English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Öğret

Öğret translate Spanish

938 parallel translation
Doğru şeyi bilmiyorsa, tekrar tekrar öğret.
Si ella no sabe algo, díselo una y otra vez.
"Bu suyla gök gürültüsü yaratma sanatını bana öğret!"
"¡ Enséñame el bello arte de provocar truenos con el agua!"
Bana unuttuğum eski yakarıları, kutsal büyüleri öğret.
Enséñame las invocaciones y conjuros que he olvidado.
Patronun kim olduğunu öğret.
Hay que enseñarles quién es el amo para que nunca lo olviden.
Bana onu öğret. Uyandır onu.
Enséñame a conocerla, a despertarla.
Bize yolunu öğret.
¡ Que nuestros pasos sean por ti dirigidos! ¡ Para seguir tus mandamientos!
Arkadaşına da nezaket öğret.
Y enséñele a su amigo a comportarse.
Ona işbirliğini öğret.
Enséñenle a cooperar.
bana kılıç kullanmayı öğret, ben de sana aktörlüğü.
Tú me enseñas esgrima, yo te enseño actuación.
Yalnızca Lina'nın etrafında dans et ve ona nasıl reverans yapılacağını öğret.
Será fácil combinar que bailen en torno a Lina.
Öğret bana.
Enséñame.
Şimdi öğret.
Enséñame ahora.
Onlara kızıl adamların her şeyini öğret, soluk benizli kardeş.
Voy a enseñar a los hermanos caras pálidas sobre pieles rojas.
Öğret, öğret, öğret.
Enseñe, enseñe, enseñe.
Her gün bize açık kalplerimizle yaşamayı öğret... ve ihsanını tüm insanlıkla paylaşmayı öğret... Senin sonsuz iyiliğini... kendi ihtiyaçlarına göre ver.
Enséñanos cada día a vivir con el corazón abierto... y a compartir con nuestros hermanos tu generosidad... tu bondad infinita... según las necesidades de cada uno.
Sonsuz bilgeliğinle bize yol göster merhametine sığınmayı öğret,
Guíanos con Tu infinita sabiduría. Enséñanos a morar en Tu misericordia.
Bana da öğret.
Enséñeme.
Cazibeye tüküreyim. Öğret bana!
Me da igual. ¡ Enséñame!
Masui öğret şuna.
Masui- - enséñale al muchacho.
Şimdi bize şarkı söylemeyi öğret.
Ahora nos enseñarás a recitar.
Stella, sabahyıldızı, bana öğret doğru yolu göster.
Ay, Stella, indícame el camino. Muéstrale a Accattone el buen camino para llegar a un plato de pasta.
Ve ona savaşı değil de barışı öğret. Bir kralın gerçek görevi olan barışı...
Pero enséñale que la paz, no la guerra, es la primera tarea de un Rey.
Bu dünyada neyin önemli olduğunu ve neyin doğru olduğunu öğret ona.
Enséñale lo que es importante en este mundo y enséñaselo bien.
Ona kazananları ve kaybedenleri öğret.
Enséñale sobre los que ganan y los que pierden.
Sen öğret.
- Usted puede enseñarme...
Lütufların için çocuklarına minnettar olmayı öğret senin yolunda yürümeyi ki senin nefret ve gazabından muzdarip olmasınlar.
Enseña a tus hijos a ser agradecidos por tu bondad y a seguir tu senda para que no tengan que sufrir tu furia y tu venganza.
# Alçakgönüllülüğün tüm dünyaya miras kalması gerektiğini öğret ona. Bu ülke hariç.
Enséñale que los humildes heredarán la Tierra.
Tanrı aşkına, ona sınırlarını öğret.
Por Dios, oblígalo a que se quede en su zona.
Lütfen tanrım, öğret bana hemen, tüm kalbimle sana nasıl hizmet edebilirim? Gerçekten sevecek şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum en sonunda... gerçekten tapacak...
Por favor, Señor, enséñame ahora... cómo servirte con todo mi corazón, para saber al menos qué es en realidad amar, adorar.
Unutma : Sana öğrettiğim gibi öğret!
¡ Enseña como te he enseñado!
Güreşçi, nasıl yapılacağını öğret.
Torero, enséñame a hacerlo.
Tamam, bana öğret. "
Está bien, enséñame. "
Bana filmlerdeki gibi harika öpüşmeyi öğret.
Enséñame a besar como en las películas.
- O hareketi bana da öğret.
Ojalá me enseñaras eso.
Senin yollarını öğret bana.
Enséñame sobre tu camino.
Uçmayı öğret bana...
Enséñame a volar...
Bana nasıl devrim yapıldığını öğret.
Enseñarme a hacer la revolución.
Bana öğret.Şimdi.
Enséñame. Ahora.
İyice öğret.
Enséñame bien.
Öğret bana.
Enséñeme.
Ona kanunlarımızı öğret, bir dini saygısızlıkta bulunmasın, halka veya yaratıcılara da hakaret etmesin.
Enséñale nuestras leyes con esmero para que no cometa un sacrilegio o atente contra el pueblo o los creadores.
O zaman ona da, halktan biri olarak bilmesi gerekenleri öğret.
Enséñale lo que debe saber como uno de los nuestros.
Bana gemiyi idare etmesini öğret.
Enséñeme a operar la nave.
Öyleyse seni nasıl izleyeceğimi öğret.
Dime cómo y te seguiré.
Okada, böyle öldürmeyi bana da öğret.
Okada-san, enséñame a matar hombres así.
Bana ölümsüzlüğünü öğret.
Enséñame placeres mayores que los de la carne.
Sana yemin ederim oynamak zorunda değilsin, sadece yakalama işini öğret, yeter!
Te juro que no vas a jugar, ¡ sólo a asesorar al receptor!
Evet, öğret...
Es extraordinario que...
Bu adami sipere al ve ona atis yapmasini ögret.
Llévale a esa trinchera y enséñale a disparar.
Öğret...
¡ Maestro!
- Chee, ona düzgün davranmayı öğret.
Chee-Chee, haz que se comporte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]