Üst kata translate Spanish
867 parallel translation
Beni üst kata taşıyorsun.
Luego me subías en brazos.
Şimdi doğru üst kata yataklara.
Ve arriba a la cama.
Şimdi, neden üst kata gidip biraz uzanmıyorsun?
Querida mía, ¿ por qué no subes a tu habitación y te recuestas?
William biz de üst kata çıkmalıyız.
Debemos ir también arriba, William.
Lestrade, adamlarından birini üst kata yolla, olur mu?
- A salvo. Lestrade, mande a uno de sus hombres arriba.
Çok ufak bir ihtimal elbette ama üst kata çıkalım.
Hay una pequeña diferencia, por supuesto, pero... subamos.
Bu noktada içkimi içtikten sonra, üst kata çıktım.
En ese momento, luego de tomar un trago, me dirigí arriba.
- Niye üst kata çıktın?
- ¿ Por qué fuiste arriba?
Sen üst kata çıkmadan önce, sana nasıl iyi bir... Noel Baba olunacağı hakkında birkaç ipucu vermek istiyorum.
quiero decirle cómo ser un buen Papá Noel.
Mobilyaların bir kısmını üst kata taşımayı plânlıyoruz.
Aun con la marquesina fuera estarán apretados. Joe, sal a tomar medidas para esa marquesina.
Myra'yı üst kata çıkarmak istiyorum.
Voy a llevar a Myra arriba.
Bütün gün üst kata tıkılıp kalmaları çok kötü.
No es bueno que tengan que pasar todo el día arriba.
Hanımı üst kata çağır, olur mu?
- Déjeme, tengo que hablar con ella.
Hadi üst kata çıkalım.
¡ Qué buena idea!
Riche, neden eşyalarını üst kata götürmüyorsun?
Richie, ¿ por qué no te llevas los tebeos arriba?
Oh, bu gülleri neyin içine koyarım? Bayan McGurk, bir iyilik yap, üst kata çık ve ikinci kattan bir vazo getir, ha? Oh.
¿ Dónde puedo poner estas flores?
- Eşyalarımı üst kata koyabilir miyim?
- ¿ Puedo dejar mis cosas arriba?
Onu üst kata çıkart Joe.
Llévale arriba, Joe.
- Hayır üst kata.
- No, volvamos a la tienda.
Tatlım, üst kata çık ve söyle Sarah Jane gelsin.
Cielo, ¿ quieres subir a buscar a Sarah Jane?
- En üst kata.
- Arriba.
Madem bana güvenmiyorsun, üst kata çıkaralım.
Pues entonces déjala arriba si no te fías de mí.
Biz üst kata gidelim ve ambalajları açıp bakalım mı?
¿ Subimos a desempacar?
Şimdi sadece üst kata çık ve düzgün bir şey giy üzerine?
¿ Podrías subir a ponerte algo presentable?
- Ne gibi? Sadece üst kata git ve bazı giysilerini giy işte, hepsi bu!
- Sube a vestirte.
Ben üst kata gidip daha rahat ve zarif bir kıyafet giyeyim.
Subiré y me pondré algo más cómodo. Qué graciosa.
Sharon, üst kata git ve elbiseni giy. Şimdi, yola koyul.
Sharon, sube y ponte tu traje.
Ağlamaya başladım ve üst kata odama çıktım.
Empecé a llorar y me fui. Ya ve.
Minyon bir kadını üst kata çıkartmaktan yakalanabilirim bile.
Podrían detenerme por llevar a una menor de edad más arriba del primer piso.
Demek çığlık seslerini duyar duymaz üst kata koştunuz ve kapıyı kırdınız.
Así que cuando oyó gritos, subió corriendo y echó la puerta abajo.
Hemen yukarı dönmeliyiz. Hadi! - Herkes en üst kata.
¡ Vamos, todos al último piso!
- Hayır, üst kata çıkmam gerek.
- No, tengo que ir arriba.
Hemen üst kata çık, Munroe.
Tenlos encañonados desde arriba.
Dün gece Otelde beni görmedin Bayan Colin ve sevgilisi üst kata çıkarken ben ordaydım.
Anoche, tú no me viste en el hotel, pero yo estaba allí... Haciéndome el distraído en el vestíbulo hasta que la señora...
Şimdi beni iyi dinle, olur mu? Ben üst kata çıkacağım.
No sé si me oye, pero voy arriba.
Gizlice içeri giriyor, üst kata çıkıyor. Tek kelime etmeden, kayboluyor.. Ne diyeyim, Orada ne yapar...
Como siempre, típico se va a su habitación y y luego no dice nada, y nosotros no sabemos donde está, ahí con la puerta cerrada
Getir onu buraya! Ben onu üst kata çıkarırım.
Mejor, encerrarle en su cuarto.
Bu birincisi geride kalanlara veda etmek için üst kata çıkmayı bekliyor.
Primero están arriba, esperando a que los supervivientes le den su adiós.
Hayır, dinle. Dün gece, eve geldim, üst kata çıktım.
Anoche, después de que llegamos, fui arriba.
Masalar ve sandalyeleri hazırlayın, yatakları üst kata çıkarın, ve her kapıda kilit olduğuna emin olun...
Quitar las sillas y mesas Subir las camas al piso de arriba Y que cada cerradura tenga una llave
İkiniz üst kata bakın.
Ustedes dos, vayan a ver.
Gösterinin geri kalan süresi için niye çantanı bana bırakmıyorsun? Çünkü üst kata çıkacağız, onu aşağıda çok iyi saklarım. Tamam mı?
Déjame tu bolso durante la obra porque pasaremos a otro nivel y yo lo cuidaré aquí abajo, ¿ de acuerdo?
- Gidelim. Haydi. Herkes üst kata.
Vamos, suban todos.
Sen üst kata bak. Ben bu katı arayayım.
Mira arriba, buscare en este piso.
Bu çivilerin üst kata çıkartılmaları gerekiyor.
Hay que subir estos clavos.
Çünkü üst kata gidiyor.
Porque va arriba.
Peki. Sen üst kata git.
Muy bien.
Bir hanım üst kat penceresinden arabaya seslenebilirdi ve araba hemen durup kadın pencereyi kaparken, şapkasını ve mantosunu giyip, alt kata inerken, şemsiyesini bulup, kızıyla yemek konusunu konuşurken ve evden dışarı çıkarken onu beklerdi.
Una mujer podía silbarle desde una ventana de arriba y el carro se detenía de inmediato y la esperaba mientras cerraba la ventana, se ponía su sombrero y su abrigo bajaba las escaleras, encontraba un paraguas le decía a la chica qué hacer para la cena y salía de la casa.
En üst kata.
Al Penthouse, por favor.
Sen üst kata çık.
Será mejor que la lleves arriba.
Sen burayı araştırırken ben de üst kata bakayım mı?
¿ Voy arriba y tú buscas por aquí?