English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şemsiye

Şemsiye translate Spanish

641 parallel translation
Fakat şemsiye birden kök salar, yavaş yavaş devasa boyutlu bir mantara dönüşür.
Pero el paraguas de repente cobra vida transformándose en un hongo Empieza a crecer gradualmente, obteniéndo gigantescas proporciones.
Bir şemsiye darbesiyle Selenit binlerce parçaya dağılır.
Y con un golpe de su paraguas el Selenita explota en mil pedazos.
Şemsiye ne için?
- ¿ Para qué sacas el paraguas?
Şemsiye konusunda beni düşünme.
Ya veo que lo que yo diga les importa un comino.
Şemsiye!
¡ Paraguas!
- Şemsiye! - Evet, tabii.
- ¡ Paraguas!
- Şemsiye!
- ¡ Paraguas!
Burada bekleyin, gidip şemsiye getireceğim.
Espere aquí, iré a conseguirle un paraguas
Şemsiye isteyen kim?
¿ Quién necesita un paraguas?
Şemsiye getireceğim, bekleyin burada.
Conseguiré el paraguas, espere aquí
Dün akşam Sagami-ya'dan ödünç bir şemsiye almıştım.
Anoche tomé prestado un paraguas de Sagami-ya
- Şemsiye hep taşır mısın?
- ¿ Siempre lleva paraguas?
Evde şemsiye açmak uğursuzdur.
Entrar con un paraguas abierto trae mala suerte.
- O şemsiye 11 yıllıktı.
- Me lo compré hace 11 años.
- Bir şemsiye bulmaya.
- A por un paraguas.
Bir şemsiye ödünç vermeni mi?
Prestaste un paraguas...
O sadece bir şemsiye değildi.
¡ No es por el paraguas!
Bir keresinde şemsiye yerine gülücüğümü kullandım.
Una vez traté de vivir de mi sonrisa.
Şemsiye veya yağmurluk almadığını biliyordum. Sevgilim.
No llevas ni paraguas ni gabardina. ¡ Oh, querido!
Bir dahaki sefere eline şemsiye de alırsın.
Lo próximo será que le sostengas el paraguas.
Şimdi farz edelim ki elindeki şemsiye bir tüfek.
Supongamos que tu paraguas es una escopeta.
Onun yerine bir şemsiye almalıydın.
- Debió comprarse un paraguas.
- Niye şemsiye aldın?
- ¿ Y el paraguas?
Bir de, Paris'te doküman çantası ve..... şemsiye taşıyamazsın.
Y otra cosa, nunca vaya con cartera por París. Ni con paraguas. Está prohibido.
Paris'te şemsiye taşımayacaksın ve..... ilk gün muhakkak yağmur bulacaksın.
Nunca lleve paraguas en París, y en cuanto llegue, encargue lluvia.
Kontes! Size şemsiye getiriyordum.
¡ Oh, señora Condesa, venía a traerle el paraguas!
Yüz tane? Ya Şapka, ayakkabılar ve şemsiye.
¿ O cien, con sombreros, zapatos y sombrillas a juego?
- Hayır. Melon şapka ile sürgün edilip, çay koyup, şemsiye tutan diğer sürgünler ile orada olsaydık neler yapardık diye konuşuyor olurdum.
Sería un exiliado con bombín... bebiendo té y llevando una sombrilla cerrada... que hablaría con los demás exiliados de lo que podríamos hacer... si estuviéramos en la patria.
Kız kardeşinden şemsiye alırsın, yumurta çırpıcı alırsın. Halhal değil.
Una hermana te da un paraguas o una batidora, pero no una tobillera.
Bütün çalışan uçaklar havalanacak. Onların üzerinde büyük bir şemsiye açacağız.
Usaremos nuestros aviones para darles la mayor protección posible.
4000 vereyim. Tamam mı? 4000, bi de şu üç şemsiye.
Que tal 4.000 4.000 y esos 3 paraguas.
- Neden şemsiye aldın?
- ¿ Y para qué es ese paraguas?
Şemsiye ne işe yarıyor?
¿ Y ese paraguas?
Eh, yağmur yağarsa şemsiye satın alırım.
Si llueve, compraré un paraguas.
Buna hazırdım. Kendime şemsiye bile almıştım. Ama Benny Goodman yüzünden yenildim.
Estaba listo, hasta me compré un paraguas... pero lo arruinó Benny Goodman.
Kendinize çukur kazıyorsunuz ve onlara bir şemsiye verip kıçınızda açtıracaksınız.
Si abrís la boca, os la Ilenarán de brasas y os las harán masticar.
Şemsiye nerede? Şemsiyem nerede?
¿ Dónde está mi paraguas?
Şemsiye gövdesi. Yaptığı buydu.
Era fabricante de armazones de paraguas.
Şey, bu bir şekilde beni şemsiye gövdesi yapmaktan alıkoydu.
A mí me llevó muy lejos de los armazones de paraguas.
Şemsiye.
Veamos. Sombrero, paraguas.
Bir de şemsiye getirseniz iyi olur.
Traé también un paraguas...
Yatağın altında duran bir şemsiye de garip.
Un paraguas bajo una cama también es extraño.
Sanki bir hırsız veya kayıp şemsiye gibi.
Ni que fuera un ladrón o un paraguas perdido.
Ne tarz bir şemsiye arzu ederdiniz?
¿ Qué clase de artículo... desea?
Sadece şemsiye, siyah bir şemsiye.
Un paraguas... un paraguas negro
Hayır, şemsiye satmayız.
No, nada de paraguas
Bu aptal şemsiye şapkayla tek başıma yürüyemem.
No puedo moverme sola con el estúpido sombrero sombrilla.
Ben şemsiye getirirken şurada biraz yağmurdan kaçının Patron.
Resguárdate ahí, jefe, mientras voy por un paraguas.
Şimdi bir düzine yeni şemsiye alabilirim.
Ahora me puedo comprar docenas.
Bir şemsiye!
¡ Ah, tu paraguas!
Şemsiye rica edecektim.
Un paraguas

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]