English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ 0 ] / 000 dolar mı

000 dolar mı translate French

2,205 parallel translation
22.000 dolar mı?
22 000 dollars? !
30,000 Dolar mı?
Il faut 30 000 €?
Şaka yapıyor olmalısın. 120,000 dolar mı?
Tu te fiches de moi.
10 : 00'a kadar 100,000 dolar mı?
100 000 $ pour 22 h?
Bir bakalım. Her ayın başında 40 bin dolar nakit Ken'in hesabına yatmış.
Voyons ça... 40 000 $ de dépôt en espèces sont apparus sur le compte de Ken le 1er de chaque mois.
Havaalanına götürürdüm. Taşınmana yardım ederdim. Ama on bin dolar vermezdim.
Je t'emmènerais à l'aéroport, je t'aiderais à déménager, mais je ne te donnerais pas 10 000 $.
- Arthur bana güven hesabından ikiyüzbin dolar çekmek istediğini söyledi.
- Arthur m'a dit que tu devais retirer 200 000 $ de ton compte de la société.
Açık sözlü olduğum için üzgünüm, ama vicdanımın söylediği, başka bir 15,000 doları harcamamanızdır.
Je suis désolée d'être si franche, mais moralement, je ne vous recommanderai pas de dépenser 15 000 $.
- Çünkü 200 bin dolar alıcam Bizim 200 bin dolarımız olacak o da
Parce que je vais toucher 200 000 $, et ce sera nos 200 000 $.
Çok güzel.. Kar dağıtımı tarzı bir şey. 100,000 dolar?
- Un dédommagement... 100 000 $?
Sen 300 bin dolar demiştin ve adamım sana bu parayı nakit olarak vermişti
Tu as eu 300.000 dollars.. .. et mon homme t'as donné cet argent en liquide.
- Senin 50,000 doların yok! Senin de Beyonce konserine biletlerin yok.
Il m'a appelé du nom de l'autre garçon!
Aidan, telif hakları için 300,000 dolar vereceğini ve yapımda danışmanlık yaparsam 50,000 daha alacağımı söyledi.
Il dit qu'ils veulent payer 300 000 pour les droits et 50 de plus pour me consulter.
Bıçakta kurbanımız Slocum'unkiyle eşleşen kan örneği bulduk ve patates cipsi kutusunda da 10.000 dolar.
Le sang sur la lame correspond à celui de notre victime, Slocum, et on a 10 000 $ dans un paquet de chips.
Bin dolar yatırmıştım.
J'ai parié 1 000 $. Quoi?
Daireni aradığımızda hoparlörlerden birinin arkasına gizlenmiş 180 gram kokain bulduk. Ayrıca dolabında da 120.000 dolar nakit vardı.
Et lorsque nous avons fouillé l'appartement on a trouvé 180 gr de cocaine planqués dans une de vos enceintes et 120,000 euros en liquide dans votre penderie.
Galiba 1,000 dolar kazandım.
- Je crois que j'ai gagné 1000 $.
- 1,000 dolar kazandım!
- J'ai gagné 1000 $!
Tutuklanması için yardım edene 10.000 dolar ödül verilecek. Cips?
Une récompense de 10 000 $ est offerte à quiconque aidera à son arrestation.
Patronumdan 5000 dolar çaldım.
J'ai volé 5 000 $ à mon patron.
Fakat onu gerçekten seviyorsam... Ona Vegastan bir ev almamı ve 50 bin dolar vermemi söyledi.
Elle m'a dit que si je l'aimais, je lui achèterais une maison à Vegas, plus 50 000 $.
Ayrıca eyaletimiz, Bay Daniels'a 300,000 dolarlık bir ödeme yapacaktır. Yanlışlıkla tutuklu kaldığı her yıl için 50,000 dolar ödeme yapılacaktır.
L'Etat offre aussi à M. Daniels 300 000 $, 50 000 $ pour chaque année où M. Daniels a été incarcéré par erreur.
Yarın ölürsem ilaç masraflarım olmaz ama..... halen tıp okuluna 100 bin dolar..... öğrenim ücreti borcum var.
Si je meurs demain, je laisse en héritage à ma femme 100 000 $ à rembourser pour finir de payer mes études.
Para işleriyle pek kendim... 12.000 dolar.
Uh, et bien, maintenant, je ne m'occupe plus des comptes moi même 12 000 dollars.
Yani bana 100.000 dolar borcun olduğundan en azından sipariş vermeme izin verebilirsin.
