14 yaşında translate French
690 parallel translation
Ama o.... 14 yaşında Pony Express sürücüsüydü.
A 1 4 ans, il montait pour le Pony Express.
En fazla 14 yaşında görünüyorsun.
Tu fais au maximum 14 ans.
14 yaşında denize açıldım.
J'ai pris la mer à 14 ans.
Evet, tanırım.14 yaşından beri arkadaşız, babasının yanında çalıştım.
Je connais Erskine depuis que j'ai 14 ans. J'étais greffier au bureau du juge.
Şimdi 14 yaşında olması lazım.
D'environ 14 ans.
14 yaşında, fakir bir ailedenmiş.
Vendue à 14 ans. Ses parents étaient pauvres.
Stravinsky ya da Rossini'den konuşmadan bir tek gece, ya da senin 14 yaşında La Scala'yı yönetmenden.
Ne plus entendre parler de Stravinsky, ni de Rossini. Ni du concert que tu as dirigé à 14 ans!
Bakın, bölüğümde 14 yaşında çocuklar var, 72 yaşında bir adamım var.
J'ai un garçon dans ma batterie qui n'a que 14 ans. J'ai un homme de 72 ans.
Kuraklık yılında Lula Mae'yle evlendik. Henüz 14 yaşındaydı.
Quand j'ai épousé Lula Mae, elle allait sur ses 14 ans.
14 yaşındaki birinin henüz aklı başında birisi olmayacağını düşünebilirsin.
On pourrait croire qu'à 14 ans, on ne sait pas ce qu'on veut.
14 yaşında, hindi yumurtası çalan ve gül bahçesinde koşuşturan. Ben hâlâ Lula Mae'yim...
Je suis toujours Lula Mae.
- Makyajsız 14 yaşında gösteriyorsun.
- Sans maquillage, on te donnerait 1 4 ans.
Türlerin erkeklerinin cinsel anlamda zirveye 14 yaşında ulaşmaları bana hep kaderin bir cilvesi gibi gelmiştir.
Je trouve très ironique que le mâle atteigne la plénitude sexuelle à 14 ans
14 yaşında ve çaresiz.
Quatorze ans et rien là-haut.
14 yaşında ilk suçunuz işlediniz.
Votre casier judiciaire commence à 14 ans.
İlk adamını 14 yaşında öldürdü, fahişe annesine hayran olan bir adamdı.
Meurtrier à l'âge de 14 ans, un admirateur de sa mère prostituée.
Sanırım o, en az 13 ya da 14 yaşında olmalı.
Elle doit avoir 13 ou 14 ans au moins.
İlk altın plak ödüllü albümünü 14 yaşında yazdı ve prodüktörlüğünü yaptı.
Il a produit son premier disque d'or à 14 ans.
Pee-wee 14 yaşında.
Pee Wee a 14 ans.
Babası 65 yaşında öldü. Çocuk o sıra 14 yaşındaydı.
Le père est mort à l'âge de 66 ans, lorsque le petit garçon avait près de 14 ans.
Ama 12 yaşında da, 14 yaşında da aynı şeyi söylediler.
Seulement, on m'a dit la même chose à 12 et 14 ans.
14 yaşında çocuğu olan çocuklar var. Peki, ne yapacağım?
A 1 4 ans, il y a des enfants qui ont des enfants.
"14 yaşında uyuşturucuya başladı.Bir cinnet anında aşırı doz aldı"
"A quatorze ans il a commencé à prendre de la drogue. Il a fait une overdose dans un élan de dépression"
14 yaşında bir kız.
Une fille de 14 ans.
Şimdi neden tüm arkadaşlarının 14 yaşında olduğunu anladın mı?
- Pas si souvent que ça...
14 yaşındayken, 70 yaşında bir kadına kapkaç yapma.
"Attaque d'une septuagénaire à 14 ans."
14 yaşında hapse mahkum oldu.
C'est là le garçon de 14 ans que nous avons condamné.
Bu evin içinde, 14 yaşında biriyle Fransızca finalime nasıl çalışabilirim?
Comment je vais étudier pour mon examen avec un ado ici?
14 yaşında koçaman bir adam oldu bende kötü kalpli ablasıyım.
