeme yapmadınız, değil mi?
Aunque, claro, nunca llegó a pagarnos.
Öte yandan cinayet ve kargaşa işleri daima uzmanlık alanın olmuştur.
Pero el asesinato siempre ha sido lo tuyo.
Ama öte yandan, anahtarlar... Anahtarlar çok değerlidir.
Pero las Llaves, por otro lado, las Llaves son súper útiles.
Ya da öte yandan, ona gerçeği söyle.
Por otra parte, podrías simplemente decírselo.
Öte yandan, Haydudu bir Relgaryalı kullanıyor
Además... el ocupante del Merodeador es un Relgarian
Onun sigortası yok, öte yandan bay Martinez'in çok sağlam bir sigortası var.
Verás, ella no tiene seguro. El Sr. Martínez, por otra parte, tenía un excelente seguro.
Öte yandan, Moe burada değil.
Pero, por otra parte, Moe no está aquí.
Öte yandan David, gıkını çıkarmazdı.
Siempre estaba llorando. En cambio, David casi no hacía ruido.
Öte yandan, her şey mümkün.
Por otro lado, todo es posible.
öte yandan Vicki ve ben birbirimiz için doğru insanlar değildik.
Además, Vicki y yo no estamos hechos el uno para el otro.
Öte yandan kutup martıları, yediklerine dikkat ederler.
Los frailecillos, por otro lado, son específicos con lo que comen.
Öte yandan yetkililer, Metropolitan Hastanesi'nin acil servisinin de kesintilerden etkileceğini açıkladı.
Y una historia relacionada... los directivos dicen que los apagones tendrán un efecto... en los servicios de emergencia... provistos por el hospital metropolitano de la ciudad.
Bir yandan Hussar, öte yandan babasının alayı.
Húsar esto, regimiento del padre aquello.
Öte yandan, benim bir sevgilim var.
Además, tengo novio.
Öte yandan, senin güzel kıvırcık saçların var.
Y tú, en cambio, tienes un pelo rizado precioso.
Öte yandan, mazlumlara bir pişmanlık görmeyi ummadan affetmeleri gerektiğini söylüyorsunuz.
Al mismo tiempo, le está diciendo a los pueblos oprimidos... que se debe perdonar sin esperar el arrepentimiento.
Öte yandan Hitler için Almanya'nın durumu iyice kötüleşiyordu.
Pero para Hitler, en Alemania, las condiciones fueron terribles.
Ama öte yandan da bir şeylerin bozulmasını göze almazsam da yazamayacağım.
Pero por otro lado no arruinaré nada si no soy capaz de escribir.
Öte yandan, Rambaldi konusunda uzman ve dünya çapındaki organize suçların yöntemlerini, Amerikan gözetimindeki herhangi birinden daha iyi biliyor.
Por otro lado, ella es una experta en lo concerniente a Rambaldi y conoce el crimen organizado mejor que cualquier otro prisionero
Kaçamak yaptığı yerden hoşlanmadım ama öte yandan felaket de değil.
No me gusta con quien quería su aventura, pero por lo demás, está bien.
Öte yandan sen Holtz'u geri getiren, onun ezeli düşmanısın ve işe yaramayınca bana geliyorsun.
Aparte de que eres su mayor enemigo y que trajiste a Holtz aquí y cuando eso no te funcionó, viniste a mí.
Öte yandan, Sandy en iyi arkadaşımdı. Artık kim olduğundan emin değilim.
Estoy segura de que ya no lo es.
Öte yandan Hitler adında henüz yeni keşfettiğim bir sanatçı var.
Y al otro extremo del espectro, hay un joven artista al que descubrí recientemente,