English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Irk

Irk translate Spanish

6,999 parallel translation
Ve bu zarif gelişmiş ırkın anlamsız insanlığın inatçı var oluşuna dayanması yorucu olmalı.
y cómo de frustrante debe ser para estas criaturas elegantes y gráciles que la grotesca humanidad perdure con terquedad.
- Votanlar'da yedi ırk var.
Hay siete razas de Votans.
- Votanlar'da yedi ırk var.
Hay siete razas de votans.
Onların hiçbir şey umurumda değil insan ırkı için.
No les importa la raza humana.
Seni zengin edeceğim kesin. Detroitli kırk katır ile köylü kırk satır arasında kaldın.
Estás atrapado entre una... enorme pared de Detroit y una espada manejada por un paleto.
Kırk katır mı, kırk satır mı? Judith'in seni koruduğunu sanıyorsun ama onun için bir bok değerin yok.
- Crees que tienes la protección... pero no significas una mierda para ella.
Beklenmedik gelişiniz, değersiz ırkınızı yok etme planlarımı hızlandırmama neden oldu.
Su inesperada llegada me ha obligado a acelerar nuestros planes para acabar con su especie inferior.
Kim San Jose'ye kırk beş dakikalık uçuşta nedime ile seks yaptı?
¿ Quién se acuesta con una dama de honor en un vuelo de 45 minutos a San Jose?
Eğer insan ırkını kurtaracak kişiysem, çok güçlü biri olmalıyım değil mi?
Si yo soy el que se supone que va a salvar la raza humana, debo ser extremadamente poderoso, ¿ no?
Bir dakika. Hediye alışverişi ırk savaşını mı durdurdu?
Un momento. ¿ Intercambiar regalos detuvo una guerra?
"Sizi hayal kırkılığına uğratmayacağım."
"No voy a fregarte".
Sizi hayal kırkılığına uğratmayacağım.
No voy a fregarte.
Hayır, uh, Ben sizi hayal kırkılığına uğratmayacağım.
No, No voy a fregarte.
* İnsan ırkını kurtarmak için *
# Hice una peregrinación #
İnsan ırkı için mi çarpışacaksın?
¿ Peleas por la raza humana?
İnsan ırkının kurtuluşu, değil mi?
Es la salvación de la humanidad, ¿ verdad?
Olimpos gibi bir şey olmadan insan ırkı başaramaz.
Sin algo como Olimpo, la humanidad fracasará.
Onun deneyinin başarısı insan ırkının sonunun işareti olacaktı.
El éxito significaría el fin de la raza humana.
Ancak Hitler bu insanların kökten milliyetçi ve anayurda sadık kimseler olduğunu fark etti. Birçoğu, Alman ırkının üstünlüğüne gönülden inanıyorlardı.
Pero Hitler pronto se da cuenta que son los nacionalistas radicales intensamente leal a la patria, y muchos de ellos albergan puntos de vista extremistas de la superioridad alemana.
Uğruna savaşacağımız şey, varlığımızı himaye etmek ve ırkımızın ve insanlarımızın neslinin devamını sağlayabilmektir.
Lo que tenemos que luchar por es salvaguardar la existencia... Y la reproducción de nuestra raza y nuestra gente.
- Kırk kilometre uzakta.
A 41 kilómetros de distancia.
Lisa kırk yaşına giriyor.
Lisa, la de la central, cumple 40 años.
Ofiste renkli ırkın ilerleme kat etmesi sorun değil ama tüm ofisin gözleri önünde ilerleme kat etmelerinden hoşnut değilim.
Bueno, apoyo el avance nacional de la gente de color, pero no creo que debieran avanzar hasta la recepción de esta oficina.
İnsan ırkını küçümseme, Meruem.
Meruem.
Hiçbirşeye inanmıyor.İnsan ırkının kurtuluşuna inanmadı.
No creía en nada. No creía en la salvación de la especie humana.
Bu ırk, bu virüs ele geçirdiği bedeni vahşi zarar veren bir değişime sokuyor.
