Ücretsiz translate Spanish
1,633 parallel translation
Endişelenme ücretsiz çek alma yöntemim bu.
No te preocupes. Así obtuve mi cuenta de cheques sin cargos.
İki haftalık ücretsiz deneme üyeliği, beyaz bayanlara özel.
Una membresía gratis de 2 semanas, para mujeres blancas.
Pekala, bunun içine ücretsiz masaj ve yüz ağdası da ekleyebilirim.
Puedo agregarles unos masajes y una depilación facial.
Kendilerinin para ödeyip, beyaz kadınların buraya ücretsiz girdiklerini öğrendiklerinde deliye döndüler.
Se enfadaron cuando vieron que las blancas no pagaban y ellas sí.
Siyah müşterilere de ücretsiz üyelik önerebiliriz.
Sólo debemos ofrecerle también membresía gratis a las mujeres negras.
Doktor için ücretsiz kliniğe giderdik.
Recuerdo ir a las clínicas gratuitas para ver al médico.
Hayatın boyunca, ücretsiz tesisat teklifine ne dersin?
Así que... ¿ qué te parece fontanería gratis para el resto de tu vida?
Yenidoğan servisi ücretsiz numune dağıtıyorlar.
A la sala de maternidad se le acabaron las muestras gratis.
Bir kaç kişiyle görüşebilirim dedi ve seni ücretsiz kabul ettiler.
Dijo que podia tirar de algunos hilos e internarte gratis.
Sizi ücretsiz bir kredi kartı hakkında bilgilendirmek istiyoruz.
Querríamos ofrecerle una tarjeta de crédito de forma totalmente gratuita.
Buyrun beyfendi, ücretsiz bir bisküvi alın.
Señor, aqui tiene un biscotti, sin cargo.
Bütün bunların ücretsiz olmasını istersiniz.
Las necesidades no deben tener precio
Ayrıca, ücretsiz olarak saç yaptırmanın da harika olduğunu söyledin.
¡ Y también dijiste que ella era agradable por arreglarnos el cabello gratis!
Geçen yıl bunu ücretsiz değil, parasız dağıtsaydım paradan gözüm dönmüştü.
Si el año pasado lo hubiera distribuido con cargo y no gratis... ahora estaría sentado sobre un montón de dinero.
Şu andan itibaren hayatın boyunca ayakkabılarını ücretsiz yapacağım.
Desde ahora te haré calzado gratis por el resto de tu vida.
Aslında sizinle geçen hafta, dayalı döşeli nefes kesici manzarası olan, havadar daireler hakkında konuşmuştuk. Skinimax`da içeren ücretsiz kablolu yayın.
Hablamos con usted la semana pasada sobre los apartamentos con vistas grandiosas que tiene con cable, incluyendo "Skinnymax"
Fotokopilerin ücretsiz olması için birşeyler yapabilirim.
Haría de todo por copias grátis.
- Sana ücretsiz tedavi teklif etti.
Bien, se ofreció a quitarte la verruga gratis.
Unutmadan bunları ücretsiz dağıtıyoruz.
Oh, antes de que lo olvide, Nosotros regalamos esto gratis.
Evet, öyle. Ama şey, ücretsiz...
Así es, pero sin costo, o...
Düzenli olarak bir pediyatriste gitmelisin, Carla. Eğer sigortan yoksa ücretsiz klinikler de var.
Creo que debería buscar un pediatra regularmente.
Ödeme yapmadan, sana verebileceğim son ücretsiz içki.
Si no va a jugar, entonces puede traerlo Ud.
Bunu ücretsiz yapamayacağımı biliyorsun, Ave
Sabes que no puedo hacer esto de gratis, Ave.
Dava açmayacağına söz verirsen sana poker turnuvasına ücretsiz giriş çipi veririm.
Si prometes no demandarme, te doy una ficha para entrar gratis al torneo de póquer.
Tracy Strauss, birikim programımıza ücretsiz giriş yapabilirsiniz.
Tracy Strauss, quiero tener acceso libre a nuestro programa de ahorros.
Hatta madem bu kadar iyi bir arkadaşısınız buna ücretsiz yağ aldırmayı da ekleyebiliriz.
