English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şunun gibi

Şunun gibi translate Spanish

347 parallel translation
Aslına bakarsak, şunun gibi bir şey!
Mire... precisamente ese.
Olayı kaptınız mı? Şunun gibi : "Şen şakrak olmak istiyorsan hemen ağzına bir avuç Vitajex at ki, bataryan şarj olsun." İzleyin.
¿ Entienden? "Si quiere tener energía y espléndida forma sólo tómese un puñado de Vitajex, y cargará sus baterías".
Aynı şunun gibi.
Como si nada.
Şunun gibi "Cleo de Merode"... 1900'lerde bir şarkıcı.
Se diría : "Cleo de Merode"... ¿ La conoce? Una cantante de 1900.
Bilirsin, bazıları böyle tutarlar. Şunun gibi bir şey.
Algunos los cogen así y todo.
Böyle düşük yerleştirebilirim ya da şunun gibi yükseklerini yapabilirim.
Puedo ponerlas abiertas, así, o así subidas.
Şöyle rahat, kabarık, şunun gibi.
Algo cómodo y mullido, como ése.
Sonradan bir şeyler görüyorum. Şunun gibi :...
Con el tiempo suelo encontrar algo que vale.
Fazla gösterişli olmasın. Şunun gibi olabilir.
Nada llamativo, quizá algo así.
Yarın, şunun gibi bir parça senin sırtını kaşırken ben nerde olacağım?
Mañana, una así tal vez te rasque la espalda en el Plaza... ¿ y dónde voy a estar yo?
Şunun gibi bir tipi arabama alacak kadar şapşalım...
Soy capaz de haber pescado en la carretera al tipo ese.
Sonunda şunun gibi olacağını bile bile yaşamak ne iğrenç olsa gerek.
Me asquea vivir para ser un día como esa mujer.
Şunun gibi, Noel ağacı.
Algo así, el árbol de Navidad.
Görüyorsunuz, onlar, ah... onlar şunun gibi önemsiz küçük şeyler.
Verá, son... Son las pequeñas nimiedades como ésa.
İri bir adamdı kırmızı saçlı şunun gibi elbise giymişti.
Era un hombre grande pelirrojo y ropa como ésa.
Şunun gibi bir tane.
En verdad me gusta esa.
Şunun gibi mi?
¿ Se refiere a algo así?
Hayır, ahize masanın üzerindeydi, şunun gibi, ahize yuvasının yanındaydı.
No, el tubo estaba en el escritorio, cerca de la base, de esa manera.
İşte şunun gibi bir anlama gelir hareket eden bir şeyin üstünde bir şeylerin büyümesi zordur.
Eso quiere decir simplemente que es difícil crecer sobre algo en movimiento.
Şunun gibi
Como una
Şunun gibi Jimmy, bana sadece kapıyı açtın.
Jimmy, me abriste la puerta,
Şunun gibi ;
Se ve la estrella.
Şunun gibi, yada bunun gibi.
Sabes lo que quiero decir Y un poco de eso y eso
Ben kendi payımı alınca, aynen şunun gibi bir sörf tahtası alacağım.
Cuando tenga la oportunidad, voy a comprar una tabla como esa.
Biraz daha geliştirelim çocuklar, şunun gibi :
Vamos a seguir, chicos, así :
Şunun gibi söylerim : "Şimdi b. kul yedim" ölüm sessizliği, ve azıcık olsun bir rahatsızlık vermez.
En voz alta. ... ¡ y la que se arma!
Şunun gibi, iki büklüm olması gibi.
Como ésta así, encogido.
Sonra da şunun gibi aptalca bir şeyler söyledim :
Y entonces dije algo totalmente estúpido como...
Bu esmeri takip ettiğimde şunu gördüm. Alışveriş arabasında şunun gibi bir çantası vardı. Somon fümeyi bu çantaya koyduğunu gördüm.
Así que sigo a la morena y veo... estaba con su carrito, tenía dentro un bolso, éste, y veo que está metiendo dentro salmón ahumado.
Şunun gibi biriyle mi?
¿ Con alguien así?
- Tamam ama plastik bir oyuncak istemiyoruz. Şunun gibi bir tane istiyoruz.
Están bien, pero no queremos un juguete de plástico.
Şunun gibi bir şey mi?
¿ Algo parecido a esto?
Öyleyse... Noel çığlıkları atan bir hindi edinin şunun gibi birşey.
Así que échenle un vistazo a este cuento espeluznante de Navidad... que comienza de este modo...
- Birer çift alın. Şunun gibi bir kalpak iyi olurdu.
Preferiría un gorro de piel como ese.
Demek istediğim, ve bu gerçeklik kendisini şunun gibi düşünüyor kendisini tek gerçeklik olarak düşünüyor yani.
Y esa realidad se piensa a sí misma como si... Digo, en este mismo momento, yo estaría en...
Ev arayan şunun gibi üç kız daha var.
Bien, hay tres más de esas buscando hogar.
- Şunun gibi mi...?
- Un poco de...?
Şunun gibi. Kim o?
Como esa... ¿ Quién es?
Mesela şunun gibi birşey...
- Quizás podrían decir :
Şunun gibi.
Como ésa.
Aslında, tıpkı şunun gibi!
Es más, exactamente como ésa.
Şunun gibi, "Henüz savaşmaya başlamadım"... veya "torpillere lanet olsun." Bunun gibi şeyler.
Algo como : "La batalla aún no ha empezado". O "Acabaré con los torpedos".
Şunun gibi.
Te estaría bien empleado que lo fuera por hablar de espitas del gas.
Şunun havlamasına baksana tıpkı pis yaşIı bir aptal gibi.
Míralo, ladrando y ladrando como un tonto.
Romeo'sunun deli gibi Bağırdığına şaşmamalı
No me extraña que su Romeo Empiece a gritar de alegría
Adam gibi ye! Şunun yüzüne bakın.
Mira cómo traga...
Hatırlayacağınız gibi, her yarışmacı Proust'un A La Recherche du Temps Perdu'sunun kısa bir özetini yapacak. Bir kez mayo, bir kez de gece elbisesiyle. Yarışmacılar üç finaliste indi ve bu akşamki jüri üyeleri şöyle :
Los concursantes harán un resumen de "En busca el tiempo perdido"... primero, en bañador y luego en traje de fiesta.
Şunun gibi bir şeydi : "Ben çalışıyorum, parayı ben getiriyorum, temiz hava benim hakkım." Peg, komik olan ne biliyor musun?
Hombres bajitos, feos y calvos que no saben la suerte que tienen de no tener mujer y luego vuelven arrastrándose convencidas de que no encontrarán nada mejor que nosotros.
Küçük, önemsiz bir alt sistemi seçersem... yani şunun gibi.
Como éste. Ajuste del campo warp.
Şu krater orada öyle tek başına, sanki güneş patlaması gibi. Şunun adı Kopernik.
Y ese cráter que está al noroeste, solo, como una estrella, ése se llama Copérnico.
Şunun gibi.
Es parecida a ésa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]