Esta cepa, este virus cambia el cuerpo de su anfitrión a través de una violenta y destructiva metamorfosis.
Artık para ve ırk ayrımcılığı üzerine dönüyor.
Ahora es más sobre dinero y discriminación racial.
Artık para ve ırk ayrımcılığı üzerine dönüyor.
Ahora es mas sobre dinero y discriminación racial.
Brian, neden meseleyi ırk çatışmasına getiriyorsun?
Brian, ¿ por qué te metes en esto?
Polly... Doncaster Safkan Atlar şirketi açık artırmayla,... yarı Arap ırkı bir kısrak satıyor.
Polly... hay una potra con un cuarto de raza árabe... a subasta en el mercado de purasangres de Doncaster.
Karışık ırk daha güçlüdür.
La mezcla de sangre los hace mejores.
Bu kılı kırk yarma huyun hayatta hep karnını ağrıtır.
No vamos a darle más vuelo a esta cosa de ser un tiquismiquis.
İnsan ırkına katılma vakti geldi. Tüm permütasyonlarıyla.
Es hora de unirse a la raza humana, en todas sus variaciones.
Kırk yılda bir kapalı gişe oynuyoruz adam ortalıkta yok.
Un lleno absoluto, y al condenado presentador no hay donde se le encuentre.
On iki saat kırk dakika süren ameliyatta, doktorlar ikizlerin dokularını, sinir zincirlerini ve damarlarını ayırabildi.
Una operación de doce horas y cuarenta minutos cortando los tejidos, los nervios y los vasos sanguíneos que los unían.
Dünyanın sonunu getirmek, insan ırkını yok etmek istedin.
Quería destruir el mundo. Acabar con la raza humana.
İnsan ırkında bu et, kas ya da dokudur.
La carne, músculo y tejido que conforman a la humanidad.
Kırkına yaklaşırken iki odalı bir dairede annen ve oğlunla yaşamak mı?
¿ Estar cerca de los 40 en un apartamento de dos habitaciones con una madre y un niño pequeño?
Bu tenis topu senin ırkının geleceğini temsil ediyor.
Esta pelota de tenis representa el futuro de tu raza.
Cebimden beş kuruş nasıl çalarlar diye kırk türlü düşünüyorlar.
Sólo piensan en cómo sacar los centavos de mi bolsillo.
Son gelişimden bu yana ırk ya da cinsel tercihimi değiştirmediğime söz verebilirim.
Bueno, le prometo que no he cambiado la raza ni las preferencias... sexuales, desde la última vez.
İnsan ırkı...
La raza humana...
Herp durmadan konuşup duruyorlar. Tek kelime edemiyorsun. Kardeşimle kırk yılda bir konuşursam şanslıyım.
No deja de hablar, nunca puedo decir una palabra y tengo suerte si puedo hablar con mi hermano una vez cada tanto.
Öyle olsaydı, insan ırkı için pek şanstan söz edemezdik.
Si fueran así, no le veo muchas chances a la humanidad.
Kurban, kimliği çantası ve cep telefonu olmayan kırk yaşlarında bir kadın nakit ödeme yaptığını ve adının Samantha Jones olduğunu söylediler, uydurma olabilir.
Hola, la víctima es una mujer, blanca, 40 años, sin DNI, cartera o móvil, pagó en efectivo, dijo que se llamaba Samantha Jones, podría ser inventado.
Gün bugündür insan ırkı!
¡ Hoy es el día, humanidad!
- Kırk gün, Latin.
Cuarenta días, latino.
Saf insan ırkı dnasıyla birleştirilmiş. Tekrar normal olabilirim.
Podría ser normal de nuevo.
RK yeri de mi yok o bilgisayarda.
¿ No le quedan entradas?
Hayır. Üzgünüm, uygun RK yeri de yok.
Lamentablemente, no tenemos entradas.
Kendi ırkınızı korumak için ateşkesi seçip teslim olursanız size yaşam, iş, ekmek vereceğimizi garanti ediyoruz.
Si deponen las armas les garantizamos su vida, trabajo y pan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]