Üniforma translate Spanish
1,149 parallel translation
Ben bir üniforma giyiyorum, siz de... Sanırım ona üniforma diyebilirsiniz.
Yo uso uniforme, usted usa supongo que podría llamar a eso un uniforme.
Babanız aynı polis gibi üniforma giyiyordu.
Su padre llevaba uniforme tal como ese policía.
Güneydoğu Asya için standart bir üniforma.
El uniforme estándar en Asia Sur Oriental.
Elimizde polise gösterebileceğimiz bir üniforma olduğunu düşünüyorum.
Tenemos el uniforme para mostrarlo a la policía.
Bir üniforma varsa, bunu giymesi gereken de biri var demektir.
Debió de ser usado por alguna persona.
Von Werner, liberaller tarafından postal ve üniforma ressamı denilerek Munch'a yapılan karalamanın geri alınması için güçlü bir şekilde eleştiriye maruz kalır.
Von Werner, fuertemente atacado por los liberales... que se refieren a él como un pintor de "botas y uniformes"... urge la retirada de los "manchurrones" de Munch
Burada İtalya'yı inşa ediyoruz, ve üniforma ticareti kolaylaştırıyor.
Aquí se hace Italia y la camisa facilita el comercio.
O üniforma içinde olmaktan keyif alabileceğini anlıyorum.
Yo comprendo que te agrades con ese uniforme.
Adi herif üniforma giymemiş, normal elbiseyle gelmiş.
Ese hijo de puta no esta de uniforme, esta disfrazado.
Film setinde üniforma giymeyi seviyorsun... Ve... ve kızların etrafında dolanıyorsun, ama hiç asker olmayı düşündün mü?
Disfruta vistiendo el uniforme en el set... y contoneándose entre las chicas, pero ¿ no pensó en alistarse?
Neden üniforma giydin?
¿ Por qué te has puesto el uniforme?
Eğer güzel bir üniforma verirlerse...
Mientras te den un buen uniforme...
Güzel üniforma.
Bonito uniforme...
Garip bir üniforma.
Qué uniforme más raro.
- Temiz üniforma getirdin mi?
- ¿ Trajiste el uniforme limpio?
Arka tarafta bir yığın silah ve üniforma var.
Hay un montón de uniformes y armas allí atrás.
Komutanın bulduğu, üniforma giyebilecek herhangi birileri.
Cualquiera que el comandante pudo encontrar en la flota para llenar los uniformes.
- Üzerinde... bir frak vardı, bir çeşit... askeri üniforma...
Tenía un... abrigo largo. Como... un uniforme de almirante.
Eğer üniforma giyeceksek hepimiz farklı giyelim.
, no vamos a usar uniformes, viejo. Será tipo : "Vistamos todos algo diferente".
Savaş var, ahbap. Neden üniforma giymediğini bilmek istiyorum.
Estamos en guerra, amigo, y quiero saber por qué no llevas uniforme.
- Bu kızlar üniforma manyağı!
- ¡ Están locas por los soldados!
- Bir üniforma bul.
- Consigue un uniforme.
- Kimse üniforma içinde böyle gözükmez.
- Nadie tiene ese aspecto en uniforme.
Bu üniforma ile çok fiyakalısın.
Està estupendo con ese uniforme.
Düşmanın üniforma giymediği ilk savaş olduğunu sanıyorum.
Creo que es la primera vez que el enemigo no lleva uniforme.
Bonetti şimdi üniforma giyiyor.
Bonetti va de uniforme a los ensayos.
Bir seks partisinde düzeni sağlamak için üniforma gibisi var mı?
Bien. Qué mejor que un uniforme para mantener el orden en una orgía.
Sebep yalnız üniforma değil.
No es solo por el uniforme.
Ben hiç orduda bulunmadım ama üniforma ile hizmet verdim.
Yo no fui al ejército, pero serví con uniforme.
Sözde üniforma herkesi aynı kılmalı.
Se supone que el uniforme nos hace igual a todos.
O üniforma bizim imajımızın, çekiciliğimizin bir parçası.
Parte de nuestra imagen, de nuestra fama, es ese uniforme.
Büyük düğmeli bir üniforma ve parlak bir şapka giyen bir adam.
Es un hombre usando un uniforme con grandes botones... y una gorra.
En azından güzel bir üniforma giyiyorsun.
Por lo menos tienes un lindo uniforme.
Kaledeki şeytan, siyah bir üniforma giyiyor şapkasında bir kurukafa resmi var ve kendisine'Sturmbannführer'diyor.
¡ El diablo en esta fortaleza lleva uniforme negro... una calavera en la gorra... y se hace llamar Storman Führer!
Öyleyse üniforma bul.
Consíguenos uniformes.
- Silah ve üniforma getirdik.
- Traemos armas y uniformes.
Bana bir üniforma gönderebilir misin? Evet.
¿ Puedes hacer que me traigan un uniforme extra?
Teşkilatın üniforma kurallarında der ki...
Política del Departamento de uniforme con respecto a los estados y cito,
Takıma yeni üniforma ve soyunma odasına klima ve tv aldıracağım.
Voy a conseguir uniformes para el equipo aire acondicionado y T.V. en los vestuarios.
O üniforma benim geleceğimin bileti.
Ese uniforme me garantiza tener algún futuro.
- Bu yüzden üniforma giydik.
Es por eso que vestimos este uniforme.
Redl'in Yahudi olup olmadığını merak ediyorum... acaba kaftan yerine üniforma mı giyiyor.
Quizá Redl seajudío. Y en vez de caftán, lleve uniforme.
Ancak tüccarlar kaftanlarında rahat hissediyorlarsa... üniforma giymemeliler.
Si alguien se siente bien con comerciantes en caftán... que renuncie al uniforme.
Ben sanat okudum. Şu adama üniforma yapabilirim.
Soy artista, podría pintarle un uniforme a éste.
Ne güzel bir üniforma..
Me gusta tu uniforme.
Lanet A Takımı, üniforma giyen herkesi aşağılıyor.
Al diablo, el A-Team es un insulto para todo aquel... que alguna vez haya usado un uniforme.
Erkekler üniforma giyer, kadınlar uzun elbiseler ve ışıl ışıl mücevherler...
Los hombres en uniforme de gala, señoras con vestidos largos y brillantes joyas...
Bir sürü üniforma var.
Tengo un montón.
Bak ukala, mavi üniforma beni korkutmaz.
no crea que me asusta su uniforme.
Tüm hayatı gözümün önüne geldi ve onu ucuz bir rujla dondurmacıda üniforma ile çalışırken gördüm.
De pronto la vi usando un uniforme de vaca lechera. ¡ J.C., por favor!
Bu ne tür bir üniforma, havacı?
No sigue el reglamento. - ¿ Qué clase de uniforme es éste?