English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ü ] / Üzüyor

Üzüyor translate Spanish

1,018 parallel translation
Vah vah, bu seni üzüyor mu?
Oh vaya, vaya, qué triste...
Bu durum beni çok üzüyor, Lola.
Esto me hiere mucho, Lola.
Senin, hayatını böyle harcadığını görmek beni çok üzüyor.
Me duele verte seguir viviendo así.
Ve bu beni çok üzüyor.
Y me da mucha pena.
İşlediğin suça açıklama getiremediğini görmek bizi çok üzüyor prens Valiant.
Nos duele que no hayáis presentado defensa... que aminore vuestra culpabilidad.
Senin bir genelev işletmen, onu üzüyor.
Le incomoda bastante que tú regentes el burdel.
Bu durum beni çok üzüyor.
Me preocupa mucho.
O konu beni üzüyor, epey canımı sıkıyor.
Supongo que eso me preocupa, y es un fastidio.
Şey, Susan, bunu söylemek inan beni de üzüyor ama ben evliliğe uygun biri değilim.
Susan, me duele tener que confesarlo, pero... No sirvo para el matrimonio.
Bu olay beni gerçekten üzüyor.
- Me duele mucho.
Sizden ayrılmak zor, beni çok üzüyor.
Sois tan buenas que se me han quitado las ganas de irme.
- Madam, ayaklarım beni üzüyor.
- Señora, me molesta el pie.
Ángel'in gitmesi beni çok üzüyor.
Detesto ver a Ángel irse.
Sidney, ne yapman gerektiğini söylemeye çalışmıyorum. Sadece Bay Hunsecker'ın sana böyle davranması beni çok üzüyor.
No le estoy diciendo lo que tiene que hacer, pero me sienta mal que Hunsecker le haga daño.
Ne düşündüğü seni üzüyor mu?
¿ Te preocupa lo que piense?
Bu beni çok üzüyor.
Me siento muy molesta al respecto.
Ama seni sarhoşlarla görmek beni hep üzüyor.
Es que me da pena... verte rodeada de esa pandilla de borrachos.
Onunla dalga geçmeyin, Benide üzüyor bu.
No sea sarcástico. Yo también sufro.
Bunca yıldır seni görememek, beni fazlasıyla üzüyor. Ama Doktor Michel, okyanus ötesi yolculuğun ölümcül tehlikesi olduğunda ısrar ediyor. Yaşlı keçi.
Estoy muy apenada por no haber podido... ir a verte en todos estos años... pero el Dr. Michel insiste... en que un viaje largo podría ser fatal.
Doktor, sizi burada görmek beni üzüyor.
me desagrada mucho verlo aquí.
Onun acı çektiğini görmek beni çok üzüyor ama bir yandan da -
Verle sufrir es más de lo que puedo soportar, pero al mismo tiempo...
.. beni görmek sizi üzüyor.. O zaman peşimi bırakın.
¿ Por qué no dar media vuelta y desembarazarse de la causa de su angustia?
Senin gibi genç bir adamı böyle bozguna uğramış halde görmek beni çok üzüyor.
No me gusta ver a un joven con una actitud tan derrotista.
Aslında sen zeki birisin ve zamanını boşa harcadığını görmek beni, üzüyor. Tabi beni yanlış anlama.
Mira, eres un chico listo y no me gusta verte desperdiciar tu tiempo.
Kesinlikle hiçbir korku hissetmiyorum. Ve bu da beni üzüyor doğrusu.
No tengo ninguna clase de temor, pero hay algo que me entristece.
Benim için bu işlerden elini eteğini çekmiş olman beni bir taraftan sevindiriyor, diğer yandan da üzüyor.
Me hace feliz y también un poc triste verte dejarlo todo por mí.
Bu durumda olman beni çok üzüyor Kaptan ama gerçekler acıdır. Ve üzücü gerçek de, elbet anlaşma yapacağın.
Odio verlos en esa situación, capitán, pero la verdad es la verdad y lo triste es que negociará.
Seni üzüyor mu, Cochrane?
¿ Lo inquieta, Cochrane?
Senin bu sadakatsizliğin beni üzüyor, evlat.
Tu falta de fe me molesta, muchacho.
Bilerek yaptığın şeyler seni yeteri kadar üzüyor zaten.
Se obtiene suficiente dolor... pensar en cosas que hizo a propósito.
Oraya gitmek beni gerçekten üzüyor. Orada bir anne-baba bekleyen çocukları görmek beni üzüyor.
Bueno, pues entraba y me dolía tanto ver a todos esos niños...
Bu beni üzüyor.
Eso me aflige.
Calvert'in, bir Yerli yüzünden ölebileceğini düşünmek beni üzüyor.
Me apena pensar que Calvert pueda morir por culpa de un indio de anuncio de tabaquería.
Her şeyin farkındalar bu da onları üzüyor, özellikle Roberta'yı.
Saben lo que pasa y sufren. Sobre todo Roberta.
Başında dumanın tütmediğini görmek beni biraz üzüyor. Gençlik dumanı yani.
Me apena verte perder tu hermosa juventud.
Bu durum seni üzüyor olmalı?
Patético, ¿ verdad?
Böyle bir yola sürüklenmem beni üzüyor. Savaşın bu güzel toprakları mahvettiğini görmek bana acı veriyor.
Realmente me afligía cuando nuestra tropa avanzaba... y veía lo que la guerra le estaba haciendo a esta magnífica tierra.
Ama seni böyle görmek beni üzüyor.
Pero me lastima verte en este estado.
Tatlım, bunlar beni üzüyor.
Cielo, estas cosas me disgustan.
Bu da beni çok üzüyor.
Desearía que sí.
Bu beni gerçekten üzüyor.
Estoy desolada.
Her şeyin farkındalar bu da onları üzüyor, özellikle Roberta'yı.
Ellas saben lo que ocurre y les hace daño. Sobre todo a Roberta.
Beni üzüyor.
Me pone triste.
Sizi veya başka bir centilmeni bekletmek beni çok üzüyor.
Me apena mucho hacer esperar a tan buen caballero.
* Sıkıntı ve gözyaşlarım üzüyor beni *
# All my toil and teardrops make me sa-a-a-ad
* Çok fazla üzüyor beni *
# It hurts so bad
Bu trende son yolculuğum olması kesinlikle beni üzüyor.
Me irrita hacer mi último viaje en tren.
Seni uzağa göndermek beni üzüyor. Ama kraliçe dediğin mülk sahibi olur, ben sahip olacağın mülk için karar verdim.
Me entristece tener que enviarte tan lejos, pero una reina debe tener dominios.
Bu seni üzüyor mu? Ne üzüyor mu?
¿ Te sabe mal?
- Bu seni üzüyor mu?
¿ Te molesta?
Ve sizi üzüyor. Evet kesinlikle,
Y él le preocupa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]