C'est un adulte de 14 ans, et je suis son horrible grande sœur.
Sammy burda Santa Monika'li 14 yaşında bir çocuktan söz ediyoruz otantik çağın gizemlerinden değil.
Sammy, il s'agit d'un jeune de 14 ans qui habite à Santa Monica, pas de la nuit des temps. Qui se sert de lui?
O aynı zamanda başı büyük bir belada olan Santa Monica'Iı 14 yaşında bir çocuk.
C'est un garçon âgé de 14 ans de Santa Monica qui a des ennuis.
14 yaşında bir çocuğun köle olarak satıImasına yardım ettiniz.
Vous avez participé à faire un esclave d'un enfant de 14 ans.
Bundan haberin olmalıydı! Daha 14 yaşında!
Elle est mineure, elle n'a que 14 ans!
Aslında gerçekten karşılaştığımız tek radyo şöhreti babamın bayıldığı "Harika Çocuklar" adlı programdaki 14 yaşındaki bir matematik dehasıydı.
La seule célébrité de la radio qu'on ait jamais vue en personne fut le génie des maths de 14 ans, concurrent d'un jeu que mon père adorait, "Les petits génies".
Yani 14 yaşında bir kız var ortada. Annesi taptığı babasını terk edip, bir serseriyle gidiyor ve o serseri Diane'i döverken, Lane ateş edip onu vuruyor.
Lane avait 14 ans quand sa mère a quitté son père, qu'elle adorait, elle a dû vivre avec ce voyou qui battait Diane, et elle a fini par le tuer.
14 yaşında evden kaçtım, acı tatlı pek çok şey öğrendim.
J'ai fuguéE quand j'avais 14 ans et j'ai appris tout un tas de choses, bonnes ou mauvaises.
84 yaşında. Benden 14 yaş büyük.
Il a 84 ans. 14 ans de plus que moi.
- Kaç yaşında? - 14.
- Quel âge a-t-elle?
7 yaşında ucuzluk pazarından 14 tane oyuncak çaldı.
" 7 ans : vole 14 jouets dans un magasin.
14 yaşında o.
- Je sais.
Zina 16 yaşında, Mili ise 14.
Zina a 16 ans, Mili en a 14.
Çocukluğum fakir insanların arasında geçti. 14 yaşımda bir fabrikada çırak olarak çalışmaya başladım.
Mon enfance fut celle des pauvres, j'ai même servi dans un café à Naples, et ce fut une tannerie à Milan
Temmuz 1894'te, 31 yaşında 14 senedir çalışmış, 80'e yakın resim yapmış 30 sergi düzenlemiştir.
En juillet 1894, à l'âge de 31 ans, après 14 ans de peinture, la réalisation de près de 80 toiles et la participation à 30 expositions,
Söyle bana, sevgili Oskar, şimdi 14 ya da 15 yaşında olmalısın.
Dites-moi, cher Oscar, vous devez bien avoir 14, 15 ans.
Biri on üç, öbürü on dört yaşında.
- Toujours pas de nouvelles? Ils ont 13 et 14 ans.
Kaç yaşında?
Il a 14 ans?
On üç yaşında ve on dördünü görememe tehlikesi var!
Il a 13 ans, il est en danger de ne pas en avoir 14!
14. yüzyıl sonları kadar erken veya aslında 14. yüzyıl başları kadar geç bir tarihte ilk şaka türleri iki... Bu arada polis 16 yaşındakileri sokakta öpüştü diye tutuklamakla meşguldür.
Pas plus tard qu'à la fin du XIVe siècle, ou plutôt dès la fin des débuts du XIVe siècle, les blagues se divisaient et la Guardia Civil qui arrête les jeunes qui se békotent dans la rue...
Sen 14 yaş civarında...
T'as beaucoup d'expérience pourtant.
Bir kamyoncu için, 11-13 yaş aralığında olmalı. Belki de 14'tür, tabii genleri iyiyse.
Chez un routier, ça doit être entre 11 et 13 ans, peut-être 14, s'il a de bons chromosomes.
- Köpeğiniz kaç yaşında?
- 14 ans. - Le même âge que Jean-Marie.