English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ 1 ] / 1998

1998 translate French

582 parallel translation
Yeni Almanca versiyon, 1998'de ; Cineteca del Comune di Bologna Deutsche Kinemathek ve ZDF / Arte şirketlerinin işbirliğiyle oluşturuldu.
Cette nouvelle version allemande a été établie en 1998 par les Cinémathèques de Bologne et de Berlin, avec la ZDF et ARTE.
Ya da 1968'de ya da 1928'de ya da 1998'de.
Ou en 68, ou en 28, ou en 98.
Zany Janie, bu yılki Watkins Glen'deki yarışların galibi, 1998'de 2. olmuştu ve geçen yıl yarışın 2. etabında şanzıman sorununa kadar yarışı lider götürmüştü.
Jane a remporté les qualifications. Deuxième en 1998, elle était en tête l'année dernière mais elle a eu une fuite.
Frankenstein, 98'de bir bacak, 99'da bir kol kaybetti.
Frankenstein, qui a perdu une jambe en 1998 et un bras en 1999.
95'de de sağ gözümü ve sol gözüm ile burnumu da 97'de ayrıca kafatası kemiğimin de çoğunu 98'de kaybettim.
Mon œil droit en 1995. Mon nez et mon œil gauche en 1997. Mon crâne en 1998.
Kahretsin! 1998'de bir dairem olacaktı...
J'étais censé recevoir un appartement en 1998!
1998'den itibaren enerji istasyonu 270.000'den fazla eve yetecek kadar elektrik üretiyor olacak.
A partir de 1998, la centrale devrait produire assez d'électricité pour alimenter 270000 foyers.
'98, hasta öldü.
1998 : Patiente décédée.
- 98 i denemek ister misin? - Hayır.
- Tu veux concourir en 1998?
Bazı inanışlar'da, kıyamet gününü 1988'e ayarladığı söylenir.
D'après certains, elle fixe l'apocalypse à 1998.
Sabahın 8'i, 1998 senesinde Yerli olma vakti... Ve şimdi, sabah yol durumu.
Il est 8H, heure indienne, en 1998... et c'est l'heure du point route.
8 Mart 1998.
Le 8 mars 1 998.
Shelly Baker. Dosya numarası 1 3940. 1 2 ocakta hastaneye yatmış.
Baker, Shelly, dossier n ° 13940, admise le 12 janvier 1998, avec 40 de fièvre, insuffisance respiratoire.
1998'in Koyun Kralı
'Roi des Moutons'98'
Mahkûmiyet Tarihi : 19 Mayıs'98.
Reconnu coupable le 19 mai 1998.
Mahkûmiyet Tarihi 4 Temmuz'98, ikinci dereceden cinayet.
Condamné le 4 juin 1998 pour homicide.
Mahkûmiyet Tarihi, 12 Ağustos'98, birinci dereceden ölümcül saldırı.
Condamné le 12 août 1998 pour coups et blessures.
Mahkûmiyet Tarihi, 20 Temmuz'98, ikinci dereceden cinayet.
Condamné le 20 juillet 1998 pour homicide.
Mahkumiyet Tarihi, 1 Ağustos'98, ihmalkarlıktan ölüme sebebiyet.
Condamné le 1er août 1998 pour homicide par négligence.
Bayanlar ve baylar, size 1998 mezunlarını sunuyorum.
Mesdames, messieurs, je vous présente les diplômés de 1998.
Mahkûmiyet Tarihi : 10 Mart'98, büyük çapta soygun, giriş ve çıkış.
Condamné le 1 0 mars 1998. Vol de grande envergure, entrée par effraction.
Mahkûmiyet Tarihi : 1 Haziran'98.
Condamné le 1 er juin 1998.
Bir çeşit zaman döngüsüne yakalandınız. Belirsiz bir boyuttasınız ve şimdi de öteki tarafta 1998'e fırladınız. - 1998 mi?
Vous avez fait un bon en avant dans le temps et vous êtes maintenant en 1998.
