Şeref duydum translate Spanish
236 parallel translation
Şeref duydum hanımefendi.
Encantadísimo, señora.
Şeref duydum.
Es un honor.
Bay Jeffords, efendim, şeref duydum.
Sr. Jeffords, mi honor y mi placer.
Şeref duydum.
Qué honor.
- Şeref duydum.
Mucho gusto.
Şeref duydum, efendim.
Es un honor serviros.
Şeref duydum.
Es un placer.
- Şeref duydum Grandük Hazretleri.
- Es un honor saludar a Su Gran Alteza Ducal.
Şeref duydum!
¡ Es un placer!
- Şeref duydum.
- Es un honor.
Beni düşündüğünüz için şeref duydum.
Me honra que haya pensado en mí.
Şeref duydum.
Me siento honrado.
Sevgili hanımefendi, şeref duydum.
Querida dama, es un honor.
Şeref duydum, efendim.
Es un honor.
Şeref duydum. Sanırım daha önce tanışmıştık.
Ya nos conocemos.
Şeref duydum, efendim.
Oh, es un placer, señor.
Şeref duydum.
Qué gozo.
Şeref duydum!
Seguro. ¡ Estoy orgulloso!
- Şeref duydum, efendim.
- Es un honor conocerle, señor.
Şeref duydum Albayım, şeref duydum.
coronel. Un gran placer.
Böyle hassas bir görev için gönderilmenizden şeref duydum.
Es un honor que le hayan asignado tan delicada misión.
Büyük şeref duydum.
Qué honor.
- Şeref duydum.
Me siento muy honrada.
Şeref duydum ve ben biliyorum ki çok mutlu olacaksın, Georgette. Bundan eminim.
Ha sido un honor y estoy convencido de que serás muy feliz, Georgette.
Şeref duydum.
Será un honor.
Şeref duydum efendim.
Me siento honrado, señor.
Büyük bir küstahlık yaptığımın farkındayım. Seninle tanışmaktan şeref duydum.
Sé que me tomé mucha libertad, pero es una honra conocerte.
- Şeref duydum.
- Me halagan.
Palermo'dan gelip, beni ziyaret ettiğin için şeref duydum, Don Altobello.
Don Altobello, es un gran honor que haya venido de Palermo a visitarme.
Mütevazi arabama sizleri almaktan şeref duydum.
Es un honor tenerlo a bordo de mi humilde carro.
- Şeref duydum.
Me siento muy honrada
- Şeref duydum.
- Me siento halagado.
Şeref duydum. Göreve hazırım.
Me siento honrada.
Şeref duydum.
Me enorgullece.
Bu çok önemli. - Şeref duydum efendim.
Fue un placer conocerlos!
Şeref duydum.
Que honor.
Bay Whale, şeref duydum.
Señor Whale, es un gran honor para mí.
Şeref duydum.
El placer es mío.
Babamın ve senin izlerini takip ederek silahşörlerine katılma talebimi kabul ettiğin için şeref duydum.
Me honra que aceptéis mi petición para unirme a los Mosqueteros.
Leydim, lordum davetinizden şeref duydum.
Miladi, Milord Estoy honrado por la invitación.
Şeref duydum.
Es un honor conocerla.
Şeref duydum.
- Es un honor.
- Ne oldu? "Şeref duydum" yok mu?
¿ Nada de "gracias, será un honor" ni "espero no defraudar"?
Şeref duydum.
Es un gran honor.
O şeref bana ait. Hakkınızda çok şey duydum.
El gusto es mío, he oído hablar mucho de usted.
Büyük şeref duydum, Sayın Bakan.
- Es un honor, Sr. Ministro.
Elinizi sıkmaktan şeref duydum.
En su habitación del Hotel Rafael.
Şeref duydum.
Encantada.
- Şeref duydum, efendim.
- Coronel.
Şeref duydum.
Su señoría.
- Şeref duydum.
Gracias.
duydum 657
duydum ki 65
duydum seni 20
şerefe 1217
şerefsiz 114
şeref 29
şeref sözü 19
şerefine 69
şerefinize 33
şerefsizler 41
duydum ki 65
duydum seni 20
şerefe 1217
şerefsiz 114
şeref 29
şeref sözü 19
şerefine 69
şerefinize 33
şerefsizler 41