Üniversitedeyken translate Spanish
234 parallel translation
Bayan Kittredge'ın üniversitedeyken pek özel bir durumu vardı.
La Srta. Kittredge también tenía sus manías en la universidad.
Bayan Kittredge'i üniversitedeyken rahatsız eden fırtınalar.
Las que ponían mala a la Srta. Kittredge en la universidad.
Ya sen üniversitedeyken kopan o fırtınalar?
¿ Y esas tormentas cuando estabas en la universidad?
Paris'de üniversitedeyken tanıdığım bir çocuğu hatırlatıyorsun.
Me recuerdas a un chico que conocí en la universidad de París.
Sizinle Amerika'da, üniversitedeyken mi tanışmıştı?
Se conocieron en America ¿ no? , en la universidad.
Ben üniversitedeyken hep futbol konuşulurdu.
Cuando iba a la escuela todo giraba en torno a lo mismo. Rugby
Baksana, üniversitedeyken bilgisayar kullandım ve biliyorum bazen karışıklık olabiliyor.
Le diré algo, he trabajado con computadoras en la universidad y sé que a veces son unas máquinas complicadas.
Beni asıl etkileyen... üniversitedeyken bu kadar tecrübe kazanmış olmanız.
Lo que más me impresiona... es la cantidad de experiencia que adquirió mientras aún estudiaba.
Sen üniversitedeyken seni yurtdışına göndermeyi teklif etmiştim.
Te ofrecí enviarte al extranjero cuando estabas en la universidad.
Ama üniversitedeyken, Susan Saladore düşünmüştü.
Pero en la universidad, Susan Saladore sí.
Sen üniversitedeyken onlar muhtemelen kararlarını vermişlerdi.
Ya tomaron la decisión. Probablemente cuando tú aún estudiabas.
O üniversitedeyken okul harçlarını şeyle öderdi o bir telekızdı.
Cuando ella estaba en la universidad pagó sus estudios... Era una acompañante.
Anladım, üniversitedeyken yatağına yaptığım numaranın intikamı değil mi?
Oh, lo sé. es para vengarse de mí... para ese momento yo corto entoldados su cama en la universidad. ¿ Eso es todo?
Sam üniversitedeyken böceklerimden, nefret etmezdin ve onlara sevgimi bir sen bilirsin.
Sam cuando estábamos en Georgia, sé cuánto odiabas mis bichos. Y tú sabes cuánto los amo.
Ben de üniversitedeyken teknelerde çalışırdım.
Yo me gané mis estudios trabajando así.
- Doktor Webber, üniversitedeyken squash şampiyonu olduğunu söylememişti.
El Dr. Webber olvidó mencionar que fue campeón de squash en la universidad.
Aslında üniversitedeyken radyonun idarecisiydim.
En realidad, en la universidad dirigí la emisora de radio.
Babam ben üniversitedeyken ölmüştü.
Mi papá murió estando yo en la universidad.
Ama üniversitedeyken onlarla görüşme şansım olmuştu beni beğenmişlerdi. Back East'teki merkez ofislerine çağırmışlardı.
Pero me entrevistaron en la universidad y les gusté.
Kocam depoya indi ve üniversitedeyken çaldığım gitarı getirdi.
Mi esposo fue y trajo mi vieja guitarra de la escuela.
* Sadece idare ettiğim anlarda * - Araştırma sadece üniversitedeyken yaptığın bir şey değil belki de.
Así que quizás esa búsqueda no sólo sucede en la universidad.
Sizinkiler, Ross'u üniversitedeyken ot içerken yakalamışlar o da suçu bana atmış.
¡ De estudiante, tus padres atraparon a Ross fumando hierba y él me culpó!
Ross, üniversitedeyken ot içiyordu.
Ross fumó hierba cuando era joven.
Bir kez üniversitedeyken.
una vez, en la universidad...
Ali, şimdi sorularun en zorunu sordun, en zor ahlak filozofumuz bize üniversitedeyken o soruyu sormuştu.
