Özel olarak translate Spanish
3,928 parallel translation
Son birkaç maçına ve en yakında aldığın cezalara bakarak yönetim, özel olarak konuşmak isteyebileceğin bir şeyler olabileceğini düşündü. - Yedi senedir ligdeyim.
Bueno, basados en los últimos partidos y tu falta más reciente, la organización cree que quizá hay algunas cosas de las que te gustaría hablar... en privado.
Bunu özel olarak konuşabilir miyiz?
¿ Podemos hablar de esto en privado?
Özel olarak yaptırdım.
Los hice a medida.
Annemin özel olarak Kolombiya'dan gönderdiği kekin son dilimini yiyen kimse artık.
Es quién se ha comido el último trozo de el pastel que mi madre me envió especialmente desde Colombia.
Bay Severide, özel olarak konuşabilir miyiz?
Señor Severide, ¿ puedo hablar con usted en privado?
Tüm ajanlarımız eski Özel Kuvvetler'den. Ayrıca protokollerimiz, tüm sızma methodlarına karşı müşteriye özel olarak belirleniyor.
Los agentes eran de las fuerzas especiales y nuestros protocolos están diseñados para evitar cualquier infiltración.
Ve bu kurban bir şekilde onu özel olarak etkiledi.
Y esa víctima puede haber dado en el clavo de una manera especial.
Özel olarak.
¿ Igual en privado?
Bak, bu konu ile özel olarak ilgileniyorum, tamam mı?
Mira, tengo un personal participación en esto, ¿ de acuerdo?
Ve bir polis, bir konu ile özel olarak ilgilendiğinde ya ondan bir adım geride durursun ya da sonuçlarına katlanırsın.
Y cuando un policía tiene un interés personal en algo, que dar un paso atrás o conseguir poco.
Gi Hyeok seneye liseye giriş sınavlarına girecek. Bu konunun özel olarak babasıyla konuşulması gerekiyor.
El año que viene será un estudiante de último año... su padre debe tomar más interés.
Bu çocukla özel olarak ilgilendiğini biliyorum- -
Se que tienes especial interés por este niño...
Özgün resmim sonunda hazır. Gelip görmek için özel olarak davetlisin.
Mi pieza original está por fin acabada, y tienes una invitación exclusiva para verla.
Özel olarak konuşalım.
Vamos a hablar en privado.
Ne demek oluyor bu? Konuya özel olarak eğileceğiz.
Pondré un destacamento fuera de la estación.
Seninle özel olarak konuşmayı hak ediyor muyum?
¿ Y merezco el derecho de tener una palabra contigo en privado?
Belki de bunu özel olarak konuşsak iyi olur. Yapma böyle.
¿ Tal vez deberíamos hablar sobre esto en privado? No hagas eso.
Seninle özel olarak tartışmak istediğim bir şey var.
Hay algo que quería discutir en privado contigo.
Ama özel olarak tek bir şeyi söylemen için seni buraya çağırdım.
Te he hecho venir aquí para que me digas en privado la verdad sobre algo.
FBI ajanıyla konuşmayı özel olarak istedim.
Pedí específicamente hablar con un agente del FBI.
Ve Müdür Vance, sizinle özel olarak konuşmam için izin verecek kadar kibardı.
Y el director Vance ha sido tan amable de concederme una conversación en privado.
Bu elektrik direkleri, 1907 yılında Henry Bacon tarafından Central park için özel olarak tasarlandı.
Estas farolas fueron diseñadas especialmente para Central Park por Henry Bacon en 1907.
Özel olarak sana geldim. Çünkü herkes sana saygı gösteriyor.
Vengo contigo exclusivamente porque tú eres al que todos buscan.
Şimdi bizi yalnız bırak, çünkü Max ile özel olarak konuşmak istiyorum.
Ahora, sal de aquí, porque voy a hablar con Max en privado por un segundo.
Babacık benimle özel olarak konuşmak istiyor.
Papi quiere hablarme en privado.
Seninle bir saniyeliğine özel olarak konuşabilir miyim?
¿ Puedo hablar contigo en privado un segundo?
Çekirdek kadromla özel olarak konuşabilir miyim?
¿ Puedes dejarme un rato con mi equipo principal?
Bunu istemediğini biliyorum bu yüzden seninle özel olarak görüşmek için buraya geldim.
Sé que no las necesitas, así que estoy aquí para discutirlo contigo en privado.
Özel olarak.
En privado.
Özel olarak konuşabilir miyiz?
¿ Podríamos hablar en privado, por favor?