De hecho, por ser tan buena amiga, le daremos una lipo gratis.
"Bu mektup, resmi incelemenin sonuna kadar ücretsiz olarak izne ayrıldığınızı bildirmek üzere şahsınıza yollanmıştır."
"La presente carta es para informarle oficialmente... de que está queda suspendido de empleo y sueldo... hasta conocerse el resultado de una investigación oficial."
Birkaç telefon görüşmesi yaptım ve Manhattan, West End Avenue'de ücretsiz avukat sağlan iyi bir ofis buldum.
Encontré una linda oficina de asistencia jurídica en la avenida West End en Manhattan.
Ve sadece bu hafta, eve teslim ücretsiz.
Y sólo por este fin de semana, ¡ la entrega finalmente es gratuita! ¡ Gracias al Señor Todopoderoso, finalmente es gratuita!
Ve ücretsiz çörek verin.
Y galletas gratis.
Madem ihtiyacınız olmayan şeyler için paranızı harcamaktan çekinmiyorsunuz bir de ihtiyacınız olmayan şeyleri ücretsiz vermeyi deneyin.
Ud. regala su dinero para tener cosas que no necesita. ¿ Por qué no regala las cosas que no necesita?
Alette'den alacağı ücretsiz kıyafetlere yer açıyordur.
Hacerle lugar a la ropa gratis de Alette.
Ayrıca ücretsiz yaptı Casey.
¿ Está bien? Y fue gratis, Casey.
Burada ücretsiz bir telefon var.
Y aquí está el teléfono gratuito.
Bu onların aradığı ücretsiz bir hizmet.
Es lo que llaman "sin cargo".
Hayır, bu ücretsiz hizmet avukatlar içindir.
No, "sin cargo" es para los abogados.
Yalnız yaşayan yaşlı kimselere ücretsiz sağlık kontrolü sağlıyoruz.
Ofrecemos gratuitamente revisiones médicas a los ancianos que viven solos.
Aynı zamanda ücretsiz akupunktur da yapıyoruz.
También ofrecemos acupuntura...
Umarım ücretsiz girersin.
Estoy esperando que nos haga pasar.
Bulduğunda da, ücretsiz vermeye karar verdi.
Y, cuando lo hizo, decidió regalarla gratis.
Daha iyi düşününce bildirimsiz işten çıkartma, ücretsiz izin, işten çıkartma tazminatı ve sağlık yardımlarının kesilmesinin iyi olmadığına karar verdiler.
Ventanas Puertas REPUBLIC ENTRADA Decidieron que, pensándolo mejor no estaba bien ser despedidos sin preaviso ni que les negaran su paga por vacaciones e indemnización o que les cortaran los beneficios médicos.
Bu seanslar ücretsiz.
Tú y yo, esto es pro bono.
... ve aynı gün, ücretsiz teslimat öneriyorum.
Y ofrezco reparto gratis el mismo día.
Harika ve ücretsiz bir yerler.
Algo estupendo y gratuito.
Mesela onun Bolivia'da birçok ücretsiz ameliyat yaptığını öğrendim.
Para empezar descubrí que hizo muchas cirugías gratis en Bolivia.
Afganistan'da ilk görev süremi doldurunca ücretsiz bir oda hakkım oldu.
Acabe mi primer viaje en Afghanistan. Tengo hospedaje como director.
Tanrım, siz çocuklar hastanede olmakla ne kadar da şanslısınız ayarlanabilir yataklar ve ücretsiz kablo TV,... yemeğiniz size getiriliyor.
Dios, son tan afortunados de estar en el hospital con camas ajustables y cable gratis, gente trayéndote la comida.
Artı, iyi yerlerde ücretsiz Avrupa kahvaltı da veriyorlar.
Además, en el mejor lugar, te dan un desayuno continental gratis.
Bu işi neden ücretsiz yapmayı teklif etti sanıyorsun, hmm?
¿ Por qué si no te ofrecería trabajar gratis?
Tıpkı Amerika gibi, ücretsiz sağlık sigortası olan bir yer.
Es como EE.UU. con seguro de salud gratis.
Bu olaylarla her zaman ilgilenirler, ücretsiz olarak hem de.
Lo saben de memoria.