Ali, acabas de preguntar lo que fue la pregunta más difícil que nos preguntaron, cuando yo estudié Filosofía, en la universidad
Ben üniversitedeyken, 1700'lerin başlarında ne zaman aşırı strese girsem American Beauty albümlerini koyardım.
Cuando estaba en la Universidad, allá por los 1700 y ponía su disco American Beauty cuando estaba deprimido...
Hatırlıyorum da biz üniversitedeyken...
Recuerdo que cuando iba a la universidad...
O değil, üniversitedeyken ne zaman Ellen'la kavga etsek içi boş olan keklerden yapardım.
Eso no. Cuando Ellen y yo peleábamos en la universidad yo le hacía una torta con túnel de chocolate.
Will ve ben üniversitedeyken, "Zanies" adında grubumuz vardı.
En la universidad Will y yo teníamos un grupo de improvisación... Los Loquitos.
Çok uzun zaman önce ben üniversitedeyken evliydim.
Hace mucho tiempo cuando iba a la universidad estaba casado.
Onu üniversitedeyken tanıyordum. Artistlik işinde bile değil.
Ella es sólo una joven que conocí en la secundaria ni está en el espectáculo.
Hatırlıyor musun? Frasier üniversitedeyken seninle her yıl yaptığımız bir faaliyet vardı.
Papá, ¿ recuerdas cuando Frasier estaba en la universidad, de una pequeña tradición que teníamos tú y yo cada primavera?
Sonra üniversitedeyken okulu bırakmış.
Tras eso, pasó de ser un buen estudiante a convertirse en truhán.
Brian ve ben üniversitedeyken.
Brian y yo estábamos en la Universidad.
Gerçi üniversitedeyken bana sırtını dönmüştü ama...
Aunque emocionalmente me dio la espalda en la universidad.
Poposu da üniversitedeyken olduğu yerde.
Su culo sigue igual que en la universidad.
Janet! Ben... Benim üniversitedeyken eşcinsel deneyimim oldu.
Ted, Janeth, yo... yo tuve una experiencia homosexual en la universidad
Teşkilata üniversitedeyken mi katıldın? - Evet.
¿ Fuiste a la universidad?
Biliyor musun, ben de üniversitedeyken klavye çalardım.
En la Universidad tocaba sintetizadores.
Kimliğimi açıkladıktan sonra, üniversitedeyken,
Después de salir del armario, cuando aun estaba en la Universidad, mi padre me echó.
Aslında düşünürsen, üniversitedeyken hamile kaldığında... onun hayatı da anneninki gibi tamamen değişti.
Deb es buena. Y si lo piensas, cuando quedó embarazada en la universidad su vida cambió tanto como la de tu madre.
Annem ben üniversitedeyken öldü.
Murió cuando estaba en la universidad.
Yani üniversitedeyken daha duygusaldık.
Sabes, cuando estudiaba todo tenía sentido.
Biliyor musun, üniversitedeyken iyi bir arkadaşım vardı.
Como sabes, tuve un buen amigo en la Universidad.
Evet, yıllar önce üniversitedeyken.
Sí, me lo hice en la universidad.
Hatırlıyor musun, üniversitedeyken 31 yaşında hayatımızı kurmuş olmak istediğimizi söylerdik.
¿ Recuerdas cuando estábamos en la universidad y dijimos que queríamos estar organizados para cuando tuviéramos 31?
Evet, ama onu üniversitedeyken hiç görmedin.
Si, pero nunca lo viste en la universidad.
Polisler sizi üniversitedeyken yakaladı.
Allí la policía casi les coge.
Chicago'yken, üniversitedeyken, buradayken.
Pero no la han descuidado, Helen.
Ben üniversitedeyken her yer öyleydi.
¿ Una fraternidad?
Benim babalarım. da sizin gibi olsaydı üniversitedeyken o kadar erkekle yatmazdım.
Sabes Francis, ya no tengo ganas de hablar de esto.