1000 dolar translate French
924 parallel translation
1000 dolar yeterli mi?
"Mille dollars, ça suffira?"
- Orada 1000 dolar var.
- ll s'agit de 1 000 $.
Dün. 1000 dolar verdim.
Hier. Je lui ai donné 1 000 $.
Ayrıca, bir gece önce kendisine 1000 dolar verildiğini öğrendik.
De plus, la nuit précédente, elle avait 1 000 $ en sa possession.
Sana 1000 dolar veriyorum!
Je vais vous donner 1 000 $!
- Gecede 1000 dolar hakkıdır.
Lassparri vaut 1000 $ par représentation.
Sırf arya söylediği için gecede 1000 dolar mı vereceksiniz?
Vous êtes prêts à le payer 1000 $ rien que pour chanter?
- Kabul ettiniz, gecede 1000 dolar, değil mi?
- Vous êtes d'accord, 1000 $ par soir?
1000 dolar. Birkaç kuruşunu koparmak için bir yol olmalı.
1000 $ par représentation!
Bilmiyorum. Gecede 1000 dolar.
Voyons... 1000 $ par représentation...
Milyoner olmadım ama 1000 dolar kazandım bile.
J'ai déjà fait... 1000 dollars de bénéfice.
Ben 1000 dolar veririm.
Je vous offre 1000 dollars.
Biz arazinizi alıyoruz, siz 1000 dolar alıyorsunuz... dostumuz da bu voliyi vuramadığı için... demiryollarındaki işinden oluyor.
Ça marche. On prend votre terrain, vous recevez 1000 dollars et notre ami se fait griller par la compagnie ferroviaire pour avoir laissé filer l'accord entre ses doigts graisseux.
- 1000 dolar, ama...
- 1000 $ environ...
Çok fazla paranızı almak istemem. Onun için 1000 dolarınızı görmeyi yeterli buluyorum.
Je ne veux pas vous prendre autant d'argent, je veux voir vos cartes pour vous montrer que je n'ai pas le choix.
Zararın kaça indi? Oh, yalnızca 1000 dolar kadar.
- Combien devez-vous maintenant?
Biliyor musun, Charles, aslında ben de senin 1000 dolarını almaktan hoşlanmadım.
Vous savez, Charles, je n'aime même pas gagner 1 000 $ de vous.
Gel şu 1000 doları silelim.
Effaçons ce 1 000 $.
Hadi, 1000 dolarına. Büyük çeken kazanır.
La plus haute carte l'emporte.
- 1000 dolar mı borçlandım?
- Je vous dois 2 000 $.
Size karımın kardeşini dava etmeniz için 1000 dolar ödedim.
Je vous ai payé 1000 $ pour intenter un procès à mon beau-frère.
- İlk teklif nedir? - 1000 dolar.
- Première enchère?
1000 dolar teklif edildi.
- 1 000 $. L'enchère est à 1 000 $.
- Oyun başı 1000 dolar.
- À 1000 dollars la main?
- 1000 dolar mı?
1 000 $?
Yaklaşık, 1000 dolar, Birleşik Devletler hazinesinden.
J'ai environ mille dollars émis par ce bon vieux Trésor.
1000 dolar.
1000 $.
Bay Fabian'ın bir resim için kocanıza 1000 dolar ödemesini kastediyorum.
Que M. Fabian donne 1000 $ à votre mari pour un tableau.
Tanınmamış bir sanatçının eseri için 1000 dolar fazla değil mi?
1000 $. Ça ne vous paraît pas trop élevé pour l'œuvre d'un artiste inconnu?
Git uyu. Giderken de söyle, 1000 dolar yollasınlar.
Va te reposer et fais-moi porter 1 000 $.
- İstediğiniz 1000 dolar işte.
- Voici les 1 000 $.
- 1000 Dolarını unut. Gelin son iki rakamda anlaşalım : 65.
Occupons-nous seulement des deux derniers chiffres : 6 et 5.
Bu bahsi de kaybettiğinde bana 1000 dolar borcun olacak.
Quand vous aurez perdu ce pari, vous me devrez 1000 $.
"Ortaya yeni bir fikir atacak herhangi bir kişiye bin dolar veririm. Mağazamıza büyük bir kalabalık çekecek kişiye."
" J'offrirais 1000 dollars à quiconque pour une idée NEUVE... qui attirerait une foule immense dans notre magasin.
" Eğer... eğer yüzlerce insanı dükkânımıza çekebilirsem, bana bin dolar verir misiniz?
"Vous me donneriez 1000 $, monsieur, si... si... je pouvais attirer... des centaines de personnes dans notre magasin?"
10 dakika görüşmelerine karşılık 1.000 Dolar desek? Dakikası 100 Dolar mı?
Est-ce que ça vaudrait, disons 1000 $ pour qu'elle le voie 10 minutes?
Dakikasını 1.000 Dolar'a yükseltiyorum.
Je monte jusqu'à 1000 $ la minute.
Tek istediğim 1.000 dolar.
Je ne veux que 1000 $.
Bu 1.000 dolar ne için?
Pourquoi 1000 $?
Böyle bir haber 1.000 dolar etmez mi?
Ça ne vaudrait pas 1000 $, à ton avis?
- Chuck, Moore'dan bin dolar.
Les 1000 $ de Morley!
Peter'in ölümünden bir yıl sonra 1,000 Dolar veriyor sana.
Qui te rend bénéficiaire de la somme de 1000 $ un an après sa mort.
- 1,000 dolar eder mi?
Cela vaut 1000 dollars?
- Bin dolar.
De 1000.
Bin dolar civarı kaybetmişti, ama umurunda değildi. Kıza zenginliğini gösterip hava atıyordu.
Il a perdu dans les 1000 $, mais... ce qui comptait pour lui, c'était d'impressionner la fille.
Daha önce hiç cinayet davası kaybetmedi. Ama önüne en az bin dolar atman gerek.
Il n'a jamais perdu un procès... mais il faut allonger 1000 $ minimum.
Mary galeri fonu için vereceğim bin doları kabul eder misin? Bin dolar!
Accepteriez-vous 1000 dollars pour ce garage?
Bin doları nasıl açıklarım?
Comment je lui expliquerais 1000 dollars?
Durup dururken bin dolar mı?
J'ai offert 1000 dollars à Mary. Vous lui avez offert 1000 dollars, comme ça!
- Adam başına 1,000 dolar ödeyecek.
Elle offre 1000 $ à chacun pour du secours.
Bin dolar biriktirmem ne kadar sürdü bir bilsen.
Le temps que ça m'a mis pour économiser ces 1000 $!