Je t'ai pardonné ton "emprunt" de 100 000 dollars, tu peux au moins me laisser m'offrir un déjeuner.
50 bin dolar mı yoksa Trish'e gerçekleri anlatmam mı?
50 000 $ OU JE DIS LA VERITÉ À TRISH.
Ondan ayrılmak istemezdim ama karımın o mücevheri dün 300 bin doların üstünde bir bedele satıldı. Hem de kimseyi aldatmadan.
Je ne voulais pas m'en séparer... mais... le bijou de ma femme hier... s'est vendu pour plus de 300 000 $ sans voler personne.
Ne yaptı biliyor musunuz? Kalan 5.000 dolarımızı harcamamak için kendini öldürdü!
Vous savez ce qu'elle a fait pour sauver nos derniers 5 000 $?
Etin yarım kilosu on bin dolar etti. Bu yüzden üretim için birkaç yıla daha ihtiyacı var.
La viande coûte 10 000 $ la livre, alors... on est loin de la production.
- Babanı arayayım mı? - Babam Dean'e 200 bin dolar istediğimi söyle.
Je devrais appeler ton père maintenant dis à papa Dean que je veux 200 000 $
40 bin dolar göndermezsen onu öldürürüm.
Vous m'envoyez 40 000 $, ou je le fais!
Hayatım, seks şahaneydi fakat 475.000 dolar edecek kadar değil.
Écoute, c'était très bon, mais ce n'est pas un coup à 457 000 $.
Ona 10.000 dolar verirsem kızımı bana verecek.
Elle me donnera ma fille contre 10 000 dollars.
Tarzana'lı bir ev kadını günü onunla geçirmem için bin dolar verdi.
Une ménagère de Tarzana m'a payé 1 000 $ pour rester avec elle.
Son 10 bin dolarım böyle gözüküyor, ha? Evet.
Voilà à quoi ressemblent mes 10 000 derniers dollars.
Eğer başarı sizi azdırmıyorsa başlangıçta vereceğiniz 5 bin dolar yatırım ücretini alıp boktan arabalarınıza atlayıp buradan gidebilirsiniz.
Si le succès ne vous excite pas, reprenez votre investissement initial de 5 000 $, remontez dans vos vieux tacots et fichez le camp.
Ama 5 bin dolarım yok.
Mais je n'ai pas 5 000 $...
50.000 dolarımı istiyorum.
- Je veux mes 50 000 $.
Şu ana kadar topladığımız miktar... 24.000 dolar.
Pour le moment, on a économisé... 24 000 $.
En azından 12.000 dolar daha lazım.
Il en manque au moins 12 000.
Bu işe başladığımızda bir gecede iki bin dolar kazanacağımızı söyleyen sendin.
Au début, c'est toi qui as annoncé 2 000 $ la nuit.
Evet filmimi temel alan bir senaryo yazmam için 100.000 Dolar teklif etti.
- Oui, donc il m'a offert $ 100,000 pour écrire le scénario de mon film. Qu'est-ce que tu vas faire?
Bana onunla yatmam için 5.000 Dolar teklif etti.
Il m'a offert 5000 $ pour coucher avec lui.
Yorgunluğunu atsan iyi olur çünkü Clothes Over Bros'a gidiyorsun ve Brooke Davis'i sana ödediği yarım milyon doların çöpe gitmeyeceğine ikna etmelisin.
Vous feriez mieux de vous bouger pour convaincre Brooke Davis qu'elle n'a pas gaspillé 500 000 dollars!
Yarım milyon dolar mı?
500 000 dollars?
Aşağı yukarı 30,000 dolar, bayım.
En gros 30 000 $.
Hey. Yanlışsam düzelt, Sana harcadığım 20.000 doların amacı
Corrige-moi si j'ai tort, mais je pensais que débourser 20 000 $ pour que tu dormes dans une tente, c'était pour corriger ton attitude.
O orospunun Nathan ile yatmadığını gayet iyi biliyorsun ve yine de ona 200 bin dolar mı vereceksin?
Tu sais que cette salope de menteuse n'a pas couché avec Nathan, et tu veux lui donner 200 000 $?
Gün sonuna kadar 100,000 doları teknik olarak var olmayan bir birim için nasıl alayım?
Comment je suis supposé avoir 100 000 $ à la fin de la journée pour une unité qui techniquement n'existe pas?
Ee, 100,000 dolarımız olduğunu söyle.
Dis qu'on les a alors.
Ne kadar kazanıyorsun... yılda 50 bin, 60 bin dolar mı?
Tu gagnes combien, 50 000, 60 000 par an?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]