- Bu adam deli.
- 1998? - Cet homme est fou.
BURADA CANLANDIRILAN OLAYLARDAN SONRA 1988'DE TÜTÜN SEKTÖRÜ
À LA SUITE DES FAITS DRAMATISÉS ICI, L'INDUSTRIE DU TABAC EN 1998
Mesela 1998 yerine 98.
Comme 98 au lieu de 1 998.
Ben ve oğlum Joachim Havana'ya 1998 yılı Mart ayında geldik.
Mon fils Joachim et moi, on est revenus à La Havane en mars 1998.
1998 yılındayız ve elimizden geleni deniyoruz.
On est en 1998, on fait de notre mieux.
Ibrahim 1998 yılında bizimle. Çok şanslıyız.
Nous avons Ibrahim en 1998, nous avons de la chance.
Kasım 1998 Seul
Septembre 1 998 Séoul
Ölüm tarihi 08.20.98.
Morte le 20 août 1998.
Bunun yanında 1998 yılındayız.
Et puis, on est en 1 998.
Hesabı 1000 yıl kadar önce açmıştım.
Normal, j'ai ouvert ce compte en 1998.
Mahkûmiyet Tarihi, 6 Eylül'98.
Condamné le 6 septembre 1998.
1998'de bir İngiliz paraşütçü 1500 metreden yere çakılmıştı.
En 1998, un soldat dont le parachute est resté fermé a chuté de 1 400 m.
1998'de burada görülen Wade, bu gece Westchester'de Dedectif John Shaft tarafından tekrar tutuklandı.
Wade, ici après sa mise en accusation, a été repris par l'inspecteur Shaft à l'aéroport de Westchester.
'95,'96,'97'98,'99. '99.
1995, 1996, 1997, 1998, 1999.
- İşe yarayacağını düşünüyorsan... - Reese'le benim biraz birikmiş paramız var 200 ağaç alabiliriz.
En 1998, le script est arrivé sur le bureau de Gail Berman, alors présidente de Regency Television.
Mainzer'lar birlikte ABD'de yaşadılar, ta ki Germaine 53 yıl evliliğin ardından 1998'de ölene kadar.
Les Mainzer ont vécu ensemble aux Etats-Unis jusqu'à la mort de Germaine en 1998 après 53 ans de mariage.
"Sağlıcakla. Han Sung-hyun, 7 Ocak, 1998."
"Sincèrement, Han Sung-Hyun, 7 janvier 1998."
"Not : Şu an kesinlikle 1998 senesi."
"P.S. Nous sommes vraiment en 1998 ici."
1998 mi?
1998?
9 Ocak 1998'de feci bir kar yağacak.
Il va beaucoup neiger à partir du 9 janvier 1998.
Eğer 1998'deysen, dikkat et de üşütme!
Si vous êtes encore en 1998, faites attention à la grippe.
1998'de yaşadığına hâlâ inanamıyorum!
Et je continue de croire que vous ne vivez pas en 1998.
1998 senesinden ne mi isterdim?
Qu'est-ce que je voudrais ramener de 1998?
Oraya git ve beni 1998 senesinde gör.
Allez-y, et vous me verrez en 1998.
Son buluşmamız Youido'daki Morning Cafe'deydi. 25 Mart 1998 günü için sözleşmiştik.
Notre dernière rencontre était à un café appelé "Aurore"... à Youido le 25 mars 1998.
Bu, Ken Blackburn'ün 1998'de dünya rekoru kıran tasarımının biraz değiştirilmiş şekli.
C'est une version modifiée du Ken Blackburn de 1998.
1997'de Roger Silver'ın şartlı tahliye talebi reddedilmiş. 1998'de de ve bir yıl sonra, gene aynı şey olmuş.
Roger Silver s'est vu refuser la liberté sur parole en 1997 puis en 98 et l'année d'après, même chose.
Mahkûmiyet Tarihi, 6 Ekim 1998,
Condamnê le 6 octobre 1998.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]