Escher özel olarak bu departmana para mı sağlayacak?
¿ Escher va a financiar privadamente este departamento?
Özel olarak.
Quizás en privado.
Özel olarak konuşabileceğin birkaç yerden biri.
Uno de los pocos lugares donde de hecho se puede hablar en privado.
IRIS'in gizli faaliyetlerinden sorumlu olarak NSS'in eski yöneticisi Baek San özel bir hapishanede tutulmaktaydı. IRIS'in yardımıyla kaldığı yerden kaçtı ama NSS ajanlarına yakalandı.
El exdirector de la NSS, Baek San... que fue encarcelado en la prisión especial de la NSS, por conspirar con IRIS... se entregó al NSS para escapar del intento de capturarlo por parte de IRIS.
- Ve özel olarak.
- Si
Hususi olarak atanmış özel bir güvenlik şifresi varmış. Kendisinden başka kimse bilmiyor.
Le habían asignado una clave para la alarma que solo conocía él.
Tabi. Sen bunun özel bir mesele olarak kalmasını istiyorsun.
Sí, quieres que esto sea privado.
Cayden Maxwell'i ticari danışman konseyimin başkanı ve Peggy Kenter'i, yönetimimdeki özel projelere finansal danışman olarak atıyorum.
Cayden Maxwell, a la cabeza de mi comité de consejeros empresariales... y Peggy Kenter se unirá a mi administración... como consultora financiera en proyectos especiales.
Özel mülk olarak geçiyor.
Figura como un negocio privado.
Sizin karmaşık sistemler ve sanal sayılar üzerine dereceniz olduğundan beri şansı eşzamanlılık olarak gördüğünüz ortada ama şans, sebep ve etkinin özel durumundan daha fazla bir şey değildir.
Y como tiene una licenciatura en sistemas complicados y números imaginarios, ya sabe que lo que parece ser sincronía... suerte... no es más que una sofisticada forma de causa y efecto.
Ben Cat Grant, B.M'de canlı olarak bildiriyorum, Tüm Dünya, Adalet Birliğinin cesur kahramanları sayesinde İstilacı Erişenler'den kurtulduğumuz bu özel Bağımsızlık Gününü kutluyor.
Este es Cat Grant reportando desde las Naciones Unidas, donde todo el planeta está celebrando un Día de Independencia especial, libre de los invasores Reach, gracias a los héroes de la Liga de la Justicia.
- İlk olarak, biz yalnızca teknolojiye güvenmiyoruz. Bu yüzden tüm değerli varlıklarımız bu özel odadan sürekli olarak izleniyor.
- Para empezar no solo contamos con tecnología, las cámaras se hackean así que vigilamos a nuestros agentes desde este cuarto.
Öncelikle seni zihinsel olarak güvenli bir yere alacağız senden, seni mutlu eden özel anlara odaklanmanı isteyeceğiz.
En primer lugar empezaremos por ubicarte en un lugar seguro, mentalmente pidiéndote que te concentres en una determinada imagen un recuerdo que te haga feliz.
- Üste herkes tarafından "Pitt" diye biliniyor. Sivil üstlenici. Pax River K-9 Birimi'nde özel uzman olarak kayıtlı.
- En la base se le conoce simplemente como Pitt, es un contratista civil que aparece en la lista de la unidad canina de Pax River como consultor especial.
Bu gece sahneye çıkmak istedim çünkü özel bir duyuru yapmak istiyorum. Bunu ilk olarak Opry'deki arkadaşlarımın duymasını istedim.
Quería salir aquí esta noche porque quiero hacer un anuncio muy especial, y quería que mis amigos aquí en el Opry fuesen los primeros en oírlo.
Başkan bunu özel bir durum olarak değerlendiriyor.
El presidente considera esto un problema privado.
Özel olarak?
¿ En privado?
Özel doktoru diyor ki vali olarak bir dönemi daha kaldıramaz.
Su médico particular dice que, bueno, que no sobrevivirá otro mandato como Gobernador.
Özel doktoru vali olarak bir dönem daha dayanmayacağını söyledi. Belki bu yılı bile sağ çıkaramazmış...
Sus médico particular dice que... no sobrevivirá a otro mandato como Gobernador.
Ben, Sue olarak, özel bir şirketten onları almalarını söyledim.
Yo, como Sue, he hecho que una empresa privada se? la lleve.
Çünkü bugün gizli bir uçuşla özel kuvvetlerden elemanlar geliyor. Tam olarak bu tip şeyler için eğitildiler.
Han estado entrenando para este tipo exacto de situaciones.